Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kanser ve Hukuk
YILLAR öncesi... Hangi yıl olduğunu hatırlayıp kaç yıl olduğunu hesaplamak bile zor. Ama o insanın yarattığı sıcaklık ve hayranlık öylesine içten ve derinden duyulmuş olmalı ki, bellekten hiç silinmiyor. Anadolu ortasının o kentindeki üniversitenin yeni rektörüydü. Genç yaşına karşın sanki orayı çok eskiden beri biliyormuşçasına her şeyi eski haliyle biliyor, kendisi işbaşına geldikten sonra hepsini çok kısa zamanda nasıl değiştirdiğini, öğrencilerin ve halkın beğenisini nasıl kazandığını inanılmaz bir coşkuyla ama hiç açığa vurmadığı bir gururla anlatmaktaydı. Anlatmasa bile, gösterdiği sınıfları, çalışma salonlarını, kütüphaneyi gezerken hemen anlaşılıyordu ki üniversiteye yeni bir hava ve taze bir dinamizm gelmişti.
Dün, radyonun öğle yayınında nihayet “tahliye” edileceği haberi okundu. İyi olup hastaneden “taburcu” edilen hastaların veya yatılı okuldan “yaz tatili”ne çıkan öğrencilerin sevincinden çok farklı olarak, bilinmeyen bir hastalığa tutulan ve “müstahak” olup olmadığı tartışma konusu olabileceği söylenenlerin hissedebileceği bir duygudur bu: “İçeri”yi yaşamak ile “dışarı”yı düşünmek arasındaki başkalıkları düşünüp durmak sona erecek ve tersine olacakmış sanılan yeni bir süreç başlayacaktır. Başka bir deyişle, “açık ve kapalı mekânlar arasında gidip gelmek insanı ister istemez biraz filozof yapar sözüne inanmaya başlayıp daha az tedirgin bir yaşam sürdürür” diye bakmak mı gerekir böyle bir sürece?
Yok, hayır. Birtakım hukuk hastalıkları söz konusudur ve onların mutlaka tedavisi gerekir. Adalet sistemimizde vaktiyle bir süre dengesiz bir dönem yaşadığımız ve terazilerin şaşarak yaptırımların, daha açıkçası cezaların şaştığı kesindir. O şaşkınlığının sonuçlarını düzeltmeden sanki hiçbir şey olmamış gibi uzunca bir süre aynen tekrar edilmesi de katmerli bir yanlış olmuştur
Şimdiki “tahliye” sevinci onunla hiç ilgili olmasa da bu vesileyle bütün sistemi gözden geçirmek artık ihmal edilemeyecek bir zorunluluktur.
Çok değerli bir bilim adamımıza çektirilmiş bir acının vebalini ya da günahını hiç değilse böyle ilgisiz bir tahliye sevinciyle silmek pek yakışık almıyor ama, herhangi bir telafi ya da özür dileme töreni önermek de içinden gelmiyor insanın.
Tek teselli, artık çok geç de olsa, kanserin hukuku öldürememiş olmasıdır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- Emniyet müdürü kalp krizinden öldü!
- Yeni 'şeyh' hayatını kaybetti
- Konut fiyatlarında iki yıl sonra ilk yaşandı
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- Erdoğan'dan 'Özel ile randevu' sorusuna yanıt
- 23 Nisan töreninde tek genel başkan…
- Erdoğan’dan ‘PKK’ mesajı
- ABD'de ölü bulunan Yağmur Taktaş memleketinde defnedildi
- Fenerbahçe zirve yarışında yara aldı!
- Arapçayı anlamadı, Türkçeye çevirtti