Murat Sabuncu

Savaş kabinesi

25 Kasım 2015 Çarşamba

Dünya ajansları; “Kurulduğu 1949 yılından beri ilk kez bir NATO üyesi Rus savaş uçağını vurdu” diye geçiyordu haberi. Ve biz aynı saatlerde, muhtemelen son yıllarda ülke tarihinin karşılaşacağı en kritik süreçlerde yönetimde olacak 64. Hükümetin bakanlarını öğreniyorduk. Sürpriz yoktu elbet. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan şekillemişti listeyi. Başkanlığa giden yolda kabinede en ufak bir pürüz istemiyordu zira. 17- 25 Aralık’ta “bağlılığını kanıtlamış” isimler, damadı, AKP’yi kurarken yanında olan aile dostu, gerektiğinde Davutoğlu’na karşı lider adayı hepsi özenle yerleşmişti listeye.

Gülen mücadelecileri
Teker teker gidelim kritik isimlerin üstünden. 17-25 Aralık’tan başlayalım. 26 Aralık 2013’te operasyonun hemen ardından yeni kabinede Adalet Bakanlığı görevine gelmişti Bekir Bozdağ. Ve suçlanan 4 bakanın fezlekelerinin Meclis’e gelmesinin engellenmesi çalışmasından ilerleyen süreçte HSYK’de iktidarın istediği değişiklikleri yapan isim olarak Erdoğan’ın gözüne girmişti. Yeni kabinede aynı görev verildi.
Bir diğer isim İçişleri Bakanı Efkan Ala. 2007’den bakan yapılacağı 2013 Aralık’ına kadar Başbakanlık Müsteşarı idi. Operasyon günlerinde gazeteciler için “kapısını kırın alın o adamı” ya da kapanmasını istediği bir site için “gerekirse yasa yapar suç olmaktan çıkarırız, savcıdan korkmayın siz” talimatlarıyla hatırlanıyor. Bu iki isim aynı zamanda “Gülen Cemaati ile iyi mücadele ettikleri” için Erdoğan’ın takdirini kazandılar.

Bakanlığında yolu “cemaat”ten geçen tüm isimleri teker teker görevden alan Mehmet Şimşek de ödüllendirildi. Maliye Bakanı idi Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine geldi. Ve piyasaların istediği değil ama beklediği oldu, Ali Babacan’a kabinede yer verilmedi. Sinyali Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak vermişti Sabah gazetesindeki yazısında:

“Piyasadaki arkadaşlar şunu gayet sıkı biliyor ki çıpa herhangi bir şahıs değil, bugüne kadar yaşanan tüm zor dönemlerde bile mali disiplinden ödün vermeden aldığı cesur kararlarla ülkeyi bu noktaya getiren sağlam irade oldu. Fakat bu çıpa illa bir kişiyse onun da kim olduğunu sokaktaki vatandaştan bile daha sıkı bilmekteler.”
“Çıpa Babacan değil Erdoğan” demişti yani Albayrak açık ve net.

Cumhuriyet damadı

Babacan’dan sonra bir “Albayrak- Yiğit Bulutprojesi olan “milli ekonomi” söylemi ile “Merkez Bankası’na sözlü- fiili” müdahalenin artacağını beklemek şaşırtıcı olmaz. Şimşek’in ve ekonomi bakanlıklarına gelen isimlerin Babacan kadar ekonominin gereği neyse onu yapma ya da Merkez Bankası bağımsızlığını savunma konularında direnç göstereceğini sanmıyorum. Maliye Bakanlığı görevine gelen Naci Ağbal’ın da Erdoğan’a ve damadı Albayrak’a yakın olduğunu vurgulayalım.

Damat Albayrak bilfiil ekonomi yönetiminde olmasa da etkisi olacak. Bu arada kabinede Enerji Bakanlığı yapacak. Albayrak ve enerji yan yana geldiğinde Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış’ın “Potus ve Beyefendi” kitabını anmamak olmaz. Tanış, kitapta Powertrans adlı bir şirketinin 2011’de Kürt bölgesindeki petrolü taşıma işini üstlendiğini yazmıştı. Powertrans’ın ve saklanan uluslararası ortaklarının peşine düşen Tanış, Erdoğan’ın damadı Çalık Holding’in o dönemki CEO’su Berat Albayrak’ın da dahil olduğu ilişkiler zincirine ışık tutmuştu. Albayrak kitaptaki iddiaları dava etmiş, ancak Tanış buna sevindiğini söyleyerek “mahkemeye belgelerle geleceğini” söylemişti. Ancak savcı “kovuşturmaya gerek olmadığına” karar vermişti. Bu kabineyle Osmanlı döneminde sık rastlanan damatların üst yönetimde görev alması Cumhuriyet döneminde de gerçekleşmiş oldu.

Yakın eski dostları

Yazıyı son bir detayla bitirmek istiyorum. O da Erdoğan’ın beraber yola çıktığı isimleri uzun bir aradan sonra yeniden AKP’ye ve yönetime dahil etmesi. İlk örnek Meclis Başkanlığı’na seçilen İsmail Kahraman. İkinci örnek kabinede Aile Bakanı yapılan Sema Ramazanoğlu. Kendisi hem Erdoğan ailesinin yakın dostu hem de AKP kurucuları arasındaydı. Ancak parti kurucusu 6 başörtülü adayla birlikte Yargıtay Başsavcılığı’nca haklarında suç duyurusunda bulunulmuştu. Ramazanoğlu 13 yıl sonra bakan olarak kabinede. Ramazanoğlu daha önce aynı görevi üstlenen AKP’li Selma Aliye Kavaf’ın da ablası.

Ulaştırma Bakanı yapılan Binali Yıldırım’ın başbakan yardımcılığının son dakikada Davutoğlu tarafından engellendiği de sızan kulisler arasında. Ancak Yıldırım, Davutoğlu’nun iktidarı üzerindeki “Demokles’in kılıcı” olmayı sürdürecek.
Başlığı “savaş kabinesi” diye attım. Bunu sadece Rusya ile olası bir savaş olarak okumayın. Bir süredir giderek içine girilen Suriye savaşı olarak da değerlendirin. Ve tabii her ne kadar kabul etmeseler de AKP içindeki güç savaşının başlığı...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları