Bölünmüş Yollar ve Bölünmüş Millet

18 Mart 2014 Salı

Başbakan her vesile ile ekonomideki başarılarının başına bölünmüş yolları koyuyor. Bilinçaltında hep bölünme olduğundan ve milletin bölünmesi, kutuplaşması üzerine bir siyaset yaptığından bölünmüş yolları bölünmüş milletin simgesi haline getiriyor
Yugoslavya parçalanmadan önce muhteşem bölünmüş yollar ve otoyolları ile övünüyordu.
Ama ekonomide rakamlara bir başka gözle baktığımızda AKP’nin ekonomideki iddialarıyla vatandaşı yanılttığını görüyoruz.

2003-2013 dönemi dünyada paranın bol olduğu, sahte mutluluk yaratan bir dönemdir
Dünyada bollaşan para gelişmekte olan ülkelere ve tabii ki bize de geldi. Bu bol para (likidite), AKP döneminde ithalatın ve tüketimin artmasına sebep oldu. Gelen paranın büyük bölümü yatırımlara, yüksek teknolojik ürünlerin üretimine, katma değer yaratacak alanlara gitmedi. Bu paralar verimsiz bir şekilde maalesef harcandı.
Bu bol para bizde dış ticaret açığına, dolayısıyla cari açığa yol açtı. Cari açığın GSYİH’ye (gayri safi yurtiçi hasıla) oranı yüzde 8 oldu. Bu önemli bir oran!
Dış borç 2002’de 110 milyar dolar iken 2013’te 380 milyar dolara çıktı.

Toplam gelir havuzunda AKP ciddi para kullandı
AKP öncesi 56 yıl ve 42 hükümet döneminde kullanılan para şöyle (milyar dolar): Alınan iç borç 95 Alınan dış borç 130 Özelleştirme geliri 8 Toplanan vergi 542 Toplam girdi 775 AKP (2002-2012 döneminde) kullanılan para (milyar dolar):
Alınan iç borç 134
Alınan dış borç 207
Özelleştirme geliri 38
Toplanan vergi 1.100
Toplam girdi 1.500
56 yılda kullanılan para 775 milyar dolar, 10 yılda ise 1.5 trilyon dolar. Bu çok büyük bir fark. Bunda küresel ekonomideki paranın bollaşmasının elbette rolü var. Burada önemli olan kullanılan paranın tutarından ziyade kullanılma biçimi.
lAileler borçlandı bu paraları tüketimde harcadılar.
lÖzel sektör borçlandı bu paralarla genellikle tüketime yönelik yatırım yaptı.
lDevlet ise borçlanarak yapılan ithalat, yatırım ve tüketim işlemlerinden vergi topladı.

Hane halkının borcu arttı
Hane halkı borcunun harcanabilir geliri içindeki nispi payı 2000’lerde yüzde 3 iken bugün yüzde 60’lara geldi.
Tüketicilerin bankalara olan borcu 2002’de 2.2 milyar TL iken 2012’de 201 milyar TL’ye arttı.
Tüketicilerin kredi kartı borçları ise 2002’de 4.3 milyar TL, 2012’de 72.2 milyar TL’dir.
Ailelerin 100 TL geliri içinde borç tutarı 2002’de 4.7 lira, 2012’de 48 lira olmuştur.
Görüldüğü gibi tüketicilerin kredi borçları ciddi bir oranda artmış bulunmaktadır.
Bu da aile masrafları için gelirlerin azaldığını ve tasarruf yapma olanaklarının ortadan kalktığını gösteriyor.

AKP öncesi ve AKP dönemi ekonomik göstergeler oldukça farklılık gösteriyor 
AKP öncesi dönemde:
Ortalama büyüme oranı (56 yıllık) Yüzde 5.1
Birikimli cari açık (1950-2002) 44 milyar dolar
Cari açık dünya sıralamasındaki yerimiz 41. sıra
Dış ticaret açığı (1923-2002) 246.9 milyar dolar
2002 imalat sanayisinin milli gelir içindeki payı Yüzde 18
1990 dünya imalat sanayii ligindeki sıramız 13. sıra
2000’de dünya imalat sanayii ligindeki sıramız 15. sıra
AKP döneminde:
Ortalama büyüme oranı Yüzde 5
Birikimli cari açık 333 milyar dolar
Cari açık dünya sıralamasındaki yerimiz 8. sıra
Dış ticaret açığı 587 milyar dolar
2012 imalat sanayisinin milli gelir içindeki payı Yüzde 15.6
2012’de dünya imalat sanayii ligindeki sıramız 15’ten aşağı

Devam edeceğiz…   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları