Tamam, Dağılabilirsiniz Artık

29 Nisan 2016 Cuma

Meclis Başkanı’nın kişisel görüşlerini ifade ettiği anlaşıldı. Cumhurbaşkanı ve dahi Başbakan “özgürlükçü laikliğin” anayasada mutlaka yer alacağını belirterek içimizi rahatlattılar. Tehlike yok, laikliğimiz emin ellerde. Bütün inançlara eşit mesafede, illa ki özgürlükçü olacağını da belirttiler ki, Meclis Başkanı’nı da aslında söylemek istemediğini söylediğine, “anayasada elbette laiklik ilkesinin yer alacağını” açıkladığına göre, tamamdır arkadaşlar, dağılın artık...

***

Kim münafıkların laiklik ilkesi konusunda farklı farklı ve kabul edilemez laflar etmeleri de hoş görülecek değildir. Onların maksadının başka olduğunu biliyoruz. Hazirancı mı, Gezici mi, Aydınlanmacı mı, CHP’li münafık mı her neyseler, laikliğin “dinlerin, mezheplerin, tarikatların özgürlüğü” olduğunu anlamamakta direniyorlar. Onlara sorarsanız, laikliği din üzerinden tanımlamak doğru değil imiş; kutsal kitapların içinde aranacak bir laikliğin laiklikle ilgisi olamaz imiş.

***

Yaptıkları tarifin iler tutar yeri var mı Allah aşkına? Neymiş; laikliği anlamak için inançla bilimi uzlaştırma çabasından vazgeçmek gerekir imiş. Aklın özgürleşmesini savunmak, bilimle inancın tarihsel olarak ayrı yollarda yürüdüğünü, dinin dogmalarla savaşabildiği ölçüde gelişime ayak uydurabildiğini, bilimin ise kuşkuların geliştiren helezonunda hızlandığını, karşı konulmaz gelişimine ayak uyduramayanları kenara iterek, uzayın derinliklerinde kütle çekim hallerini, kara delikleri çözmeye giriştiğini bilmek gerekir imiş. Ne alakaysa...

***

Evet sorun çözülmüştür. Tehlikeli bir tartışmayı sona erdirmiş bulunuyoruz. Arada bir böyle sürçülisan ile maksadı aşabiliyoruz; lakin kimse de maksadımızı sınamaya kalkmamalıdır; her şeyin bir zamanı var, daha durağa gelmeden tramvaydan inersek yolu kaybeder, rotayı şaşırır, dertsiz başımıza dert alırız. Zamanı bırakın, ayın, günün, saatin ruhunu kimse bizim kadar bilemez, kimse bizim hep sonuç aldığımız “iki adım ileri bir adım geri” taktiğimizi kavrayamaz.

***

İşte ne yaptık; “laiklik olmasa ne iyi olur” dedi Meclis Başkanı’mız, hemen bir adım geriledik; “hayır zinhar” diye bağırdık, Selvi dostumuza da çıtlattık ki, yeni anayasamızda İslama atıfta bulunulacak, bir İslam ülkesi ve dahi devleti olduğumuz da böylece ilan edilecektir. Bu arada bu tahrikçilerin dindar vatandaşlarımıza, palalı esnafımıza eza cefa ettiğini, din düşmanı olduklarını söylemeyi ihmal etmeyeceğiz elbette. Hak etmediler mi, ettiler; işleri güçleri bağırıp çağırmak, bizi yolumuzdan alıkoymaya çalışmak.

***

Ama boşuna gayret ediyorlar. “Özgürlükçü laikliğimiz” hepimize kutlu olsun. Her kim ki “laikliğin inançların özgürlüğü ile bir ilgisi yoktur, o zaten devletin görevleri arasındadır, üstelik inançlı inançsız diye ayrım yapmak da kimsenin işi değildir” derse, onu da artık halden anlayan kardeşlerimize, yumruğu kuvvetli, gazı tesirli güçlerimize havale edeceğiz ister istemez. Hazırlığımızın tam olduğunu, Meclis önünde demokratik haklarını kullananlara gayet “demokratik” bir şekilde göstermiş bulunuyoruz.
Konu kapanmıştır; kaşımanın âlemi yoktur. Daha çok işimiz var, inilecek yere gelince söyleriz, hep beraber ineriz Allah’ın izniyle...
Hadi bakalım, dağılın artık...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları