Vahdettin Kışlayı da Satmış...

03 Haziran 2013 Pazartesi

“Gülme komşuna gelir başına” derler ya.
Taksim Gezisi yüzünden kafa karışıklığı sırası AKP’ye geldi.
Sessizlikten ve eylemsizlikten kurtulmanın yolunun Gezi’deki ağaçların yok edileceğinin ve alana alışveriş merkezi yapılacağının öğrenilmesiyle açılmasının şehir sevgisini tetiklemesi, son yılların en başarılı eylemlerinden birini oluşturdu.
Eylemin hükümete karşı bir gösteriye dönüşmesini hükümetin sağlaması da yaşanılan bir başka çelişkiydi.
Yasalarda yapılan değişiklikle AKP iktidarına karşı olanların terörist sayılması yaklaşımı, Gezi Parkı’nda bir kez daha somutlaştı.
Eyleme katılanların tümünün
“marjinal” olarak yaftalanması, “Başbakan’ı neden sevmiyorsunuz” sorusunu soracak kadar iktidarlaştırılmış polisin, bırakın ölçüsüzlüğü, gaddarlığa varan saldırısı, aklın alacağı bir tutum değildi.
Nitekim, göstericilerin çığ gibi artmasına ve tepkilerin iktidarı temsil eden Başbakan’a yönelmesi, kaçınılmaz bir sonuçtu.
Her adımını kendi ideolojisine uygun biçimde atmaya özen gösteren bir iktidarın, göstericileri ideolojik olmakla suçlaması da çelişkilerin en yamanlarından biriydi.

\n

***

\n

İstanbul yakasında Taksim, Şişli, Beşiktaş ve bağlantı yollarındaki görüntünün benzeri Anadolu yakasında Bağdat Caddesi’nde yaşanıyor.
Her gece 10 binlerce genç yaşlı, kadın erkek, Cadde’de gösteri yürüyüşleri yapıyor.
Katılanların çoğunu genç kızların oluşturması, insanın gelecek umutlarını da büyütüyor.
Yürüyüşe katılanların kiminin ellerinde tencere, tava, kiminin de ağızlarında düdük var. Üzerlerine
Atatürk’ün resimleri eklenmiş bayraklar da dalgalanınca cadde gelincik tarlası görüntüsüne dönüşüyor.
İnsanın yüreğini soğutan bir ulusal tepkiyle karşı karşıyayız.

\n

***

\n

Osmanlı’yı canlandırma amacını yaşama geçirmenin araçlarından biri de Topçu Kışlası’nın yeniden yapılmasıydı. İçine AVM yerleştirilmesi de bir başka tepki nedeniydi. Tepkiler nedeniyle AVM’den cayıldığı yolunda açıklamalar var.
Ama Başbakan, Kışla’nın yapılmasında ısrarlı. Demokratik bir yaklaşımla
“Ne yaparlarsa yapsınlar, karar verdik yapacağız” diyor.
İşte şimdi sorunun tam zamanı.
“Topçu Kışlası’nın; ikinci katındaki caminin ve çevredeki mezarlıkların Osmanlı’nın ulu hakanlarından Sultan Vahdettin Han tarafından yabancılara satıldığını biliyor musunuz?”

\n

***

\n

Araştırmacı arkadaşlarımızdan Atilla Oral’ın son belgesel kitabı “Sömürge Valisinin Himayesinde Vahdettin’in İhanetleri ve İşgal İstanbul’u / CHARLES HARİNGTON” adıyla kısa bir süre önce yayımlandı.
Belgeler, yayımlanmış anılar ve o dönemi aktaran gazete haberleri, bir yanıyla Atatürk’e ve
İnönü’ye yöneltilen saldırıların da iftira olduğunu gösteriyor.
Dönemin belediye başkanı
Cemil Topuzlu, iş yapabilmek için Maliye Nâzırı Mehmet Rıfat Bey’den para istemiş. Aldığı yanıtı anı kitabında şöyle aktarıyor.
“Sizden gizlemeden söyleyeceğim ki, Osmanlı maliye tarihinde ilk defa olarak askeri beslemek için, askeri bir kışlayı satmak mecburiyetinde kalıyorum. Dün Taksim Kışlası ile Talimhane’yi ecnebi bir şirkete verdik. Böylece birkaç yüz bin lira elde ettik. Yarın Dolmabahçe Gazhanesi’ni, Kadıköy Rıhtımı’nı ve Borsa Hanı’nı satmak için bazı şirketlerle görüşmeye gideceğim.”
Talimhane ve Kışla’nın 500.000 liraya Fransız sermayeli bir yabancı şirkete satıldığını İleri Gazetesi’nin 7 Aralık 1921 günkü sayısının 3’üncü sayfasından öğreniyoruz.
Satışı, Türkiye’den kaçmadan birkaç ay önce Vahdettin’in uygun gördüğünü de bu arada öğreniyoruz.
Ayazpaşa Mezarlığı’nın bir bölümünün 17 bin liraya gayri müslimlere satıldığını, Ağacamisi’nin avlusunun da 50 yıllığına yine Vahdettin döneminde yabancı elektrik şirketine kiralandığını yine belgelerden okuyoruz.

\n

***

\n

İnsan, “Vahdettin hayranlığı, satıp savma konusunda da örnek alınmasından kaynaklanıyormuş” demeden edemiyor...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları