Korkunç gerçeğe doğru

23 Kasım 2015 Pazartesi

Gözümüz şu sıralar küresel terör tehdidinde. Emperyalizmin sorumlu olduğu terör insanlığı vuruyor.
Antalya’daki G20 zirvesinde de IŞİD katliamlarının öne çıkmasıyla ana gündem belirlendi.
Gayet açık bir çelişki ortada; nasıl oluyor da gelişmişler, sorumlu oldukları küresel terörden yakınıyor? Yoksa yakınıyor görünüp, gerçekte sistemin sürmesi için insanlığı zapturapt altına alacak yeni önlemlerle vaziyeti perçinliyor mu?
Yanıt ortada, büyük bir ahlaksızlığı sergiliyor. Nitekim Putin bu ikiyüzlülüğü belgeleriyle Antalya’da sergiledi. Aralarında G20 ülkelerinden bazılarının da bulunduğu 20 devletin IŞİD’e, küresel teröre destek verdiğini söyledi.
O gizli toplantıda hangi ülkelerin temsilcilerinin yüzleri kızardı acaba?

***

Küresel egemenlerin ikiyüzlülüğü, sahteciliği salt teröre ilişkin değil, yaşamın her alanında.
Şakası yok, öyle geçiştirilecek türden değil; bütün canlılar, büyük bir tehlikenin eşiğinde.
Gerekçe:
“Küresel ısınma...”
İnsanlık kendi eliyle toplu intihara koşuyor.
Suçlu yine emperyalistler, egemenler, kapitalist sistem.
Gelişme adına, yatırım adına üretim ve tüketim sürekli pompalanıyor. Bu uğurda tırmanan fosil yakıtla tüketimi tüm canlıların, doğanın canına okuyor.
Zehir soluyoruz artık, içme suları, denizler kirleniyor. Küresel ısınmanın, sera gazı salımlarının yüzde 80’inden G20’ler sorumlu.
Veriler ortada.
Kuzey kutbu, Himalaya ve Alpler’deki buzullar eriyor. Deniz suyu yüksekliği sistematik olarak artıyor.
Okyanustaki bazı adalar sular altında, pek çok ülkede tayfunlar ve kasırgaların sayısı ve yıkımı büyüyor. Bütün kıtalarda kuraklık ve sıcaklık artışları rekor düzeyde.
Kasımın sonuna geldik. Batı bölgelerimizde hava güllük gülistanlık. Milyarlarca yıllık dünyamızda, 2015 bu anlamda yeni olumsuz rekorlara sahne oldu. Atmosferdeki ısınma ilk kritik eşiği aştı.
Karbondioksit miktarı görülmedik bir düzeye çıktı.
Dünya Meteoroloji Örgütü, 1880’den bu yana sıcaklık ortalamalarını aylara göre incelemiş. En sıcak 10 ayın altısının bu yıl yaşandığını açıkladı.
Zaten önlem almakta çok geç kalındı, son bir iki hamle de yapılamazsa felaket geliyor. Ekoloji ve çevre hareketleri, doğa korumacılar iklim değişikliğinin savaşları yarattığını, militarizmi tırmandırdığını, kuraklık, gıda krizi ve göçlere yol açtığını, denizlerde balıkların tükendiğini, yeni hastalıkların türediğini vurguluyor.
Karbonsuzlaşmaya gitmekten başka yol yok artık.

***

Bu gerçek karşısında AKP iktidarı ne yapıyor?
Ülkemizde görülmedik yağmaya, doğa yıkımına, orman ve yeşil katliamına, tarım alanlarında, derelerde, denizlerde büyük bir çevre kirliliğine imza attılar.
Sermayeci, piyasacı iktidar, yandaşlarını ve destekçilerini nemalandırmak için gözü kara bir politika sürdürdü. En son Kuzey Kıbrıs’a götürülen temiz su hattının işletmesi özel şirketlere verilmedi diye, vanaları kapattılar.
Yağma her yerde, her yatırımda.
Temiz enerjiye yönelmek yerine Zonguldak, Çanakkale, İzmir başta olmak üzere ülkenin dört bir yanı, daha çok kömürle işleyen termik santrallarla dolduruluyor. Riskli nükleer yatırımlara yöneliyor. Bedava, ucuz, temiz güneş enerjisine yatırım yok.
Bilinmeze değil korkunç gerçeğe sürükleniyoruz, uyan ey insan...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları