‘Herkesin nüfusu kendine!’

25 Kasım 2015 Çarşamba

Nusaybin, Mardin hattının karşısındaki ovada dizi dizi köyleri sıralanmış. Kilometrelerce uzanan tarlalar arasındaki ağaçlıklı bu köylerin hepsinde kiliselerin çan kuleleri yükseliyor. Suriye’ye isimlerini veren Süryaniler (Syriac) bu toprakları Kürtlerle ve ekseriyetle daha iç kesimlerde Sünni Araplarla paylaşıyor. Son dönemde ‘Rojava’ (Batı Kürdistan) isminin benimsenmesini dert etmiyorlar. Cezire kantonunun parlamento eşbaşkanı Nazira Gewriye “Pek çok isimimiz var, Mezapotamya, Rojava, Beyt Nahri (iki nehir arası)” diyor.
 
‘Herkesin nüfusu kendine!’
 
Nüfuslarını bilmiyorlar, tıpkı diğerleri gibi… Savaş ortamında sayım yapmak imkansız. Rivayet o ki, bir ara Şam’da iç muhalefetin bir toplantısında her kesim nüfusunu sayıp dökmüş. Araplar “bizimki şu kadar” demiş.. Kürtler “biz şu kadarız”.. Hıristiyanlar, “bizim de şu kadar”… Bir toplamışlar 23 milyonluk Suriye nüfusu 40 milyonu bulmuş!
 
Köklerine tutunmuşlar

Süryanilerin nüfusu muhakkak daha az. Bu topraklara tarihleriyle tutunmuşlar. Akadlar’a kadar gidiyor. İlk alfabeyi yapan, şehircilik geliştiren, sulama kanallarını ilk inşa edenlerin, Hamurabi kanunları, Palmira, Zennubia, Tedmur’un miraçılarıları. Süryani Birlik Partisi’nin lideri İşo (İsa) Gewriye, “Bir buraları kazın, bir de Arabistan’ın çöllerini, bakalım ne çıkacak” diyor: “Hıristiyan kiliseleri bölününce, Araplar yayılınca çıkmış bir Rum kilisesi, Arap kilisesi. Kim Yunanistan’dan gelmiş kim Suud’dan? Hums’taki Hıristiyan’ı bilmezler, zannederler Arap. Köyü var, köyün isminin Arapça anlamı yok. Gökten zembille inmemişiz ki bu topraklara. Ama asimile olmuşsun işte.”


 
Gurur kaynağı

Türkiye’den sürülmenin acısını da unutmamışlarken, 21. Yüzyıldaki IŞİD tehdidine karşı Cezire kantonunda Kürtler ve Araplarla kurdukları yapının üzerine titremeleri bundan. Kantonun parlamentosunun eşbaşkan yardımcısı Nazire Gewriye, “Dilimiz az biliniyor çünkü baskılanmış bir sistemde yaşadık. Şimdi kendimize ait, dilimizi yaşattığımız, öğrettiğimiz okullarımız var. Çocuklarımız kendi kültürlerini tarihlerini öğrenebiliyorlar. Araplar ve Kürtler de öyle. Bu da yönetim olarak bizim için bir gurur kaynağı” diyor.
 
Suriye iç muhalefetinde de rol oynayan 51 yaşındaki İşo Gewriye’nin evi, Kürtçe Terbesiye, Süryanice Kabre Heore (Beyaz Mezarlık) şehrinin Görşeyran köyünde. Kamışlı’nın 25 km. doğusunda. Parti liderliğinin yanında buğday, arpa, mercimek ektiği arazileri var. Malikanesinde inşa ettiği kilisenin altında 1400 yıllık Süryani kilisesi kalıntıları çıkmış.


 
Sutoro, Sootoro…

IŞİD bölgenin yakınlarına geldiğinde erkekler silah kuşanmış, kadınlar evlerini terk edip güvenli bir yere geçmeyi reddetmiş. Şimdi Suriye Demokratik Güçleri’nin kazanımlarından mutlular. Gewriye’nin İstanbul’da okurken tanıştığı Türkiyeli ve Erzurumlu eşi Serpil hanım, “Tehlike burnumuzun dibine kadar geldi. Şimdi daha bir rahat nefes aldık” diyor. Kanton bünyesinde Sutoro ismini taşıyan kendi asayiş güçleri var. Kürtlerin YPG/YPJ’si ve Arapların Sanadid’iyle birlikte bölgelerinde kontrol noktalarını paylaşıyorlar.
 
Kürtlere söylenenler abartı

İşo Gewriye, “Ortadoğu’nun yaşama kültürü değişmelidir. Zihniyet değişimi yaşanmalıdır” görüşünde. Okullarda zorunlu Kürtçe eğitimi yahut kamu dairelerinde Kürtçe ve Arapça kullanımına gidildiği iddiaları için “Anayasada sorun yok, üç dilli. Kürtçe ise zorunlu dil olarak üç yıldır zaten var. Bu iddialar KDP, Türkiye ve rejimin yaygarası” diyor. Üç halk arasında “güvensizlikleri” teslim ederken; Kürt basınında iki dillilik (Arapça-Kürtçe) telkinleri yapıldığını, araç plakalarında Süryanice’nin karmaşık olacağı ve sığmayacağı gerekçesiyle konulmak istenmediğini, kamu bildirilerinde bazen ihmalle iki dil kullanıldığını anlatıyor. Toprak ve mülkiyet konusunda bazı sahtekarların ortalığı karıştırdığını da söylüyor. Kürtler için “Hata yapıldığını gayet iyi biliyorlar, telafi edeceğiz diyorlar” diye ekliyor. 100 yıl önce Süryaniler Türkiye’den sürülürken Kürtlerle karşı karşıya kaldıklarını anlatırken, vurgusu uzlaşma: “Ama adamlar değişmiş, gel beraber çalışalım dedikten sonra ben ne yapacağım. Başka halk yok ki buralarda, mecburuz bir yolunu bulup birlikte yaşayacağız.”

18’lik Hıristiyan kadın asker

Kamışlı ve civar köylerinde yaşayan Süryaniler kendi savunmalarını kurmuş. Şam yönetimini destekleyen 500’den biraz fazla Sootoro milisleri var. 1000’in üzerinde Sutoro gücü ise Cezire kantonunun resmi asayiş güçleri arasında. Süryani gençleri IŞİD tehdidine karşı kadınlı erkekli askeri eğitim alıyorlar. Kamışlı dışındaki Şehit Athro (Vatan) Akademisi’nde şu anda 45 kadın eğitiliyor. Tırbesbiye köyünden 18 yaşındaki Urmi gibi…


-Akademiye ne zaman katıldın?

Geçen temmuzda.

-Neden?


Bu mücadelede bir Süryani kadın olarak yer almak istedim. Kadınların da yeri olduğunu göstermek istedim. Kendi kişiliğim ve irademi güçlendirmek gibi bir amacım da var.

-IŞİD’cilarla ilgili düşüncesi..


Daiş’in yıkımları ne insanlığa sığar ne de insan yaşamı için bir ortam bırakır. Biz de elimizden geldiğince mücadele edeceğiz, insanlık için de kendi halklarımız için de. Bunun nefretle alakası yoktur. Ama böyle bir ortam oluşursa her şey biter. Taşı da ağacı da insanı da bitirirler

-Neler öğreniyorsun?


Sabahın 5.00’inde kalkıyoruz. Sabah içtiması ile askeri eğitimler var. 6.00’da kahvaltı, 8.00’de tekmi verme. Bir saat siyasi değerlendirme toplantımız, 12.00’de öğlen yemeğimiz oluyor. 14.00-15.00 arası ateşli silahlar ve ateşsiz olarak askeri eğitimizi yapıyoruz. Sonra gece yürüyüşleri için başka yerlere gidiyoruz. 22.00’dan sonra yatma saati ama iki saatlik nöbetlerimiz de var.

-Cepheye gittin mi?


Gittim ama henüz çatışmaya katılmadım. Pek çok arkadaşımız katıldı. Erkek arkadaşlarımız şehit düştüler.

-Okula gitmiyor musun?

Liseyi bitirdim. Şartlar yüzünden Haseke’deki üniversiteye gidemeyeceğim. Bazılarımız gidiyor. Artık ben kendimi halkıma adadım.


-Normal şartlarda ne okumak isterdin?

Spor öğretmeni olmak isterdim..


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD’de darbe tehdidi 7 Eylül 2018
Zaharçenko darbesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları