Türk Telekom Arena’da iki takım da sadece kazanmak adına mücadele verdi. Çok koşan orta sahalar sert müdahalelerde bulunsa da amaç kazanmaktı. Oyuna yön veren bu görüntü mücadele balansını üst düzeyde tuttu. Mancini değişik geri dörtlüsünde Veysel ve Telles’e görev verirken Bilic de Necip’i defansın sağ tarafına monte etmişti. Oyunda etkin olan ve topla daha çok oynayan Beşiktaş’tı. Hatta en çok pozisyon yakalayan isim vuruşları kötü de olsa Almeida’ydı. Arkadaşları, onu yalnız bırakmadan doğru bir oyunla ileride basarak destekledi. Siyah - Beyazlıların talihsizliği Dany’nin dengesiz hamlesi oldu. Atiba, Veli ve Gökhan Beşiktaş adına oyunu değiştirmek için kararlıydı. Olcay tutuk oynarken yerini son yarım saatte Fernandes’e bıraktı.
G.Saray’da Veysel etkili çıkışlarıyla sonuca -özellikle penaltı pozisyonunda- etki etti.
Birçok hava topunda Ceyhun, Semih’e destek verdi. Burak silikti. Tolga ikinci yarıda sakatlığı nedeniyle yerini Cenk’e bıraktı. İkinci yarıda skoru değiştirmek için yüklenen Beşiktaş olsa da Siyah - Beyazlılar gol pozisyonuna sadece bir kere girebildi. G.Saray’ın daha güvenli orta alanında asabi görüntüsüyle dikkat çeken Melo oldu. Bir pozisyonda Semih’in, kornere attığı topu kaçıran Cüneyt Çakır’ı uyararak kararını değiştirmesine neden olması sahalarımızda görmeye özlem duyduğumuz bir görüntüydü. Türk Telekom Arena’nın yumuşak zemini maçta az gol olmasının sebeplerindendi.
90 dakikada genel görüntü daha çok koşan, mutlak kazanmaya şartlanmış Beşiktaş ve onların çıkışına engel olan G.Saray’ın ligin sonuna kadar F.Bahçe’yi takip edecekleri gerçeğiydi. Melo’nun yaptığı sert hareketleri görmeyen Cüneyt Çakır rahat bir karşılaşma yönetmeyi tercih etti.
Son 5 dakikada sakatlanan Cenk’in de oyuna devam etmek zorunda kalması Beşiktaş’ın tıpkı penaltı gibi beklenmeyen bir şanssızlığıydı. Son yarım saatte oyunda kalan Fernandes’in takımına hiçbir katkı sağlamayan görüntüsü Beşiktaş adına bir başka dikkat çeken talihsizlikti