İnsan Olmak!

04 Mart 2014 Salı

İçinde yaşadığımız bunalım ve siyasi iklimin hasar bırakıcı etki yaratmasının en önemli sebebi insan olmayı başaramamak.
Özellikle Başbakan’ın gerginlik ve hakaret boyutlarına varan üslubu ve ortaya çıkan çatışma ortamı insan olmayı unuttuğumuzu gösteriyor.
Ocak ayında dış ticaret açığı azalmış, ekonomimiz en kırılgan beş ülkenin başında yer alıyormuş, cari açık, kurlar belirsizliğini koruyormuş; hepsi bulunduğumuz kavgalı ortamın içinde kaybolup gidiyor.
Vicdanımızı ayaklar altına aldık. Adil ve merhametli olmayı unuttuk.
Alın terinin ve emeğin karşılığı kazancı yeterli görmemeye başladık. Haksız ve kolay kazanç isteği bizi esir aldı.
Hırsızlara, dolandırıcılara, dalkavuklara ödül veren bir anlayışa ulaştık.
Yanlış yapanlara hata yaptığını söylemeye cesaret edemez olduk.
Korku bizi yönetir oldu. Kazancımızı, işimizi ve makamımızı kaybetmekten korkar hale geldik.
Şantaja, tehdide, iftiraya normalmiş gibi davrandık.
Onursuz yaşamayı onurlu yaşamaya tercih ettik.
Körü körüne birilerine inanmayı, sorgulamadan kabullenmeyi, biat etmeyi içimize sindirdik.
Yalanı kendi çıkarlarımız için fütursuzca söyledik.
Bizden öncesini hep karaladık.
Geçmişteki her şeyi kötüledik. Yapılan olumlu şeyleri yok saydık.
Tarihi kendi siyasi ve kişisel çıkarlarımız için tersine çevirdik.
Sevgiyi unuttuk. Öfkeyi ve kızgınlığı bir sanat haline getirdik.
Voltaire’in dediği gibi yapamadığımız iyilikler nedeniyle hepimiz suçlu durumuna düştük…
Yunus Emre’nin gönül bahçesine giremeden çok gönüller kırdık.
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Yol odur ki, doğru vara
Göz odur ki, Hakk’ı göre
Er odur ki alçak dura
Yüceden bakan göz değil
Oysa insan olmak, karanlıkları aydınlatmaktır. Bunu başarabilseydik son yıllarda yaşadıklarımızı yaşamaz, toplumsal depresyona düşmezdik.
Einstein “İnsanda üç şeyin çaresi yoktur; ahmaklık, açgözlülük ve hırs” diyor. Biz hırsı Alp Dağları’na çıkardık. Açgözlülüğü Everest tepesine yükselttik. Ahmaklığımızı da Mars’a kadar uzattık.
Şimdi yapacağımız şey, insan olmaya karar vermek ve bu konuda mücadeleye başlamak. Bunu yaparsak toplumumuzu kurtarabiliriz. Aksi halde karanlıklardan aydınlığa ulaşmak Kaf Dağı’nın ardındaki umut olacak ve son pişmanlık da hiçbir şeye yaramayacak…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları