Cüneyt Arcayürek

Efsanenin Çöküşü...

20 Mart 2014 Perşembe

Telefon dinleme kayıtlarının seçim propagandası, hepsi muhalefetin Pensilvanya ile birlik olup uydurduğu yalanları içeren montaj, düzmece ve de iktidarını yıkmayı amaç edinenlerin marifeti olduğunu halka yutturmaya çalışan RTE iddialarının...
...beş paralık değeri olmadığı ve her birinin bu iktidarın çirkin yüzünü yansıttığı artık yadsınamaz, katıksız bir gerçek.
Şimdi muhalefetin oyunu diyecek yine ama artık kimse bu mazereti yutmuyor.
Zira CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran; RTE’nin 17 Aralık sabahı rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun başladığı erken saatlerde, yalnız sırdaşı oğulcuğu Bilal’i değil, kızı Sümeyye ile yaptığı telefon konuşmalarının HTS (telefon dinleme-izleme, sinyal bilgileri) kayıtlarını da dakikası dakikasına açıkladı ve...
...İstanbul Başsavcılığı’nın, Başbakan’ın büyük telaş içinde olduğunu kanıtlayan HTS kayıtlarının yok edilmesini neden istediğini de sordu.
Soru gereksiz. Azeri Türkçesiyle yanıtlayalım: “Neden beli, beli!”
Başbakan’ın, oğlunun evindeki milyarlar tutarındaki Avrocukları, dolarcıkları kargaların bile henüz kahvaltı ettiği saatte; Bilal’in kimlere hemen derhal dağıtacağının listesini alelacele ilk uçakla İstanbul’a gönderdiği kızı Sümeyye ile oğluna ilettiğinin inkâr edilemeyeceğini HTS kanıtları açıklıyor ve...
...ama bir gerçek çıkıyor önümüze: Bizler o sabah RTE-Bilal işbirliğini açığa vuran kayıtları eleştirirken ne kadar yanlış bilginin tutsağı olmuşuz?..
İstihbarat kayıtları gösteriyor ki; meğer maaile olayın içindeymişler!
Bir baba, bir oğlu ve bir de kızı!

***

Dün sabah TV’lerin haber bültenlerinin baş konusu, Başbakan’ın gece dört saat Dolmabahçe’deki bürosunda çalıştığını içeriyordu.
Basının pek alışık olmadığı bir haberdi bu... Başbakan’ın gece yarılarına kadar bürosuna kapanmasına neden olan olay veya olaylar ne olabilirdi?
Hani sair günlerden olsa RTE, GSChelsea maçını izledi diyebilirdik.
Yok bu kez durum başka.
Cumhurbaşkanı A. Gül; Danimarka’ya giderken uçağına aldığı gazetecilere öyle açıklamalar yapıyor ki...
...RTE, iki eli arasına başını alıp bugüne dek kendisinin hatalarını örtmeye gayret eden Gül’ün, partili partisiz yoğun bütün eleştilere katılan, katımaktan öteye haklı gören...
...ve tabii RTE’nin yönetiminde Türkiye’nin yansıttığı son manzaralardan ıstırap duyduğunu açıklayan değerlendirmelerini nasıl sindireceğini düşünmüş, hesaba yatırmış olmalı:
Kimi olayların kendisini çılgına çevirdiğini söyleyen Başbakan; Cumhurbaşkanı’nın gerçekçi saptamalarını nasıl yanıtlayacak, yanıtlayacak mı acaba?
Bugün aklı başında, Türkiye’deki gelişmeleri izleyen her birey biliyor ki -A.Gül’ün vurguladığı gibi- bu son yıllara gelinceye dek özellikle dış dünyada övgüler işleyen makalelerden, haberlerden geçilmiyordu.
Ama ne zaman milli irade şımarıklığına kapılan RTE’nin gerçek yüzünü gösteren gelişmeler, Gezi olaylarındaki baskıcı zorba tutumuyla özgürlükçü demokrasiye tahammül edemeyen karakteri ortaya çıktı...
Hele 17 Aralık’tan sonraki yargıyı emrine alan uygulamaları, kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi gören ve gösteren icraatı...
...o parlak yüzün aldatıcı bir yansıma olduğunu içeriye de dışarıya da kanıtladı...

***

Cumhurbaşkanı da bugünkü Türkiye gerçeğinin çeşitli yönlerinin altını özenle çiziyor. Üstelik RTE’nin bir türlü algılayamadığı temel kimi olguları da açıklıyor. Örneğin diyor ki:
“Siz şeffaflıkla ilgili tüm kuralları yerine getirirseniz, Sayıştay’ından ihale yasasına, mal bildirimine kadar, bu sorunlar olmaz.
Başbakan’ın devleti başına buyruk yönetme çabalarına, hevesine de değiniyor:
“Devlet kurumunda çalışanların referansı anayasa, kanunlar, hiyerarşik amirleri olacaktır. Bunun dışında bir dayanışma söz konusu olduğunda kimse müsaade etmez.”
Gezi eylemleri mi, rüşvet ve yolsuzluk operasyonu mu, polisin öldürdüğü Berkin eylemleri ve benzerleri mi?.. RTE tek bir kanıt içermeyen suçlamalarla türlü çeşit skandalların üzerini örtmeye çalışıyor:
Tabii Batılı demokrasilerin tezgâhladığı, içerideki taşeronlarıyla uygulamaya koyduğunu iddia ettiği olaylarla ilgili görüşlerini; Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın bu sabit fikrini...
...bu gelişmelerin dış güçlere bağlanmasını “Bunlar 3’üncü dünya söylemi” diye yorumladı.
RTE gerçek yüzünü öylesine saklayamaz duruma geldi ki… AKP’li Cumhurbaşkanı bile artık RTE’nin Türkiye’yi içine yuvarladığı acınası durumu açıkça, olanca çıplaklığıyla kamuoyu ile paylaşıyor.

***

A. Gül’ün, dün gazetelere manşet olan açıklamaları, efsanenin çöküşünün özetiydi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları