Barbaros Talı

Soçi’nin Ardından

02 Mart 2014 Pazar

Alp disiplininde Emre Şimşek’in büyük slalomun ilk ayağında 76’ncı, ikincisinde 67’nci sırada yer alması; Tuğba Kocaağa’nın büyük slalomda ilk ayağı 70’inci, ikinci ayağı 59’uncu olarak tamamlaması, slalomun ilk ayağını 51’inci, ikincisini 40’ıncı bitirmesi; kuzey disiplininde Sabahattin Oğlago’nun serbest sprint seçmelerinde 75’inci, 15 kilometre klasikte 71’inci olması; Kelime Çetinkaya’nın skiatlon yarışında 61’inci, serbest sprint seçmelerinde 67’inci, 10 kilometre klasikte 56’ncı olarak sıralanması; buz dansında Alisa-Alper çiftinin kısa programdaki 22’nciliği hayal kırıklığı yaşattı hepimize. Kış sporlarındaki başarısızlığımız üzüyor artık bizleri. Her dört yılda bir benzer sonuçların alınması, sporcularımızın hiç gelişme gösterememesi merak konusu.
Yüzölçümü ülkemizin yarısı kadar olan, 5 milyon nüfuslu Norveç’in toplam 26 madalya ile ev sahibi Rusya’nın ardından ikinci sırada yer alması; coğrafyasında tek bir dağı bile olmayan, deniz seviyesinin altında kalan ovaları ve düzlükleriyle ünlü Hollanda’nın toplam 24 madalya kazanıp, Kanada ile Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra yer alması sportif başarıyı etkileyen parametrelerin farklı olduğunu gösteriyor. Anlaşılıyor ki biz bir şeyleri ya yanlış ya da eksik yapıyoruz.
Kayak Federasyonu Başkanı Dr. Özer Ayık iyi bir kayakçının 20 senede yetiştiğini, sürecin çok zor olduğunu belirtiyor. Kayağa 5-6 yaşlarında başlanması gerektiğini, üst düzey performansa ancak 30’lu yaşlara doğru ulaşılabildiğini anlatıyor. Şampiyon kayakçıların kaliteli malzemeler, bilimsel antrenman metotları, laboratuvar testleri ile tıbbi desteğin yanı sıra beslenme ve ilaç takviyeleriyle senenin 200 günü kayak üzerinde antrenman yaptıklarını, çalıştıkları alanların yarışma ortamlarının benzeri olduğunu ifade ediyor.
Yarışma pistlerinin rekreasyon amaçlı doğal pistlerden çok daha farklı zemine sahip olduğuna dikkat çekiyor. Sporcularımızın bu ortama, “Universiade” nedeniyle Erzurum’da inşa edilen tesisler sayesinde, iki yıl önce kavuşabildiklerini söylüyor. Okul-spor çelişkisinin kayak sporu için de geçerli olduğunu vurguluyor. Kayakçılarımızın, her kış, karlı geçen 3 aylık dönemde sadece hafta sonları ile sömestr tatili sırasında ancak 40, en çok 45 gün kayaklı antrenman yapılabildiklerini belirtiyor.
Yine de umutlu. Son senelerde yaptıkları çalışmalarla hem branş çeşitliliğini hem de altyapıdaki sporcu sayısını artırdıklarını, her sezon 15-20 kayak eskiten sporcuların artık malzeme sıkıntısı çekmediklerini, yabancı antrenörler eşliğinde antrene edildiklerini, çocuklarımızın yaş gruplarında yurtdışındaki yarışmalarda iyi dereceler yapmaya başladıklarını müjdeliyor.
Sabırla bekleyecek ve 2018 yılında Güney Kore’nin Pyeongchang kentinde yapılacak 23’üncü Kış Olimpiyatları’nda göreceğiz, 4 sene boyunca neler yapılmış olduğunu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gazozuna Yarışma 14 Mart 2014
Merak Konusu 8 Mart 2014
Soçi’nin Ardından 2 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları