Ahmet Güvener

Kardiac Kids

17 Kasım 2015 Salı

Kardiac Kids 1980 NFL sezonunda Cleveland Browns Amerikan futbol takımına verilen isimdir. Bu lakabı birçok maçı son dakikada kazandıkları için kazanmışlardır. Fatih Terim gerek 2008 Avrupa Şampiyonası Finallerinde, gerekse 2016 Avrupa Şampiyonası Finallerinde Türk Milli takımından kardiac kids yaratmıştır. Fatih Terim, Milli takım ilk kez 1996’da UEFA şampiyonasına giderken de, 2008’de yarı final oynarken de, bugün de Milli Takım’ın başındadır. Bugüne kadar kırılamayan Galatasaray ile 4 defa üst üste şampiyonluk ve 2000 yılı UEFA Şampiyonluğunu da göz önüne alırsanız, Fatih Terim, Türk futbol tarihinin tartışmasız en başarılı teknik adamıdır.
Seversiniz ya da sevmezsiniz ama bunlar birer gerçektir.
Bazılarınızın “hoca çok ballı” dediğini duyar gibi oluyorum. Bal yani iyi “şans”; olma olasılığı çok düşük bir şeyin gerçekleşmesidir. Kişiler ve kurumlar kendi kontrollerinde olan durumlarda kendi şanslarını kendileri yaratırlar, aynen kendi şansızlıklarını yarattıkları gibi. Örneğin Milli Piyango’da büyük ikramiyenin size çıkması hayalini kurup, bütçe ayırıp ve o bileti elinizle çekerek kendi şansınızı yarattığınız gibi. Futbolda da 89. dakikada Selçuk’un İzlanda’ya attığı golün şans sayılamayacağı gibi. 2016 Avrupa Şampiyonası’na katılmamızda İzlanda’nın Hollanda’yı yenmesi, Kazakistan’ın Letonya’yı kendi sahasında yenmesi gibi sizin kontrolünüzde olmayan durumları, futbolda gerçekleşme olasılığı düşük iyi şans olarak sayabilirsiniz. Ama o kadar.

Abartmayalım!
Peki, Milli takımın Fransa 2016’a katılması büyük bir başarı mıdır?
Abartmayalım ama hayır. Elemeler başlamadan Türkiye Milli Takımı Avrupa’da 23. sırada idi ve finallere bu sefer 24 takım katılacaktı. Yani bu sıralama ile normalde katılmamız gerekirdi ve elemeler sonunda 20. takım olarak katıldık. Elemelerin ilk bölümünde 5 maçta 5 puan bir başarısızlık idi, ikinci bölümdeki 5 maçta 13 puan ise ciddi bir başarı. Asıl tartışmamız gereken 1996’dan beri yapılan 5 Dünya Kupası’na bir kere (2002), 6 UEFA Avrupa Şampiyonası’na ise 4 kere katılmamızın (1996, 2000, 2008, 2016) gösterdiği sürdürülebilir başarı eksikliğimizdir. Hâlâ A Milli takımımızın önemli bir kısmını başka ülke altyapılarının ürettiği futbolcular oluşturmaktadır. Futbolda ileri giden ülkeler ise bu şampiyonaların nerede ise tamamına katılmışlardır. Çünkü o ülkelerde planlı bir çalışma söz konusudur. İspanya, Almanya, Belçika hep başarısını gördüğümüz proje ülkeleridir. İzlanda, Avusturya, Finlandiya’yı ise yakında duyarız. Fatih Terim’i eleştireceksek sorumluluğu aldığı bu konuda eleştirelim. Bu yılın Ocak ayında teknik adamlar toplantısında açıkladığı manifestonun sonuçlarını tüm ülke olarak bekliyoruz. Ama yaprak kıpırdamıyor. Esas ve sürdürebilir başarı için altyapıda yapılacak radikal devrimlere ihtiyaç vardır. Bu da ancak ya TFF Genel Kurulunun ve yönetişim modelinin değişmesi, ya da masaya yumruğunu vuracak çok güçlü bir Başkan ile mümkündür. Bu yapı ile bu imkânsızdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hakem lobisi 9 Temmuz 2016
Kardiac Kids 17 Kasım 2015
Yeter artık 29 Eylül 2015

Günün Köşe Yazıları