Babamız emretti:Sevişmeyin ulan!

14 Şubat 2016 Pazar

Bugün Sevgililer Günü. Eski güzel zamanlarda Sevgililer Günü’yle epey dalga geçerdim. Okurlarım hatırlar, hatta nasihat verirdim, “eğer şu anda sevgiliniz yoksa, hiç üzülmeyin, eski sevgili fotoğraflarına bakın, eski aşk mektuplarını okuyup, bir kadeh şarap için” gibi ama şimdi korkuyorum, birileri kitabı, sanatı tehlikeli ve baştan çıkarıcı buluyorsa, sevişmeyi de tehlikeli buluyor, diye düşünüyorum.
Babamız için sevişmek neslin sürmesi için yapılması gereken bir eylemdir. O kadar. Bu durumda, herkesin kendine gelip, öyle olur olmaz zamanda, gerekli olmadığında sevişmemesi doğru olur. Üreme amaçlı bir sevişmenin amacına ulaşması kadının yumurtlama zamanını bilmesi gerekir. Bu biraz matematik isteyen bir çabadır. Oysa bilim hele de matematik bilimi, tehlikelidir. Bu durumda işi Allah’a bırakmak gerekir. O isterse çocuk olur, istemezse olmaz. Doğum kontrolü, kürtaj külliyen yasak olması gereken durumlardır. Çünkü burada Yaradan’ın işine karışılmaktadır. Büyük bir günah işlenmektedir. Ancak Yaradan, tüm hayvanlara ve insanlara sürekli üreme emri vermiştir. Bu nedenle hayvanlar sürekli sevişirler, insanların da hayvanlardan farkı yoktur. İnsanoğlu da hormonları harekete geçtiğinde sevişmek ister. Orada durun!
Biz boşuna mı din diye bir olgu yarattık. İnsanoğlu aya da gitse, süper güçlerle donatılmış silahlar yapsa da, iki şeyi kontrol altına alamaz. Bir ölüm, iki cinsellik. Tamam insanoğlunu kandırmak için bir başka dünya yarattık. Hurilerin hizmet ettiği, erkeklerin sürekli ereksiyon halinde dolaştığı bir dünya. Bu işi hallettik ama şu cinselliği bir türlü düzenleyemedik. İlk çağlardan beri başımızda bir bela. Tarih boyunca ne oğlancılığı engelleyebildik, ne aile içi cinselliği. Hatta günümüzde bunlar arttı. Bir de eşcinsellik, trans birey gibi durumlar ortaya çıktı. Hormonlar bizim getirdiğimiz yasaklara karşı savaş açtı. Cinsellik aldı başını gitti. Öyleyse otoriteye düşen çok önemli bir görev var: “Sevişmeyin Ulan!”
Peki otorite bunu nasıl kontrol edecek. Sigara içmek yasak, kitap okumak yasak, film izlemek yasak. Diyelim ki, kitapçıları kapatıp, yayınevlerinin kapısına kilit vurdunuz, sigaranın satışını yasakladınız, içkiye öyle zamlar yaptınız ki, kimseler alamıyor, tamam tamam bunları kontrol edebilirsiniz ama hormonları kontrol etmemiz mümkün değil. Her eve bir adam mı yerleştireceksiniz? Ya da her ağacın altına birini mi görevlendireceksiniz. Bu müthiş bir yenilgi. Çünkü sizin inancınıza göre, yeryüzünü yaratan yaratıcı, hormon denilen salgıları da yaratmış.
Şimdi gelelim asıl meselemize, sevişmek sadece sevişmek değildir. Sevişmek, iki kişinin tüm sırlarını birbirine koşulsuz aktarması demektir. Sevişmek, yaşam enerjisini çoğaltmak demektir. Eğlencelidir. İnsana en olmayacak işleri yaptırır. İnsanın hem kendini hem karşısındakileri yeniden tanımasına yol açar. İnsana sorular sordurur. Bu da otoritenin hiç işine gelmez, sevişmek tıpkı kitap okumak, film izlemek, ortak yapılmış lezzetli bir yemeğin çevresinde toplanmak, sohbet etmek, gülmek gibi bir eylemdir.
Sevişmeyi sadece üremek için yapılan bir eylem olduğuna inananlar, bütün bu keyiflerden, hazlardan habersizdirler. Tüm insanların kendileri gibi olmasını isterler. Hayal kurmayan, dostluk, arkadaşlık, sırdaşlık nedir bilmeyen. Kadın ya da erkek kendi bedenine yabancılaşmış insanlar olmalarını isterler. Bu nedenle pornoya da düşkündürler. Çünkü porno insanın kendine yabancılaşmasını en iyi anlatan bir film türüdür. Bu nedenle Kabataş yalanını söyleyebilirler. Utanmadan!
Son söz, yazarınız der ki, sevişin!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları