Özgür Mumcu

Cevap verin

14 Nisan 2016 Perşembe

Dünkü Cumhuriyet’in manşeti, kendine saygısı olan herhangi bir ülkede yayımlanmış olsaydı kelimenin tam anlamıyla yer yerinden oynardı. Kemal Göktaş’ın haberi, devletin Ankara Gar katliamını önceden bildiğini gösteriyor. Hem de bombacının adına kadar.

Göktaş’ın haberi Mülkiye başmüfettişi ve polis başmüfettişlerinin hazırladığı bir rapora dayanıyor. Buna göre IŞİD’in mitinglerde çok sayıda canlı bomba eylemi yapacağına dair bir istihbarat raporu var. Ankara katliamından 25 gün öncesine ait bu rapor. Ancak nedense Ankara Emniyet Terörle Mücadele C Şubesi Müdürü Hüseyin Özgür Gür, söz konusu bilgiyi üstleriyle paylaşmamış. Sebep? Müfettişlere bakılırsa “değişik saiklerle” ya da “en azından ihmal suretiyle”. Teftiş raporu, saldırının gerçekleştiği günün sabahı gelen bombacının adının bile yer aldığı istihbarat bilgisinin de kale alınmadığını ortaya koyuyor.

Raporu hazırlayanlar, eski Ankara Emniyet Müdürü Kadri Kartal, eski İstihbarat Şube Müdür Vekili Cihangir Ulusoy, TEM Şube Müdürü Hakan Duman, eski Güvenlik Şube Müdür Vekili Adem Arslanoğlu ile TEM Şubesi C Büro Amiri Hüseyin Özgür Gür hakkında soruşturma izni verilmesini istiyor.

Bu kadar vahim iddialara rağmen valilik bu izni vermiyor. Başsavcılık da bu karara itiraz etmiyor.

Valilik ve başsavcılığa tek bir soru sormak gerek? Neden?

Soruların tek muhatabı onlar değil.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu neden, “Daha önce Diyarbakır’da seçimlerden önce ‘sırf barajı aşsın’, ‘mağdur duruma düşsün’ diye böyle bir provokatör eylem yapıldı. Aynı filmi biz Diyarbakır’da görmüştük” dedi?

İçişleri Bakanı Selami Altınok neden “Herhangi bir güvenlik zafiyeti olmadığını” ileri sürebildi.

Saldırıyı IŞİD’in yapmasına ve bunun istihbarat bilgileriyle önceden bilinmesine rağmen Başbakan Davutoğlu neden katliamın “kokteyl terör” olduğunu söyleyerek IŞİD’in sorumluluğunu azaltmayı tercih etti?

Benzer bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan, neden bütün istihbarat raporları ve bombacının kimliği IŞİD’e işaret ederken “Kalkıyorlar, burayı DAEŞ yaptı, bilmem kim yaptı... Burada DAEŞ de var, PKK da var, Muhaberat da var, burada Suriye’nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var...” dedi?

Başbakan Davutoğlu neden katliamdan sonra “Şimdi Ankara’daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz oylarımızda bir yükseliş trendi var” diye açıklama yaptı?

Haziran seçimlerinden sonra yaratılan ortam hakkında var olan şüpheler Cumhuriyet’in dünkü manşetinden sonra iyiden iyiye derinleşmiştir.

Yukarıda sorulan sorulara cevap veremeyenlerin niyetlerini geçelim ama devlet yönetme kabiliyetleri sorgulanır.

Terör saldırısı sonrası anket yapmayı bilenler, terör saldırısı öncesi gelen istihbarat bilgilerinin neden örtbas edildiğine cevap verecek haysiyete sahipler mi?

Bir katliam sonrası yaptıkları yönlendirici, yanlış ve ayrımcı açıklamaların hesabını verecek kadar özgüvenleri var mı?

Neden o açıklamaları yaptınız?

Neden gelen bilgiler gizlendi?

Neden soruşturma izni vermiyorsunuz?

Bu hareketlerinizle ne elde ettiniz ve ne elde etmeyi planlıyorsunuz?

Ya cevap verin ya da toplu iğne başı kadar haysiyetiniz varsa istifa edin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları