Ve Suriye'de İşe Şeytan Karıştı!

02 Haziran 2013 Pazar

Suriye sorununda hafta boyunca yaşanan gelişmeler, 25 Mayıs Cumartesi günkü Erdoğan, Esaddan daha yalnız hale geliyor \nyorumumuza haklılık kazandırdı.

\n

Sadece çevre ülkelerden gelen haberleri sıralamak bile tabloyu çok net bir biçimde ortaya koymaya yetiyor.
İran Meclis Başkanı
Ali Laricani, durumu tek cümleye sığdırdı. Şöyle dedi:
“Türkiye, Suriye konusunda yaptığı yanlış hesaplamaların faturasını İran’a çıkarmasın.”
Laricani’yi böyle bir açıklama yapmaya iten, Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu’nun şu sözüydü:
“İran ve Hizbullah Suriye’deki çatışmaların bizzat içinde.”
Hem askeri hem sivil kanadı, belirlediği stratejiyi sonuna kadar sürdürme gücüne sahip Lübnan’daki Hizbullah’ın lideri
Hasan Nasrallah, Esad yönetimini sonuna kadar destekleyecekleri işaretini verdi, şöyle dedi:
“Esad saflarında yer almaya devam edeceğiz. Suriye düşerse Kudüs de düşer. Mücadelemizin belkemiği budur.”
Buna yanıt, Davutoğlu yerine her şeyden sorumlu Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağ’dan geldi. Şöyle dedi:
“Şimdi Hizbullah karar almış, Esad’ın yanındayız diye. Müslümanlara ölüm kusan Esad’ın yanında yer alan Hizbullah lütfen İslamdan ve Kuran’dan güç devşirmesin. Onların güç devşireceği yer Müslümanları birbirine düşürmek isteyen şeytandır. Hizbullah’ın adını değiştirmesi lazım, Hizbuşeytan yapması lazım.”
Olacağı buydu, işin içine şeytan karıştı.

\n

***

\n

Bozdağ’ın bu sözleri, İslam dünyasının birliği konulu, yabancı ülkelerden temsilcilerin katıldığı uluslararası sempozyumda söylediği dikkate alınırsa ayrı bir anlam kazanıyor.
Çevre ülkelerde durum böyle, küresel oyuncular katında nasıl?
Bu sorunun yanıtını veren en somut gelişme hafta ortasında yaşandı.
Avrupa Birliği, Suriye’deki muhaliflere silah ambargosunu kaldırma eğilimine girince, Rusya şu karşılığı verdi:
“Ben de Esad yönetimine S-300 füzesi satarım.”
Bu iki haber ışığında Suriye’nin yakın gelecekteki durumunu şöyle öngörebiliriz:
Suriye’deki muhaliflere kim yardımda bulunma kararı alırsa, hemen Şam yönetimine yardım eden de çıkacak. Böylece Suriye, küresel çekişmenin, hatta savaşın zemini haline gelecek. Kaybedense Suriye halkı olacak, bu ülke açısından tatsız bir kısırdöngüye girilecek.
Haziran ayında Cenevre’de ABD ve Rusya’nın ortak girişimiyle toplanacak konferans bunun bir göstergesi olacak. Aslında şimdiden oldu bile. AKP’nin
“Bir umut, belki Esad’ı devirecek adım atılır” beklentisinde olduğu bu konferansa Şam yönetimi de katılacak.
Suriye Dışişleri Bakanı
Velid Muallim, bunu Bağdat’a yaptığı resmi gezide açıkladı. Muallim hem Irak yönetimini yanlarına aldıklarını ilan ediyor hem de uluslararası camiadaki varlıklarını duyuruyordu.

\n

***

\n

Suriye konusu ne yazık ki iç gündemimizin de ciddi bir sorunu. 11 Mayıs’taki Reyhanlı saldırısından sonra hükümet, hemen bu olay üzerinden politika üretme işine girişti. İlk günlerin açıklaması şuydu:
Saldırganlar tespit edildi. Tümü bizim insanlarımız, ne yazık ki kendi içimizden, Suriye yönetimine destek verdiğini düşünen bir örgütün işi.
O gün için, Türkiye’de hükümetin politikasını desteklemeyenlere yüklenmek böyle bir gelişme ile olanaklıydı.
Bu hafta saldırganlar değişti! Yine her şey ortaya çıkarıldı. Saldırganlar Suriye’den geldi. Aralarında CHP heyetlerinin Şam ziyaretini organize edenler de var.
Bakarsınız önümüzdeki hafta Reyhanlı saldırısı yeniden aydınlatılır!
İşe şeytan karıştı bir kere, ne zaman ne yapacağı belli olmaz.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları