Füsun Erdoğan’a Özgürlük!

18 Mart 2014 Salı

İnsan her şeye yetişemiyor, Füsun’u ben çıktı biliyordum, meğerse içerdeymiş. Ve tam 7.5 yılını doldurmuş. Ve son dönemde verilen tahliye kararları onun için geçerli olmadı, o Kandıra Cezaevi’nde yatmaya devam ediyor. Evet, bugün yeni bir sloganımız olmalı! FÜSUN’A ÖZGÜRLÜK! Onu Özgür Radyo’da Kadıköy Belediyesi desteğiyle yaptığım “İnsanca Yaşam” programları nedeniyle tanıdım ve hemen kaynaştık. O radyonun genel yayın yönetmeniydi. Tam 52 hafta birlikte olduk. O programlarda kimler konuşmadı ki; engelliler, cinsel tercihleri nedeniyle ayrımcılığa uğramış yurttaşlar, ilk kez vicdani ret!.. Sonra bir gün onu içeri aldılar ve o zamandan bu zamana tam 7.5 yıl geçmiş. Ve o hâlâ içerde. Ve o bir tutuklu. Henüz mahkûmiyeti yok. Ben gidemedim ama CHP milletvekili Melda Onur onu ziyarete gitmiş, bir küçük söyleşi yapmışlar. Melda Onur sormuş, Füsun yanıtlamış:
- Bu ne uzun tutukluluk, neden böyle oldu?
- Önce iddianamenin hazırlanması uzun sürdü. İlk duruşmaya 13 ay sonra çıkabildim. Şimdiye kadar da 14 duruşma oldu. Yani yılda 3 duruşma falan. Araları çok uzuyor.
- İyi de neden hedef gösterildin? Ne istiyorlar senden?
- Ben de eşim de muhalif, sosyalist basında çalışmanın bedellerini ödedik, ödüyoruz. Arada bir bizi yoklarlar böyle! Özgür Radyo muhalif bir radyo, bir de en çok dinlenenler arasına girdi. İlk Kürtçe şarkıları biz çaldık. Muhalefet rahatsız etti herhalde. Bizi silahlı terör örgütü lideri olmakla suçluyorlar. Oysa ben yanımda şampanya patlatılsa mutfağa kaçarım.
- Özgür Radyo açık hâlâ…
- Öyle, hatta biz RTÜK’ü mahkûm bile ettirdik zamanında. 1998’de kapatma cezası vermişlerdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittik, kazandık.
- Niye kapatılmıştı?
- İsmail Beşikçi’nin Mustafa Muğlalı olayını anlattığı “Otuz Üç Kurşun” kitabından bir parçayı Özgür Radyo’da okumuştum. O olayı hatırlatmanın karşılığıydı, üç aylık kapatma cezası verdiler.
- Cezaevinde sağlık durumunuz nasıl?
-Doktorumuz iyi, görüşme konusunda sıkıntı olmuyor. Gözlerim çok hızlı ilerliyor. Geldiğimde 2.5’tu, şimdi 4 dereceye ulaştı. Bu arada yemekler aşırı derecede yağlı çıkıyor, ama Gebze’ye göre daha iyi. Yediğimiz sebze ve meyve artıklarından toprak yapıp çiçek yetiştirmeye çalışıyoruz ama geçenlerde gelip biriktirdiğim toprağa el koydular. Zaten küçücük bir beton avluya çıkıyoruz. İnsan yeşillik görmek istiyor. Bu cezaevi idaresine bağlı. Benim daha önce kaldığım Gebze’de erik ağacım bile vardı saksıda yetiştirdiğim.
- Eşin de Özgür Radyo nedeniyle tutukluydu. Bir hayli uğraştın galiba eşini Kandıra Cezaevi’ne aldırabilmek için?
- Evet, bir hayli uzun bir mücadeleydi. Ama başardık. Sevgilimi ilk 3 yıl boyunca hiç göremedim. Soyadı farkı ve farklı cezaevlerinde olduğumuz için telefonla konuşturulmadım. Ancak 3. yıl duruşmada görebildim. Heyet başkanına, “Hâkim Bey ben esir miyim? Eşimle yan yana olmak istiyorum” dedim ve duruşmada gidip eşimin yanına oturdum. Hatta benden cesaret alan birkaç kişi de gitti, eşinin, sevgilisinin yanına oturdu. Ne yapıp edip bir araya gelmeliydik.
- Nasıl yaptın?
- Beni Gebze M Tipi’ne, sevgilimi Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne göndermişlerdi. Adalet Bakanlığı’na başvurup eşimle görüşme talep ettim. “Yasa hükmü aynı cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlüler için geçerlidir. Siz aynı cezaevinde kalmadığınız için bu haktan yararlanamazsınız” yanıtını alınca AİHM’ye gittim ve kazandım. Böylece İbrahim’i Gebze’ye aldılar. Ancak Gebze, siyasi erkek istemiyormuş. Bu durum bizim karı-koca Kandıra’ya gelmemizi sağladı. Benim bu mücadelem ve AİHM kararı birçok kadına da örnek oldu. Bazı sevgili, nişanlı olanlar evlendi, eşlerini aldırdılar. Şu an Kandıra’da birçok çift var böyle.
...
Dostlarım, ben size söyleşinin ancak bu kadarını aktarabiliyorum. Tamamını Melda Onur’un web sitesine girip görebilirsiniz. Füsun öyle mücadeleci bir kadındır ki, 7.5 yıllık mahpusluk bile onu pes ettirememiş. Hadi Füsun, çık gel artık!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları