Hikmet Çetinkaya

Sudan Çıkmış Balık Gibi...

31 Temmuz 2013 Çarşamba

\n

Bir eylem ya da direniş insan hayatında bir işe yarar mı?
Birileri birilerini ötekileştirip,
11 yıldır mazlumu oynayarak, darbeleri, darbecileri, darbe severleri gündeme getirerek, baskıcı bir yönetim biçimi başlatırken oturup düşünmenin tam zamanıdır...
Kendi yandaşlarına en baba
ihaleleri verirken, dağları, ovaları çokuluslu altın avcılarına peşkeş çekerken, kentleri betonlaştırırken, parklara, ormanlara, doğaya, ağaca sahip çıkan insanları hangi hakla terörist olarak suçluyorsun!
Daha önce yazdım, yineleyeyim...
Darbeye darbe deriz biz.
Tüm darbelere karşı çıkarız.
Demokrasiyi, temel
hak ve özgürlükleri savunuruz!
Sivil vesayete, baskıya,
şiddete, işkenceye, yaftalamaya...
Gözdağı!
Kin!
Nefret!
Öç alma!
Yalakalık!
Üçkâğıt!
Yalan, dolan!
Ve dinbazlık,
düzenbazlık!
Ve gazeteciler...

\n

***

\n

TOMA’lar, gaz bombaları, biber gazı altında görevini yapmaya çalışan, bu arada polis tarafından saldırıya uğrayıp yaralanan, gözaltına alınan meslektaşlarım...
Gerçekleri yazan genç
gazeteci arkadaşlarım işlerinden atıldı.
Sizin ileri demokrasiniz bu mu
sultan hazretleri!
Bu mu medya patronluğunuz!
Bu mu medya yöneticiliğiniz!
Bu yaşananlar
neyin habercisi bize?
Baskı ve şiddetin daha da artacağı kaçınılmaz gözüküyor!
Ya benden taraf olacaksın ya da bertaraf...
O zaman!
Dik durmak,
boyun eğmemek bu denli zor mu?
Can Dündar günlerdir niçin yazmıyor köşesinde?
Oturup şöyle bir düşünün!
Can Ataklı, İsmail Küçükkaya, Hüsnü Mahalli, Çiğdem Toker, Tuğçe Tatari ve çok sayıda meslektaşım...
12 Eylül dönemini arar olduk.
O dönemde zindana atıyorlardı, işkenceyle öldürüyorlardı.
Ama gazete patronlarına
“şunu işten at” demiyorlardı.
Biz bugünlere pek çok darbeleri,
siyasal iktidarları yaşayarak geldik.
Böyle bir sivil otorite görmedik!
O yüzden
tapınak şövalyelerinin el üstünde tutulduğu bir dönemden geçiyoruz...
Tek umudumuz
İstanbul’da başlayan ve halkın uyandığı izlenimini veren Gezi Direnişi.
Zaten sultanımız da bunun farkında...
İftarda bile siyaset yapıyor, Gezi Direnişi’ne bindiriyor, bir sabah uyandığımızda beş kentte birden
gözaltıların başladığı haberleri bize “günaydın” diyor.

\n

***

\n

Ölümlere, acılara, hüzünlere alışmış bir toplum olduğumuzu sık yineliyorum.
Bugün
Ortadoğu coğrafyasında, Kuzey Afrika’da mezhep, aşiret çatışmaları oluyor, El Kaide oralarda dehşet saçıyor.
Bu gibi ülkeleri
Türkiye’yle karşılaştıramayız!
Ancak biz darbeleri, isyanları, kıyımları,
mezhep çatışmalarını, devlet terörünü ve örgütsel terörü biliriz...
ABD’nin ve AB’nin ikiyüzlülüğünü de!
Türkiye’yi de!
Mısır’da ordunun yaptığı darbeyi alkışlayanları da!
Bu öyle işin içinden çıkılmaz bir sarmal ki; Mısır’da darbecileri destekleyenlerle, Türkiye’de 16 yaşındaki lise öğrencisi
Berkin’i başından gaz bombasıyla vuran polisi destekleyen dinbazı da...
Eğer insansan, vicdanın varsa, Mısır’da ordunun katliamında ölenler için de için yanacak, Hataylı
Ali İsmail ve Çorumlu Ethem için de...
Haberini, köşe yazını, televizyon programını ona göre yapacaksın!
İktidarın kölesi olmayacaksın!
Demokrasiye ve yaşam hakkına sahip çıkacaksın.

\n

***

\n

Bir sürek avı sürüyor Türkiye’de...
Korku ve
gözdağı veriliyor topluma...
700 üniversite öğrencisi, 65 gazeteci tutuklu şu anda!
40’a yakın gazeteci işlerinden olmuş.
İktidarlarını sindirerek,
mazlum edebiyatı yaparak sürdürmek istiyorlar...
Karşılarında güçlü bir muhalefet olmadığının rahatlığı içindeler!
Hiç belli olmaz bu işler!
Çünkü demokrasilerde çare tükenmez, ummadığın bir anda bir bakarsın, halk seni
sandığa gömer!
Sudan çıkmış balığa dönersin!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları