Arif Kızılyalın

Ben Şehmus’um diyebilir miyiz?

05 Şubat 2016 Cuma

Çok severiz, her sportif başarı sonrası, “Hepimiz Rüştüyüz, Ardayız, Gökhanız, Neslihanız, Hidoyuz” demeyi.
Kendimizi özdeşleştiririz, başarılı sporcularla...
Gelin, isterseniz şu sıralar gerçekten önemli bir sportif başarıya imza atan Amed Sportif’in golcüsü Şehmus’un yerine koyalım kendimizi. Onu rol model seçelim ki, ufacık bir empati kırıntısı ile anlayabilelim bölge insanının ruhsal durumunu...
Medya pek ilgi göstermese de Amedspor, şu sıralar Türk futbolunun en çok konuşulan takımı.
Hani şu Spor Toto 2. Lig’de oynayıp, Ziraat Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükselen Diyarbakır ekibi var ya, herkes bu konuda bir şeyler düşünüyor, yorumluyor, paylaşıyor, ahkâm kesiyor!
Öncelikle takımın adının ülkece beğenilmediği ortada.
Neymiş efendim, ‘Amed’ diye bir yer yokmuş, Amedspor da olamazmış. Biraz araştırdığımızda 2 iddia ortaya çıkıyor. İlkine göre, Türklerin Anadolu’ya girişi öncesi Doğu Romalılar o bölgeye ‘Amida’ ismini vermiş. Karşıt görüş ise Amed adının Med İmparatorluğu’ndan (MÖ 549-MÖ 858) geldiğini var sayıyor. İki teze göre de Amed, alıntı, buluntu, doğa taklidi, uydurma bir kelime değil, bu toprağın ürünü...

‘Irkçı söylem’e hedef olunca
Konumuz, Amed’in etimolojik ve morfolojik incelemesi olmadığına göre biz sportif konulara dönelim ve Diyarbakırspor’un bu adı nasıl aldığına değinelim isterseniz.
Anımsarsınız, rahmetli Gaffar Okkan döneminde Diyarbakırspor bir proje takımıydı. Bölgenin ülkeye entegre olması açısından futbolu araç olarak gören siyasiler, ciddi yatırımlarla Yeşil - Kırmızılı ekibi Süper Lig’e taşıdılar.
Örneğin sonradan TFF Asbaşkanı olan Dr. Murat Aksu, Nihat Özdemir, Adnan Polat işin ucundan tutup takıma can suyu sağladılar.
Ama sonra şemsiye terse döndü. Bir Bursa maçında sahaya atılan taşlar, ağır cezalar, o maçın rövanşında, Diyarbakır seyircisinin Bursa’da, ‘Kürtler dışarı’ diye aşağılanması, TFF yönetiminin bu işe sessiz kalışı, ötekileştirilen bir takım ve düşülen kümeler...

Diyarbakırspor kapanınca!
Mali açıdan da çökmüştü Diyarbakırspor; kapıya kilidi vurdular çaresiz. Büyükşehir Belediyesi de futbolu sürdürme adına DİSKİ Spor’a sahip çıkıp, alternatif bir takım yarattı, adını Diyarbakır Belediyespor, rengini de yeşil-kırmızı yaptı. Gel zaman git zaman, kulüp üyeleri ve bölge insanının da isteği doğrultusunda isim değişikliği gündeme geldi. Ad belliydi: Amed...
Kulübün (dernekler yasasına göre) sahibi olan üyeler, sinema salonundaki bir kongrede Diyarbakır Belediyespor’u ‘Amedspor’ olarak tescil ettiler. Ama Yıldırım Demirören Federasyonu, ‘aynı isimle başka takım var’ gibi gerçek dışı bir gerekçeyle bu işe ‘hayır’ dedi. Sonra sihirli bir el devreye giriverdi. Birileri, kulübe “Logonuzdaki yeşil-kırmızı-sarı renkteki sarıyı beyaz yapın, adınızı da Amed Sportif Faaliyetler diye duyurun bu iş olsun” aklını vermiş, federasyona ayarı çekmişti. TFF’ye de Amedspor adını onaylamak kalmıştı sezon başlamadan. Takımın adı artık Amed Sportif’ti..
Gelgelim, Türkiye Kupası’ndaki beklenmedik başarı sonrası gördük ki, ülkenin bir bölümünde Amedspor alerjisi var.
TV’ler Amed’in adını anmak istemiyor, TFF kılı kırk yarıp, takım gündeme geldiğinde cezayı yapıştırıyor. Twitter mesajı yüzünden kulüp binası polis baskınına uğruyor, federasyon temsilcisi, dün görmediği türlü ihlâli ballandıra ballandıra raporuna yazıyor. Geçen yıl, ufak tefek kusurları, ‘münferit’ diye paslayan ceza kurulları, şimdi en ağır yaptırımları uyguluyor.
Galiba dün dündür, bugün bugündür sendromu yaşıyor Amedspor...

Şehmus’a ne diyeceğiz?
Gelin, eğri oturalım doğru konuşalım, hatta kendimizi Amedsporlu Şehmus’un yerine koyalım. Ne düşünüyordur, ekmeği için futbol emekçiliği yapan bu genç kardeşimiz?
Demiyor mudur kendi kendine, “Böyle adaletsizlik olur mu, biz bu ülkenin takımı değil miyiz, sosyal medya üzerinden ideolojik propaganda gerekçesiyle tarihi ceza verilir mi? Naki’yle Konya’da oynasak, TFF aynı cesareti gösterip bu yaptırımı uygulayabilir miydi” diye. Ne cevap vereceğiz bu kardeşimize bilemedim.
Ya da şöyle bakalım tabloya; ayrılık rüzgârlarının estiği Barselona’nın gözbebeği, Katalan Milli Takımı kimliğindeki FC Barcelona’ya, Kastilya, Bask ya da Endülüs deplasmanlarında Amed’e yapılan eziyetin 50’de biri uygulanıyor mu? Keza, Batasuna’nın yeşil sahalardaki uzantısı Athletic Bilbao, Krallık İspanyası’ndaki maçlara gittiğinde, “Bölücüler geldi” diye karşılanıyor mu? Barcelona’daki Kastilya doğumlu (Albeceteli) Iniesta’ya ‘hain’ yaftası vuruluyor mu?
Ne dersiniz, kendimizi Şehmus kardeşimizin yerine koyup, empati yapmanın sırası değil mi?
Ya da, onların, yani ‘ezilenlerin’ hakkını korumak için, “Hepimiz Şehmusuz” diyemez miyiz 3-5 dakika için! Bu kadar zor mu Amedsporluların dramını anlamak, bölge insanının içinde bulunduğu ruh durumunu hissetmek?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları