Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Program konserin kalbidir
Konsere gitmeden programı incelemek bir sanattır. ‘Kim çalıyor’ sorusunu biraz daha zenginleştirip ‘kim nasıl bir program çalıyor’ şeklinde sorabilirsiniz.
Eskiden, AKM hayattayken kemikleşmiş bir izleyici kitlesi vardı. Konser dinlemeyi çok ciddiye alan bu müzik tutkunları, konserlere gitmeden önce, çalınacak eserleri öğrenip, değişik yorumculardan kayıtlar dinlerlerdi. İstanbul Festivali’nin izleyicileri de böyleydi. Bazen sanatçı aynı yapıtı ayrı orkestralarla, ayrı şefle çalmışsa, aradaki farkı bile anlatırlardı birbirlerine.
Konsere gitmeden kendini hazırlamak, programı incelemek başlı başına bir sanattır. “Kim çalıyor” sorusunu biraz daha zenginleştirip, “kim nasıl bir program çalıyor” şeklinde sorabilirsiniz. Kulağınızı, dinleyeceğiniz yapıtlara önceden hazırlarsanız konserden daha çok zevk alırsınız. Hele şimdi you-Tube’da eski- yeni nice yorumcu elinizin altında.
Öte yandan “kültürlü” program yapmak da sanatçının hüneridir. Yapıtlar arasında bir alt bağlantı kurmak, dinleyiciler kadar çalanlar için de yaratacakları atmosferi besler. İyi düzenlenmiş bir program bence konserin kalbidir.
Helene Grimaud
Geçen hafta İstanbul’un her köşesinde harika konserler vardı. Ne yazık ki ancak birini izleyebildim. İşsanat’taki son derece enerjik ve bilge yorumuyla Basel Oda Orkestrası, müthiş piyanist Helene Grimaud’nun solistliğinde çaldı. Her şeyden önce, düzenlenen programın inceliğine değinmek isterim:
Program Stravinski’nin Dumbarton Meşeleri adlı Neo-Barok biçemindeki orkestra yapıtıyla başladı.
Barok ve Klasik dönemlerin orkestraları gibi Basel Oda Orkestrası’nda da şef yoktu. Topluluk, 1.k emancı Yuki Kasai’nin son derece enerjik ve bilge yönetimiyle çalıyordu.J.S.Bach’ın yeni çağa etkisiyle başlayan konserin ikinci yapıtı bestecinin Re minör klavsen için yazılmış konçertosuyla devam etti. Piyanist Helene Grimaud, hiç abartmadan, piyanoda klavsen renklerini arıyordu. Toplulukla adeta tek nefes gibi çalıyorlardı.
İkinci yarı ise müzik tarihinde Barok’tan sonra gelen Klasik dönemin paletinde bir dinletiydi. Yine aynı formül uygulanmıştı: Bu bölüme çağdaş neo-klasik akımdan Prokofiyef’in “Klasik Senfonisi” ile başladılar. Tıpkı Haydn dokusunda bir eser.
Piyanist Grimaud, Mozart’ın en güzel konçertolarından Re minör 20 numaralı konçertoya solist oldu. Bis olarak yine neo-klasik bir bestecinin, Şostakoviç’in Piyano konçertosundan melankolik, Andante bölümünü seslendirmesi dinletiyi bütünledi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Benjamin Brand kimdir? Benjamin Brand hangi okul mezunu?
- İsmailağa ikiye bölündü!
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- Vali koltuğuna oturan öğrencinin sözleri gündem oldu
- Rıdvan Dilmen'den penaltı ve şampiyonluk yorumu
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Bakanlık, Müge Anlı'daki yayını ihbar kabul etti
- Kulüpler Birliği ile TFF arasında gergin toplantı!