AKP Tipi Totalitarizme Doğru

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Bireyin özgürlüğünün devlet tarafından ortadan kaldırılması ve bireysel yaşamın ikinci dereceye bırakılması anlamında kullanılan “totalitarizm” kavramı I. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da ortaya çıkan faşist ideolojiyi tanımlamak için kullanılıyordu.
Mussolini, “Faşizme göre, her şey devletin içindedir ve devletin dışında insani veya ruhsal hiçbir şey yoktur, dahası onun dışında hiçbir şeyin değeri yoktur. Bu anlamda faşizm, totaliterdir ve bütün değerlerin sentezi ve birliği olan faşist devlet, bir halkın yaşamının tüm yönlerini ifade eder, geliştirir ve güçlendirir” diye yazmıştı.
Kuşkusuz ki günümüz Türkiye’sinde devleti
“faşist” ya da “totaliter” olarak tanımlamak yanlış olur, çünkü devlet erkine sahip olan siyasal iktidarı parlamenter-demokratik yolla değiştirmenin koşulları mevcuttur. Sınırlı da olsa düşünce ve anlatım, toplanma ve gösteri, örgütlenme gibi özgürlükler hâlâ vardır.
Ayrıca totaliter sistemlerin tarihsel ve ideolojik öğeleri olabilecek özellikler üzerinde bir anlaşma/mutabakat yoktur. Belirleyici olan ortak yön devletin/siyasal iktidarın koyduğu hedefine ulaşmak için bütün yolları kullanması doğrultusundaki kararlılığıdır. Bundan ötürü tüm totaliter rejimler
“güncel” teknik ve yöntemlerle siyasal konumlarını güvence altına almak, topluma “tek tip” ideolojik kurallar dayatmak, toplumsal yaşamın tüm yönlerini denetlemek tüm totaliter rejimlerin uyguladıkları siyasetlerin olmazsa olmazlarıdır.

\n

***

\n

Carl Joachim Friedrich ve Zbigniew Brzezinski gibi düşünür ve siyasal bilimciler totaliter rejimlerin ortak özelliklerini “ütopyacı gelecek vaadi”, “bin yılcı egemenlik savı üzerine kurulmuş bir ideolojik kurgu”, “fiziksel ve/veya psikolojik terör”, “tek lider-tek parti”, “medya tekeli”, “yaşamın her alanını kapsayan merkezi eşgüdüm” olarak göstermektedirler.
Totalitarizm, toplumun ve toplumsal gerçekliğin bütününü kavradığını iddia eder. Kendi rejiminin değişmezliğini ayırt edebilmek için bir öteki terimi icat eder ve insanları, benden olanlar ve benden olmayanlar diye ikiye ayırır.
Totalitarizmde lider tek güçtür. Her şeyi bilir, her şeye hakkı vardır. Liderin ruhunu okşayan onun lütfuna mazhar olur, eleştiren ise hiçlikte yitip gider. Bu rejimde insanın kendi geleceğini düşünmesi, tasarlaması olanaksızdır. Her şey toplumun mutluluğu içindir ve insanların ne ile ve nasıl mutlu olacağını da belirleyen liderdir.

\n

***

\n

Yukarıda son bölümde altı çizilen totaliter özellikler AKP iktidarının gerek siyasal uygulamalarına, gerekse liderinin geleceğine ilişkin söylemlerine yansımaktadır. Büyük devlet vaatleri, 2023, 2053, 2071 planları, fiziksel terör ile eşanlamlı, yargısız infaza dönüşmüş tutukluluklar, parlamento dışı muhalefete sis bombası, biber gazı ve tazyikli su uygulanan şiddeti, muhalif gençlik gruplarına karşı uygulanan sindirme/yıldırma siyaseti bu yansımanın somut örnekleridir.
Bunlara, sağlık perdesi ardına gizlenerek getirilen alkol yasağıyla bireylerin özgürlük alanlarının daraltılması, ibadethaneleri olan cemevlerinin devletçe tanınmaması yoluyla Alevilerin ötekileştirilmesi gibi çeşitli müdahaleci ve baskıcı uygulamaları ekleyebiliriz.

\n

***

\n

Ne var ki tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen henüz her şey bitmiş değildir. AKP tipi bir totalitarizme giden, dönüşü zor bu yola set çekmek, bizim elimizdedir. Başarabilir miyiz? Eğer kendi gücümüzün farkına varır, aramızdaki kısır çekişmeleri bırakır, toparlanırsak niçin başaramayalım?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları