Gönülsüz kahramanlar

28 Kasım 2015 Cumartesi

Bir rejim, işini gücünü doğru yapmak isteyen ahlaklı vatandaşlardan kahramanlar yaratmaya başladığı zaman, artık halk için işlevini yitirmiş, sadece yöneticilerin çıkarlarını koruyan bir sistem haline gelmiş demektir!
Yasalara uygun davranan polisten...
Evrensel ve ulusal hukuk kurallarına saygılı olan savcı ve yargıçlardan...
Bilimsel bulguları öğrencilerine doğru aktarmaya çalışan öğretim üyesi ve öğretmenlerden...
Halkın doğru ve gerçek bilgiye erişim hakkına hizmet etmeye çalışan medya mensuplarından...
Kısacası, işlerini iyi yapmaya çalışan meslek ahlakına sahip insanlardan... Kahraman yaratmaya başladığınız zaman...
Artık devlet çökmüştür!

***

Laik ve demokratik bir hukuk devletinde, medyanın, ifade özgürlüğünün ve her türlü muhalefetin esas güvencesi, tarafsız ve bağımsız yargıdır!
Bir başka deyişle, tarafsız ve bağımsız yargıyı zedelediğiniz zaman bütün temel hak ve özgürlükleri de sınırlamış ve kısıtlamış olursunuz!
Ne yazık ki, ülkemizde, 2010 referandumu ile başlatılan süreçte, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı göz göre göre yok edilmiştir.
En sonunda, birbirine düşen iki iktidar ortağı arasında da paylaşma kavgası çıkınca, artık vatandaş için yargı, hak arama yeri değil, “Kırk katır mı istersin, kırk satır mı” sorusunun karara bağlandığı yer haline gelmiştir!

***

Yayımlanan bir haber yüzünden, terör örgütü propagandası yapmakla ve casuslukla suçlanan Can Dündar ve Erdem Gül, aslında yargı kurbanıdırlar...
Çünkü söz konusu haber, daha önce başka bir gazetede yayımlanmış olan, sosyal medyada defalarca paylaşılan, politikacıların üzerinde yemin billah ederek yorumlar yaptığı, yani “aleniyet kazanmış” bir haberdir.
Üstelik dava açılması için gerekli olan usul koşullarına da uyulmamıştır.
Bırakınız “Hukuk Devletini”, sadece yürürlükteki yasaların geçerli olduğu “Kanun devletinde” bile tutuklanmalarına gerek yoktur!

***

Can Dündar ve Erdem Gül, kahramanlık peşinde olmayan, işlerini iyi yapmaya çalışan iki gazetecidir.
AKP’nin “İleri Demokrasi” rejimi ve bu rejimin adaleti, bu iki gazeteciden, iki kahraman yaratmaya çalışmaktadır!
Can Dündar, savcılık ifadesinde, bu tutumu şöyle eleştiriyor:
“Bizler casus değiliz, hain değiliz, kahraman değiliz. Biz gazeteciyiz. Ve burada yapılan şey baştan sona bir gazetecilik faaliyetidir.”
Erdem Gül ise görev bilincini şöyle dile getiriyor:
“Ben devlet kurumlarının birbiriyle kavgalı olup olmadığına, haberimin kimin işine yarayacağına bakmam. Önemli olan haberin gerçekliği ve kamu yararı taşımasıdır.”

***

Bertolt Brecht’i anarak:
“Vay o demokrasilere ki, gönülsüz kahramanlar üretir ve onlara muhtaçtır!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları