Siyaset Nereye?

15 Haziran 2013 Cumartesi

Eylemlerden sonra siyaset nereye evrilir? İşte Ankara’da konuşulanlar:
1-
Recep Tayyip Erdoğan üzerinden kurgulanan tüm gelecek beklentileri silindi. AKP, ANAP gibi zaman içinde eriyip parçalanarak tarihe karışır.
2- Klasik sağ parti kurmaya yönelik bir girişimin şimdilik başarı sağlayamayacağı kanısı egemen.
3- İtalya’daki 5 Yıldız Hareketi’nin lideri
Beppe Grillo benzeri popülist liderler belirebilir. Çevrecilik ve özgürlük çağrılarıyla ortaya çıkacak olan Kemal Derviş benzeri isimler de siyaset meydanında görülebilir.
4- Türkiye Barolar Birliği başkanlığını kazandıktan sonra Gezi eylemleri süresince etkin rol oynamaya çaba gösteren
Metin Feyzioğlu, genel başkanlığa güçlü aday olarak gösterilerek eylemlerin CHP tarafından kucaklanmasına yönelik girişimler olabilir.
5-
Abdullah Gül’ün ağabeylik yapacağı, küresel güçleri gücendirmeyen, bireysel özgürlükleri reddetmeyen, liberal-muhafazakâr bir çatı oluşturulabilir.
6- Asıl sorun, AKP’nin PKK ile yürüttüğü pazarlığın ikinci aşaması olan anayasa değişikliğinin artık ister istemez sekteye uğraması yüzünden çıkacak. PKK’nin özerklik, anadili ve kavimciliğin anayasada dile getirilmesi istemleri yerine getirilemezse, AKP’nin
“barış süreci” suya düşecek.
Özetle, şimdiye değin Recep Tayyip Erdoğan üzerinden yürütülen
“istikrar” oyunu bozuldu. Gözdenin pantolonu belinde durmayacak artık. Yeni “istikrar” bulunana değin sürekli düşecek!

\n

Egemenlik

Avaz avaz bağırıyor:\n“Bu can bu bedende oldukça Allah’tan başka hesap verecek kimse yoktur.”
Hançeresini yırtıyor:
“Benim valim, benim polisim, benim bakanım, benim gencim, benim müdürüm...”
Sen kimsin?
Sen, ne Allah’ın elçisisin ne de milletin efendisi.
Sen, parlamenter demokraside, toplumun belli bir çoğunluğunun, ülkeyi tüm yurttaşlar adına
“anayasal çerçeve içinde kalarak ve anayasal kurumlarla birlikte” yönetmekle yetkilendirdiği yürütme erkinin başısın.
Hiçbir resmi kurum, kişi ya da yurttaş, CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, senin babanın malı değil.
Unutma! 23 Nisan 1920’den bu yana bu ülkede egemenlik gökyüzünden alınmış; kayıtsız, şartsız ulusa verilmiştir. Devredilemez.
Devralmaya kalkışırsan millet hesabını sorar. Sen de o hesabı millete er ya da geç vermek zorunda kalırsın!

\n

Büyükelçi

\n

CNN’de Christiane Amanpour’un programında, Gezi Parkı eylemcileri için “çapulcular” tezini “marjinaller, teröristler” diyerek genişleterek başbakanına nasıl hizmet ettiğini gösteren Başdanışman İbrahim Kalın, görev süresi dolan Namık Tan’ın yerine Washigton Büyükelçiliği’ni yeterince hak etmiş oldu.

\n

Simge Televizyon

\n

Halk direnişinin simgelerinden biri de “Halk TV” oldu. Onca olanaksızlıklara karşın tek adam sansürüne karşı direndi ve kazandı.
Ulusal Kanal ile birlikte RTÜK’ün AKP’li üyelerinin oylarıyla cezalandırılması da habercilik görevini ve sorumluluğunu yerine getirdiğinin kanıtı oldu. Bu cezayı ödülden saysınlar!
Halk TV’nin Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosundan yetişmiş genel yayın yönetmeni
Hakan Aygün’e “Bu işi nasıl başardınız” diye sorduk, “Habercilik duygusuyla” dedi kısaca:
“Küçük bir kanal, olağanüstü bir olay bekler. Büyük medya kanalları veremezken o kamuoyuna duyurmayı bekler. İşte bizim için de o gün geldi ve başardık. Başarı bundan sonra da sürecek.”
Hakan’a,
“Tehdit alıyor musunuz” diye sorduk. Halk TV’nin Ankara bürosunun önünden geçerken polisler coplarını kanal çalışanlarına göstererek “edebi” söylemlerde bulunmuşlar. İstanbul bürosuna gazeteci kılığında ve yardım bahanesiyle sivil polisler girmek istemiş. Sosyal medya aracılığıyla, elektronik postalarla, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Benim yüzde ellim” diye övündüğü efendi, terbiyeli çocuklardan yine çok “edebi” iletiler almışlar. Hakan Aygün dedi ki:
“Bunlarla hiç tartışmaya girmiyoruz. Bin tane övgü geliyorsa, tehdit, sövgü sadece 10 tane. Türkiye’de hava değişti artık.”
Bu arada... Halk TV; hem de üst gelirli, kültürlü, eğitimli izleyici grubunda izlenme açısından 15 gündür açık arayla birinci...

\n

Neredeydin?

\n

Ertuğrul Günay’ın kontenjanından AKP’den milletvekili olan eski CHP’li Erdal Kalkan, “Yeter! Söz gençliğin” demiş, “Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Kimse şah değil, padişah değil” demiş.

\n

Aramıza hoş geldin. Şimdiye kadar nerelerdeydin?

\n

Bilmece

\n

Tunalı Hilmi direnişinden bir pankart:

\n

“KAHROLSUN! Bazı şeyler...”
Neler olduğunu, herkes biliyor nasıl olsa...

\n

Mitinglerin Nedeni

\n

Siyaset kulislerinde konuşuluyor: Recep Tayyip Erdoğan’ın, Melih Gökçek ekibinin “Sizi tavuk dönerli pikniğe götüreceğiz”, “Gelmezsen, makarna, kömür yardımını keseriz” diyerek topladığı kalabalıklara seslenmesinin, Sincan’da, İstanbul’da miting düzenlemesinin nedeni, Gezi Parkı eylemlerine karşı tutum almak değilmiş. AKP’deki panik havasına karşı moral 
toplamakmış...

\n

Çünkü Tarzan zor durumda...

\n

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları