Bugün Barış Günü

01 Eylül 2013 Pazar

Bugün 1 Eylül; yani “Dünya Barış Günü”. Dün ise 30 Ağustos’tu, yani ulusal kurtuluşumuzun en büyük zaferinin yıldönümü... Bu ne demek; özetleyelim:
Küresel barışın sağlanmasını hedefleyen
Dünya Barış Günü, özünde bir Birleşmiş Milletler (BM) kararıdır. İngilizcesi “International Day of Peace” olan bugünün 1 Eylül olarak belirlenmiş olması ise çok anlamlıdır… Aynı zamanda BM üyeleri olan eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ile Varşova Paktı ülkeleri, faşist Hitler ordusunun 1939’da Polonya’ya girerek 2. Dünya Savaşı’nın başlamasına neden oldukları 1 Eylül’ü “tüm kıtalarda barış”ın günü ilan ettiler.
Yine BM’nin 2001’deki 282 sayılı kararıyla bu kez de her 21 Eylül
“Uluslararası Barış Günü” kabul edilse bile, dünyanın barıştan yana tüm güçleri 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kutlamayı sürdürüyor…
Nitekim ülkemizde de emeği, özgürlükleri ve barışı savunan tüm sivil ve siyasal örgütlenmeler, bugün yurdun birçok kentinde Dünya Barış Günü etkinlikleri yapacaklar.

\n

“1 Eylül’ün güvencesi 30 Ağustos”

\n

Aslında Türkiye, ulu önderimizin dile getirdiği “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle, Hitler faşizminin Polonya’yı işgalinden önce, bugünün anlam ve hedefini resmi dış politikasına temel yapmış bir ülke...
Atatürk’ün bu duruşu sayesinde, Ortadoğu ve Avrupa coğrafyasında 1930’lardan bu yana savaşlara karışmayan ve savaşı doğrudan yaşamayan tek ülkeyiz.
O kadar ki örneğin 1974’teki
“Kıbrıs Barış Harekâtı” bile adadaki çatışmalara son veren etkisiyle 20’nci yüzyıl savaşlar tarihinde değil, demokrasi tarihinde anılıyor.
İngiltere Başbakanı Churchil’in 2. Dünya Savaşı’na girmemiz için “ikna” ziyaretine geldiğinde, Tarsus yakınlarındaki Yenice istasyonunda karşılandığı vagonda İnönü’den “hayır” yanıtı alması; böylece emperyalizmin dünya kapışmasına katılmamış olmamız da yurtta barış, dünyada barış politikamızın tarihsel sonucu değil midir?
Denebilir ki 1 Eylül’ün bizdeki güvencesi 30 Ağustos destanıdır...

\n

Bugün neler oluyor?

\n

“Kurtuluş Savaşı”mız gibi insanlığın en haklı silahlı mücadelesinin ardından kurulmuş bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin “değişmez devlet politikaları arasında yer alan ‘barış’ ilkesi”, son zamanlardaki siyasal tutumlarda sanki unutulmuş görünüyor.
Doğu’da
Ermenistan ve İran; güneyde Irak, Suriye, İsrail, Mısır ve hatta Yunanistan’a yönelik yeni söylemlerin “barışçıl” olduğunu savunmak giderek zorlaşıyor. Rusya, Gürcistan ve Balkan ülkeleriyle şimdilik sorun görünmese bile yarın ne olacağı belli değil...
Bu nedenle Dünya Barış Günü’nü, belki de en gerekli zamanda, savaşa hâlâ bulaşmamış olmamızın da tarihi nedenini oluşturan
Atatürk Cumhuriyeti’nin temel hedefini “kutsayarak” kutluyoruz.
30 Ağustos ile 1 Eylül’ün ardı ardına kutlanması ise dünyada herhalde başka bir ulusa nasip olmayacak kadar anlamlı bir barış coşkusunu bize yaşatmış oluyor...
Kıymetinin farkında mıyız?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları