Bruckner dinlerken...

19 Mart 2014 Çarşamba

TOPLUMSAL OLAYLARIN AĞIRLIĞI SANAT DÜNYAMIZA VE KONSER SALONLARINA DA YANSIMIŞTI

Geçen hafta içinde yaşadığımız toplumsal olayların ağırlığı doğal olarak sanat dünyamıza ve konser salonlarına da yansımıştı. Yalnız konserlerde değil, provalarda bile bir araya gelen sanatçılar saygı duruşları yaptılar. BİFO konserinin öncesinde Borusan Kocabıyık Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı Zeynep Hamedi, orkestra şefi Sacha Goetzel, genel müdür Ahmet Erenli, tüm organizasyon ekibi ve orkestra üyelerinin bir arada sahneye çıkarak verdikleri mesaj çok etkileyiciydi.
Sonra, Sacha Goetzel yönetimindeki BİFO uzun bir konser programı sundu: Johannes Brahms’ın (1833-1897) keman ve viyolonsel için ikili konçertosunun ardından Anton Bruckner’in (1824-1896) 8. Senfonisi’ni dinledik. Her ikisi de 19. yüzyılın son deminde ve bestecilerin olgunluk döneminde yazılmış yapıtlardı. Alman besteci Brahms konser izleyicisi için ne kadar alımlı gelirse Avusturyalı besteci Bruckner de o denli anlaşılması zor olarak bellenmiştir. Bu nedenle konserin ikinci yarısında salon oldukça boşalmıştı.
Brahms’ın konçertosundaki solistler, Nicola Benedetti (1987) ve Leonard Elschenbroich (1985) idi. Her ikisi de günümüzün parlayan yıldızlarından; ancak salonun akustiğinden olsa gerek keman solonun sesi daha zayıf geliyor, orkestrayla solistlerin söyleşileri net duyulmuyordu.
Orkestra için bu iki dev yapıtı bir arada programa almak da büyük cesaret işiydi doğrusu. Bruckner’in 9 senfonisi arasında süresi en uzun olanlardan birisi, 80 dakikadan fazla süresiyle 8. senfonidir. Genel olarak konser salonları bir Bruckner senfonisini programa aldı mı başka yapıt eklemezler. Zira bu senfoniler çalan için de dinleyen için de birikim gerektiren yapıtlardır. Sacha Goetzel bu senfoniyi özenle çalıştırmıştı. Bruckner çocukluğundan beri org çaldığı için senfonilerinde de orgun devasa yapısını gözetmiş denir. Onun bu yüklü yapıtında org tınısını duymamız, topluluğun başarısını sergiliyordu. Bu tür yapıtlar dinleyici kadar orkestranın eğitimi için de gerekli.

Hande Küden
Geçen hafta Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de çalan Bilkent Oda Orkestrası’nın şefi Işın Metin, solisti de genç kemancımızHande Küden’di. Baştan sona Mozart’tan oluşan program içinde Hande, bestecinin 4. keman konçertosunu çaldı. Çalmaya başladığı anda keyifli, neşeli bir dünyaya giriyor, çalgısıyla tek beden oluyor. 1992 Adana doğumlu. 9 yaşında Çukurova Üniversitesi Konservatuvarı’nda Daniya Kaynova ile çalışmaya başlamış. Çeşitli ödüller kazanmış. Halen Berlin’deki Hanns Eisler Hochschule für Musik’de Prof. Stephan Picard ile çalışıyor; solist ve oda müzikçisi olarak konserler veriyor. Elinde Berlin’den ödünç aldığı 1853 yapımı Jean-Baptiste Vuillaume’a ait çok değerli bir keman vardı. Ancak ona sahip olabilmesi için acilen bir veya birkaç sponsora gereksinimi var. Hande’nin o kemandaki billur sesini izleyen dinleyiciler acaba sponsor bulmada Hande’ye yardımcı olabilirler mi?

Sacha Goetzel yönetimindeki BİFO uzun bir konser programı sundu: Johannes Brahms’ın keman ve viyolonsel için ikili konçertosunun ardından Anton Bruckner’in 8. Senfonisi’ni dinledik. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de çalan Bilkent Oda Orkestrası’nın şefi Işın Metin, solisti de genç kemancımız Hande Küden’di.   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları