Ne konuştular?

05 Nisan 2016 Salı

Görüşüp görüşmeyecekleri sorun oldu. Tayyip Bey, Washington’a turistik gezi için gitmediğine göre doğalı görüşülmesiydi ve görüşüldü de...
Nükleer Zirve için Washington’a gitmiş olan Tayyip Erdoğan ABD başkentinde, Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüştü.
Ama en önemlisi Obama ile görüşmeydi. Ziyaret arifesinde şöyle bir hava oluşmuştu: Başkan Obama gittikçe otoriterleşen Tayyip Erdoğan’ın politikalarını onaylamadığını göstermek üzere, kendisiyle baş başa görüşme yapmayacaktı. Nihayet 31 Mart Perşembe akşamı görüşme Beyaz Saray’da yapıldı. Ama sorular bitmedi. Baş başa görüşmenin sonrasında gazeteciler Başkan Obama’ya, Tayyip Erdoğan’ı otoriter olarak görüp görmediğini sordular. Sorunun anlamı şuydu:
- Hayırdır! Hani Erdoğan otoriterdi, hani basın özgürlüğüne önem veriyordunuz, bu görüşme ne iş?

***

Obama hemen cevabı yapıştırdı:
“Ben basın özgürlüğüne, dini özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye güçlü bir şekilde inanmış biriyim. Erdoğan’ın demokratik bir süreçle üst üste seçildiğine şüphe yok. Ama basına karşı benimsedikleri yaklaşımın Türkiye’yi çok rahatsız edici bir yola sürükleyebileceğine inanıyorum. Bunu Erdoğan’a söyledim.”
Erdoğan’ın yanıtı ise şaşırtıcı oldu:
“Gıyabımda yapılan açıklamayı duyunca üzüldüm. Bu konu gündeme gelmedi.”
Hürriyet’in Washington Temsilcisi Tolga Tanış Beyaz Saray’a Başkan’ın bu görüşlerini ne zaman dile getirdiğini sorduğunda, Ulusal Güvenlik Sözcüsü Ned Price’dan aynen şu yanıtı alıyordu:
“İki lider, son aylarda çok sık konuştular. Yayımladığımız bilgilendirmenin ötesinde konuşmaların detaylarına girmeyeceğiz. Ama Başkan Obama yakın zamanda bu konuyu gündeme getirdi.”
Bu kaçamak açıklamadan açıkça anlaşıldığına göre, Tayyip Bey haklı görünüyor. Başkan demokrasi ve basın özgürlüğü konularını, son konuşmada gündeme getirmemiş.
Neden acaba?
Nedeni basit. Başkan Obama görüşmede ABD için hangi konunun öncelikli öneme sahip olduğunu düşüyorsa, tabii ki onu gündeme getirecekti.
Nitekim öyle yapmış olduğu da anlaşılıyor.

***

Şu sırada, Washington’a göre, ABD ile Türkiye arasındaki en önemli konu herhalde ülkemizdeki yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü değil.
Peki, ABD ile Türkiye’nin şu andaki en acil ortak konusu nedir? Tabii ki Suriye. Sorunun şu anda odaklandığı bölgeden Menbic kenti ve henüz IŞİD’in elinde bulunan, Türkiye sınırındaki 98 kilometrelik arazi parçası.
ABD burada kendisi havadan bombardıman yaparken, YPG’nin de Menbic’i karadan ele geçirmesini önerdiği Türkiye’nin de bu plana yardımcı olmasını talep ettiği haberleri dolaşıyor kulislerde. Bilindiği gibi, şu anda Türkiye ile ABD arasında Suriye konusundaki en büyük görüş ayrılığı YPG ile ilgili. Malum Türkiye YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesi halinde vurulacağını söylüyordu. Tayyip Erdoğan’ın Washington gezisinde Joe Biden, John Kerry ve Obama ile görüşmelerinde ele alınan Membic - Mare konusunda YPG’ye karşı tavrının yumuşadığı, kulislere yansıyan haberler arasında. Bu arada Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın YPG’nin Fırat’ın batısına geçmesi halinde vurulacağına dair herhangi bir konuşma olup olmadığı sorusuna, “O detaylara girilmedi” yanıtını vermiştir ki, bu da Türk tarafının tutumundaki yumuşamanın teyidi olarak görülebilir.
Bütün bu açıklamalar, Obama- Erdoğan görüşmesinin neden yapıldığı, nelerin neden görüşüldüğü, nelerin neden görüşülmediğini o kadar açık net anlatıyor ki, başkaca yoruma gerek kalmıyor.
Peki, söyleyin bakalım, bu görüşmeden kim isteğini elde etti?
“Her iki taraf da istediklerini elde ettiler” demek pek yanlış olmasa gerek. Ne dersiniz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları