Hikmet Çetinkaya

Kâfirlere ölüm!...

18 Kasım 2015 Çarşamba

Paris’te yaşanan vahşet daha önceleri New York’ta yaşanmıştı. 14 yıl önce...
11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’nin bulunduğu gökdeleni delip geçen Boeingler, ikiz kulelerin çöküşü...
Adına ister “vahşet”, ister “katliam”, ister “terör” deyin bu öykü ABD’nin Afganistan’ı işgaliyle uç verip “Selefi” ruhuyla ateşlenmişti.
11 Eylül çok konuşuldu, tartışıldı...
Köktendinci terör “Ilımlı İslam” olarak adlandırılan din sarmalıyla hayat buldu.
Zaman hızla akarken “Selefi ruhu” bir simge olarak algılandı, küresel güçlerin desteğiyle ivme kazandı.

Taliban’dan IŞİD’e değin uzanan Selefiliğin kolları İslam coğrafyasında çoğaldı...
Köktendinci terör örgütleri kendilerine yardım edenleri “kâfir” olarak görüp “düşman” belledi.
Zaten G20 zirvesinde Putin’in söylediği buydu!

El Kaide’den Taliban’a, El Nusra’dan IŞİD’e dek uzanan zincirin halkaları böyle oluştu.
IŞİD, bunların en gelişmişi, en vahşisi...
Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Türkiye’de, Fransa’da...
Aslında tüm Avrupa ülkelerinde uyuyan hücreleri var.
Günü gelince, hiç beklemediğiniz bir yerde karşınıza çıkıyorlar.

***

Ankara katliamını kimin yaptığını henüz öğrenemedik.
Paris katliamını IŞİD’in yaptığını biliyoruz...
IŞİD bu vahşeti üstlendi...
Ankara katliamının hedefi belliydi: Türkler, Kürtler, Aleviler, barıştan, temel hak ve özgürlükten yana olanlar, sendikacılar...
Gözle görünen bir gerçek var ki, IŞİD bugüne dek gelmiş geçmiş köktendinci terör örgütlerinden farklı bir yol izliyor...
Seçtikleri hedef, özel yaşamdan geçiyor...
Bir bakıma hayatın akışını durdurmak, insanları korkutup yıldırmak istiyor.
Derdi salt Şam, Musul, Bağdat değil...
Batı Avrupa...
Bu yüzden Almanya, Londra, Belçika, Avusturya, Hollanda, İspanya diken üstünde...
IŞİD bizim komşumuz...
400 kilometrelik sınırı kontrol ediyor IŞİD, gözümüzün önünde. Siperler kazıyor, mayın döşüyorlar.
Gaziantep ve Şanlıurfa’da varlar mı, yoklar mı?
Yapılan operasyonlar oralarda yaşadıklarını gösteriyor...
Küresel savaşla iç içe olan Selefilik, Paris katliamından sonra marka değerini yükseltti. Arap Baharı’nın Libya’da ve Mısır’da içine düştüğü durum, IŞİD’in ansızın her yerde karşımıza çıkacağı gerçeğini güçlendirdi.
Irak’ın bölünmesi, Suriye’de iç savaş, Büyük Ortadoğu Projesi’ni hazırlayanları düş kırıklığına uğrattı.
Emperyalizm ve küresel güçler kendi çıkarları uğruna halkları birbirlerine kırdırınca, Selefilik giderek azgınlaştı.

***

Cihatçı terör örgütlerini Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Pakistan’da, Afganistan’da besleyenleri unutmamak gerekir...
Cihatçılara topraklarını üs olarak kullandıranlar onlara her türlü yardımı yaptı, eğitti, kuşattı, savaşçı olarak Suriye’ye gönderdi.
Beş yıldır Fransa, Almanya, İngiltere Suriye’deki cihatçılara yardım etmiyorlar mıydı?
Bölgeyi kan gölüne dönüştüren cihatçıları “Ilımlı İslam” olarak görenler bugün panik içinde.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Paris’teki “cuma katliamı”ndan sonra “Savaş nedeni” açıklamasını yaptı...
Oysa iş işten geçmişti...
Rusya’nın Suriye’de yaşanan iç savaşa girmesi, Esad güçlerinin yanında yer alması...
Rusya, Suriye, İran, Hizbullah cephesinin IŞİD’i perişan etmesi...
Ve IŞİD, daha düne dek kendisine yardım eden, silahlandıranlardan “kâfirlere ölüm” diyerek intikam alıyor!
Haydi söyleyin bakalım, Rusya lideri Putin “IŞİD, 40 ülkeden finansal destek alıyor; bu ülkeler arasında G20 üyeleri de var” derken haksız mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları