Bu Akşam Kadıköy İskele Meydanı'na!

07 Temmuz 2013 Pazar

Sevgili,
Pencereden dışarı bakıyorum.
Kadıköy İskele Meydanı küçülmüş, çarpılmış, değişmiş.
Eski halini anımsamaya çalışıyor, geçmişe dönüyorum.
Şimdi biraz ötede, 4 numaralı Bostancı, 6 numaralı Fenerbahçe, 20 numaralı sarı Moda tramvayları, hemen iskelenin çıkışında sağdaki taksi durağı yerli yerinde.
Ben gözümü dünyaya burada açtım.
Çağımın çoğu Kadıköylü çocuğu gibi, benim de İskele Meydanı’ndaki Boğa heykeli önünde çekilmiş kısa pantolonlu resmim var. Cumartesileri, sılaya dönüş eve varmanın son aşaması, pazartesi sabahları mapusluk yolunun iskelesinin önündeki meydan benim anılar dünyamın en seçkin yerlerinden biri.
Toygar Bilgin, oğlunun çiftçilik işlerine yardımcı olmak üzere, sık sık İstanbul dışına kaçalı beri, Galatasaray Lisesi 1959 mezunlarını Ender İkiışık toplar oldu.
Artık Ender ayda iki çarşamba, Kadıköy’deki eski Karaköy İskelesi, üstündeki Denizkızı lokantasında öğlen yemekleri düzenliyor, elimden geldiğince gidiyorum.
Bayılıyorum, vapura binip karşıya geçmeye.
Gerçi, betona duran Salacak sahillerini, çatısı yanmış Haydarpaşa’daki eski gar binasını gördükçe hayıflanmıyor değilim ama kendi kendime mırıldanıyorum:
- Aldırma! Buna da şükür, Haydarpaşa’ya takma, kendi haline bak!
Denizkızı’na varınca da ben geçmişteki Kadiköy İskele Meydanı’na gidiyorum.

\n

***

\n

Bir yeri görmeden evvel gözünde canlandırırsın. Sonra orayı görünce, eskinin o kadar belleğine kazınmış gerçek olmayan görüntüsü gider, üstüne sahicisi kurulur, bir daha da kafandaki ilk görüntüyü eski netliğiyle yandım Allah canlandıramazsın.
New York’a ilk gittiğimde, kenti gerçekten gördükten sonra bu imkânsızı gerçekleştirmeye çok uğraştım ama kafamdaki görüntüyü yeniden gözümde canlandırıp gerçeğinin yerine ikame edemedim.
New York’u bir kez gerçekten görünce, eskiden gözümde nasıl canlandırdığımı, net biçimde hatırlayamıyorum artık.
Oysa Kadıköy İskele Meydanı’nı, bugünkü haliyle seyrederken eski haliyle ya da daha doğrusu belleğimde kalan eski haliyle de canlandırıyorum gözümde.
Çağlar, eskinin ve yeninin insanları, at arabaları, otomobiller, tramvaylar, otobüsler birbirine giriyor, birden hızlı hızlı ve sallanarak 8.15 vapuruna yetişmeye çalışan
Mine’yi görüyorum, lisedeki sevgililerimden biriyle çarpışıyor.
- Allahım neydi o kızın adı, neydi?...
Çene Selçuk’un sesiyle kendime geliyorum.
- Hayrola
Ali, dalmışsın, ne düşünüyorsun?
- Meydana bakarak, sizleri, çocukluğumun anı dekorlarına yerleştiriyorum, diyeceğim, çok uzun geliyor, üşeniyorum.
- Hiç diyorum, hiçbir şey düşünmüyorum.

\n

***

\n

Bugün Antalya’dan vakitlice dönebilirsem, akşamüstü yine Kadıköy İskele Meydanı’nda olacağım.
Bu kez bizim dönem toplantısı yok. Ama Gezi’nin gençleriyle, Gezi’yi gerçekten izleyen ve yansıtan basın organlarının; Cem TV, Halk TV, Ulusal Kanal, Aydınlık, BirGün, Cumhuriyet, Yurt ve Sol gazeteleri, Cem Radyo ve Yön Radyo ile Odatv’nin ortaklaşa düzenledikleri
“1. Gazdanadam Festivali” var Kadıköy İskele Meydanı’nda. Bu bir miting değil, izni alınmış bir şenlik. Bulutsuzluk Özlemi, Kurtalan Ekspres, Cem Adrian, Yaşar Kurt , Güvenç Dağüstün, Sattas, Hakan Vreskala, Boğaziçi Caz Korosu Çapulcular Korosu, Eflatun, Fötr Blues Band, Mir Sanat Topluluğu, Terzi Yamağı Barbaros Şansal ile Çapulcular Korosu şenlik etkinliklerine katılacaklar.
Demokrasi isteyenlerin demokratik direnişleri yurdun her tarafında şenliklere, forumlara dönüşüyor.
Bunları izlemek, bunlara destek vermek görevimiz.
Bu akşam zamanında dönebilirsem, Kadıköy İskele Meydanı’nda olacağım, önümüzdeki çarşamba akşamı, Sanatçılar Parkı’nda...
Bunlara sen de katıl Sevgili!
Benim gibi yap, gaza gelme!
“Gazdanadam” Festivali’ne gel!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları