Tarabya Çeviri Ödülü

05 Mart 2014 Çarşamba

Tarabya Çeviri Ödülü töreni bu yıl her zamankinden farklı bir mekânda ve yerde yapıldı. Her yıl kasım ayında İstanbul’da yapılan tören bu yıl 26 Şubat’ta Berlin’de gerçekleştirildi.
Almancadan Türkçeye ve Türkçeden Almancaya çeviriler yapanlara verilen Tarabya Çeviri Ödülü, Federal Almanya Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Ernst Reuter Girişimi çerçevesinde gerçekleştirdikleri bir etkinlik. Ödüle S. Fischer Vakfı, Robert Bosch Vakfı ve Goethe Enstitüsü de destek veriyor. Bu yıl destekçilere Yunus Emre Enstitüsü de katılmış.
Ödül töreni Türkiye’nin yeni inşa edilen Berlin Büyükelçiliği’nde düzenlendi. Tören tarihinin şubata kaymasının nedeni de Almanya’daki seçimler sonrası koalisyon görüşmelerinin uzaması ve hükümetin kurulmasındaki gecikme. Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ev sahipliğinde ve S. Fischer Vakfı’nın titiz organizasyonu ile gerçekleşen törene önceki yıllardaki gibi bakan düzeyinde bir katılım bekleniyordu ama Almanya’yı Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Steinlein, Türkiye’yi Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin temsil ettiler.
Büyük ödülleri Almancadan Türkçeye çevirileri ile Sezer Duru ve Türkçeden Almancaya çevirileri ile Ute Birgi-Knellessen aldılar. Yeni nesil teşvik ödülleri Monika Demirel ile Tanıl Bora’ya, çalışma bursu da Sami Türk’e verildi.
Törende ödül alanlar için iki de övgü konuşması yapılıyor. Sezer Duru için övgü konuşmasını Almanya’nın önemli kültür adamlarından şair - yazar Joachim Sartorius yaptı. Eserlerini Türkçede de okuduğumuz Sartorius, Sezer Duru’nun Alman edebiyatının Tükçedeki en önemli çevirmenlerinden biri olmakla kalmadığını, iki ülkenin edebi ilişkilerinde de önemli roller oynadığını belirtti. Sartorius konuşmasında Sezer Duru’nun kişiliğini, dostluğa verdiği önemi, işine bağlılığını yansıtan anekdotlar da anlattı. Çevirdiği yazarların önemine değindi.
Ute Birgi-Knellessen ve Monika Demirel için övgü konuşmasını Ayşe Kulin yaptı. Kulin konuşmasında ödül alan çevirmenlerin emeğine yoğunlaşmak yerine kendi deneyiminden yola çıkarak çevirmenliğin ne denli bir güç iş olduğunu anlattı. “Bir kitabı çevirmek yerine, beş kitap yazmayı tercih ederim” dedi.
Ute Birgi-Knellessen, Halide Edip Adıvar, Sabahattin Ali, Metin Eloğlu ve İhsan Oktay Anar’dan, Monika Demirel de Oya Baydar, Alper Canıgüz, Kemal Özer ve Pınar Selek’ten yaptığı çevirilerle ödüle hak kazanmışlar.
Sezer Duru teşekkür konuşmasında “Bizler için en büyük isteğim hukuk devletinde yaşayabilmek. Bir yayıncının ve çevirmenin Apollinaire’nin kitabını yayımladıkları için 6 yıl hapis cezası yemedikleri bir Türkiye’de yaşayabilmek” dedi. Duru’nun sözleri izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı.
Tören sonunda Müsteşar Steinlein ve Müsteşar Yardımcısı Şahin, Tarabya Çeviri Ödülleri’nin dört yıl daha uzatılmasına ilişkin anlaşmayı imzaladı.
Ödül töreninde yapılan konuşmalarda en çok değinilen konu çevirmenliğin “ağır işçilik” olduğu, çevirmenin emeğinin tam olarak ödenemediği ve gereken önemin verilmediğiydi. Tarabya Çeviri Ödülleri Türkiye’de devlet katında verilen tek çeviri ödülü. 25 bin Avro tutarındaki ödülleri ile maddi önemi de var. Tarabya Çeviri Ödülleri bu maddi ve manevi nitelikleriyle Türkiye’nin en önemli çeviri ödülü halini aldı. Darısı diğer dillerden çeviri yapanların başına.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları