Kadrolara bakınca kâğıt üstünde Beşiktaş hem saha içi hem kulübe açısından Galatasaray’a oranla kazanmaya daha yakın görünüyordu. Galatasaray’da işler kötü gidince kulübeden katkı yapabilecek oyuncu yoktu. O nedenle sahadakilerin performanslarını aşmaları gerekecekti. Beraberlik Galatasaray için başarılı sayılabilirdi.
Taraftar desteği Beşiktaş’ın artısıydı. Beşiktaş ilk gol şansını 5. dakikada yakaladı. Ama Sosa’ya Muslera izin vermedi. İkinci şans Beck’in ortasında Gomez ile geldi ama yine Muslera... 3. şansı Semih’in kaptırdığı toptan sonra Oğuzhan’ın pasında yine Sosa ile buldu. Sahnede yine Muslera vardı. 35’de Burak sakatlandı Umut girdi. 4. şansta Olcay’ın pasında Gomez de Muslera’ya takıldı. Burak’ın cılız şutu dışında Galatasaray ilk yarıda rakip ceza alanına giremedi. Beşiktaş baskısıyla oynanırken Galatasaray savunma yapmaktan pas bağlantıları kurma şansı bulamadı. Hep uzun toplarla çıkmak zorunda kaldı. Topu ileride tutamadı. İlk yarıda Galatasaray dayak yiyip yıkılmayan boksör gibiydi. İkinci yarının ilk dakikalarında Beşiktaş’ın baskısı gevşeyince Galatasaray maça ortak oldu. Savunma arkasına atılan uzun topa Beck ile kaleci Günay beraber çıkınca top boşta kaldı. Sneijder orta sahadan golü attı.
Galatasaray büyük ikramiye kazandı derken iki dakika sonra Gomez’in dış şutunda Muslera kapadığı köşeden ilk yarıdaki kurtarışlarını sıfırlamış oldu. Bitime 15 kala Kerim’in ortasında Semih’in kafasından seken topta Töre tek vuruşla Kartal’ı öne geçirdi. Beşiktaşı’ın kulübesi işi bitirdi. Galatasaray ilk yarıda farktan kurtuldu ama ikinci yarıda ortak olduğu maçta büyük ikramiyenin kıymetini bilemedi.