'Sultan Adaylığından Diktatöre'

04 Haziran 2013 Salı

“Maske düştü! Erdoğan birkaç günde, Türkiye sınırları dışındaki tüm inandırıcılığını yitirdi!”
Gezi gösterilerinin yurtdışı etkisini böyle özetlemek mümkün.
İlk bilanço için görüş aldığım bir Batılı diplomat;
“Erdoğan on yılda sağladığı itibar sermayesini bir haftada tüketti!” dedi.
“Erdoğan’ın süreçte hiç tanımadığınız bir yüzüyle mi karşılaştınız? T.C. Başbakanı’nın hangi yapıda olduğunu bilmiyor muydunuz” şeklindeki sorumu da; “Testi kırılana dek Erdoğan’ın çehresiyle yüzleşmemiştik. Ancak testi kırıldı” diyerek yanıtlayan muhatabım söze şöyle devam etti:

\n

‘İtibar gitti, iktidar duruyor’

\n

“Konu salt uluslararası basındaki yazılar değil. Akşam ana haber kanallarında insanlık göstericilere kullanılan polis şiddetini izliyor. ‘Türk hapishanelerinde İran’dakinden fazla sayıda gazeteci olduğu’ bilgisi, TV’leri başındaki herkese ulaşıyor. Erdoğan’ın hakkında bundan böyle yapılan en nazik tanım, ‘bir diğer Putinoluyor. Erdoğan evet itibarını kaybetti. Ama iktidarı yara almadı. Erdoğan’ın iktidarına ancak, kendi partisi AKP ya da uluslararası koşullar darbe vurabilir.”

\n

‘Golyat’a karşı Davut gibi’

\n

Hafta sonundan bu yabal köyün belli başlı tüm kanallarını izliyorum. Avrupa basınını da yakından takip ediyorum.
Türkiye’deki olayları,
Erdoğan’dan başka, “aşırı uçların” işi, “ana muhalefet partisinin manipülasyonu” ya da bir “darbe provası” (“tencere tava hep aynı hava”) şeklinde gören yok.
Uluslararası medya
“aysbergin ucu” diye tanımlanan “Gezi Parkı’ndaki” olayları ve Türkiye’ye yayılan gösterileri; Erdoğan’ın 1) otoriterleşme, 2) iktidar ve kibir sarhoşluğu, 3) ılımlı İslamdan aşırı İslamcı çizgiye kayışının sonucu görüyor.
Olayların patlamasından bu yana hiç empati sinyali göstermemesi, tersine göstericilerle zıtlaşma içine girmesi;
“Türkiye’nin vahim bir Erdoğan sorunu olduğuna” dair algıyı güçlendiriyor. Gözlemciler, gösterilerin “AKP ya da hükümetten çok Erdoğan’ın buyurganlığına karşı olduğu” görüşünde birleşiyorlar.

\n

‘Nevi şahsına özgü demokrasi’

\n

İtalyan TÜSİAD’ının etkili gazetesi “Il Sole 24 Ore”; muhalefet eden herkesi “düşman olarak gören Erdoğan’ın nevi şahsına münhasır demokrasi anlayışına” gönderme yapıyor.
İtalya’nın çok satan gazetelerinden
“Repubblica”, RTE’nin “AKP hegemonyası ile İslamcılık gazına bastığını” söylüyor.
Gazete, göstericileri, bir Kutsal Kitap benzetmesiyle
“dev Golyat’a karşı koyan Davut-yani mazlum- olarak betimliyor (2 Haziran). Benzetmeyi, tazyikli su sıkan polislere karşı put gibi duran kırmızı anoraklı kızın fotoğrafı üzerinden yapıyor.

\n

‘Türk modeline elveda’

\n

Aynı gazetenin dünkü baskısında İslam dünyası uzmanı Gilles Kepel tarafından kaleme alınan tam sayfalık bir yazı ise; “Türk modeline elveda. İstanbul baharı Arap dünyasını krize soktu” başlığını taşıyor.
En çarpıcı iki yazı “Erdoğan’ın sağdıcı Berlusconi’nin gazetesi” “Il Giornale”de çıkan yorumlar.
“Sultan’ın Osmanlı’yı yeniden kurmak düşü, küçük bir İstanbul bahçesine (Gezi Parkı’na!) gömülebilir” diyen gazetenin (2 Haziran) Ortadoğu uzmanı Gian Micalessin; dünkü yazısında da “Sultan adayından stajyer diktatöre” başlığını kullanıyor ve özetle şunları söylüyor:
“Düne dek sultandı. Şimdi dikatör. Mübarek, Kaddafi, Esad’ın eski dostu olan, sonra bunlardan mesafe alan Erdoğan, bu ülkelerde muhaliflerin avukatlığına soyunmuştu. Yalnız kendi ülkesine değil Ortadoğu’ya düzen getirmeye heveslenen Türk Başbakanı, şimdi eski ahbapları gibi lanetli ‘diktatör’ damgasını yiyor. Kendisiyle dolu, benmerkezci bir otokrat olan Erdoğan, biraz belasını kendi aradı. Tüm kabahati ‘muhalefet’ ve ‘Twitter’ın üzerine yıkan Erdoğan’ın açmazları, gösterilerden sonra aldığı tavırla büsbütün ortaya çıktı. Sosyal ağlara karşı dile getirdiği gerçektöresi/sürreel savlar, eski dostu, şimdiki düşmanı Esad’ın Suriye gösterilerinde kullandığı savların aynısı... Ekonomik açıdan Türkiye’yi ileriye götürmeyi beceren, ama özelleştirmenin tüm getirilerini bir İslam burjuvazisi yaratmak için kullanan Erdoğan, içten pazarlıklı Batı’nın efsaneleştirdiği Erdoğan’dan çok uzak. Erdoğan’ın yarattığı bu hegemon siyasi sınıf sonra arkadan laik askerleri hapsetmek, gazetecileri, ydınları ve muhalifleri susturmak için yargı baltasını kullandı. Ama Batı uyurken Türkler uyandı!”
İşte böyle. Erdoğan için hiçbir ey eskisi gibi olmayacak!
Swobada bile Başbakan’a artık, “kışkırtıcı (Taksim) projesini durdurması” için çağrılar yapıyor.
Çok değil… İki yıl önce Erdoğan;
“Erdoğan’ın Yolu” başlığıyl a Time’a kapak yapılmıştı. Erdoğan’ın yolu, bundan böyle “Gezi Parkı”na çıkıyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları