Kahrolsun Bağzı Pragmatistler

16 Temmuz 2013 Salı

Yıllar önce, mimari usulsüzlüklere savaş açan bir derneğin üyeleri, yüksek yerlerdeki tanıdıklarına güvenerek yaptırdığı kaçak katı bir türlü yıktırtamadıkları nüfuzlu bir gazeteciyi alt etmek için dava açmaya hazırlanıyorlardı. Etkili olur diye gazeteciyle aynı apartmanda oturan ünlü bir yazardan da açılacak davaya müdahil olması için yardım istediler. Bir kafede buluşuldu. Olayın hukuksuzluğuyla ilgili detaylar yazara anlatıldı. Yazar anlatılan süreci sonuna kadar dikkatle dinledi. Hukuksuzluğa ikna oldu. Ve “O kaçak katın bana hiçbir zararı yok. O yüzden bu davaya müdahil olmayı düşünmüyorum” diyerek toplantıyı bırakıp gitti.
Çok uzaklara gitti...
Nicedir bizim ülkemiz, o uzaklardaki aklın temsil ettiği değerlerle yönetiliyor. Çünkü dünya binlerce yıldır bu pragmatik aklın o tıknefesiyle dönüyor.
İktidar denen illetin temel prensiplerinden biri faydacılıktır.
Shakespeare’in “Olmak ya da olmamak” diye başlayan ünlü tiradı şöyle devam eder:
“Düşüncelerimizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?”
Shakespeare sonra uzun uzun “
bilmediği belalara atılmaktansa çektiklerine razı olan” insan için korkunun ne anlama geldiğini anlatır ve mevzuyu şöyle bağlar:
“Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar,
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.”
Pragmatist akıl, istikrar sever, tekerrür sever; tekerrüre çomak sokup allak bullak eden devrimden de nefret eder. Tekerrürün güvenli kollarında, geçmişini ve geleceğini sağlama aldığını sanarak yaşamayı tercih edenler o çomak, o çarkın arasına hiç girmesin isterler.
Ama maalesef düzen gibi düzensizlik de evrenin vazgeçilmezi.
O çomak bazen o çarka girer.
Hem de çoğu zaman çarkın değil çomağın kırılacağını bile bile...
Çünkü çarkın bir anlık tereddüdü bile tekerrür için tehdittir.
Gezi olayları sırasında, hep aynı şeyleri yaparak, başka sonuçlara varılamayacağı gerçeğini es geçip, hızla hayal kuranlar, yine aynı hızla yılgınlığa düştüler ve yılgınlıklarına başkalarını ikna etme telaşındalar.
Herkes her şey değişsin istiyor; ama bazıları değişikliklerin getireceği bilinmezden ölesiye korkuyor.
Gezi onların gözünde birkaç satırlık bir dilekçe. Sanki onca insan sokaklara çıkarak bir iktidar merciine dilekçe verdi; şimdi de eve dönüp o dilekçenin cevabı beklenmeli!
Oysa Gezi, ezberlerdeki iktidar tariflerini hiçe saydığı için ve yerine yeni bir ‘
iktidar’ tarif etmediği için bu kadar kıymetli ve yine bu yüzden kalıplarla düşünmeye alışık zihinlere sığmayacak kadar heybetli.
Bugün yılgınlığa düşenler ve artık evlere dönelim diyenler zihinlerindeki kalıplara sığdıramadıkları bu barışçıl isyanı pragmatizmin hileli terazisinde tartıyorlar. Ve çıkan sonuçlarla tarih yazmaya çalışıyorlar.
Oysa tarihi kazananlar yazar.
Ve evren, kazananı dünyanın sonu geldiğinde açıklar.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları