Olaylar Ve Görüşler

Dünya üçüncüsü ve vicdan

29 Nisan 2016 Cuma

Dünyanın en zor mesleklerini öğrenmek için iki seneye yakın değişik mesleklerde çalışan insanları incelemiş, dünyaca ünlü fütürist ve felsefeci John Naisbitt, fırın ve maden işçilerinden sonra üçüncü sıraya balet ve balerinleri yerleştirmiş.

Dünyaca ünlü fütürist, felsefeci John Naisbitt büyük yönelimler (megatrends) adlı kitabında insanların yoğun teknoloji kullanımının yarattığı olumsuz etkileri nötralize etmek için en iyi yolun sanat olduğunu, bunlardan bale sanatçılarının bilinmeyen şaşırtıcı olan hayatları hakkında bakın ne diyor...

Zor meslek
Dünyanın en zor mesleklerini öğrenmek için iki seneye yakın değişik mesleklerde çalışan insanları incelemiş. O insanların sosyal ekonomik durumlarını, işinin riskli taraflarını, ailesini, yemesi içmesini, psikolojik durumlarını, günlük, aylık, senelik çalışmalarını ve emekli olduktan sonraki yaşamlarını araştırmış. Birinci sıraya fırının başında demir cevherini kalıba döken işçiyi koymuş. İkinci sıraya toprak altında çalışan maden işçisini ve üçüncü sıraya da balerin ve baletleri koymuş Naisbitt şöyle diyor: “Çeşitli ödüller almış Amerikalı fotoğrafçı Howard Schatz, Stern dergisinde, uzun yıllar insanlarla çalıştım. Deneyimlerim bana gösterdi ki, hiçbir ama hiçbir çalışan dansçılardan daha sıkı çalışmıyor. İmkânsız olan bale literatüründeki o zor hareketleri kolay ve doğalmış gibi yapıyorlar. İzleyenlere keyif ve hafiflik duygusu veren dansın arkasında, harcanan gücün ve çekilen acının en ufak bir belirtisi yok.”
Soğuk harbin 1962 yılında patlak veren Küba krizi ve Krusceher’in dünyayı ayağa kaldıran ültimatomu sonrasında Amerika ve Rusya’yı karşı karşıya getirmişti. Rusların bu davranışı, dünya devletleri tarafından hiç hoş karşılanmamış. İnsanların bitmez tükenmez böyle sıkıntılı anlarında sanatın yüceliğinde ve güzelliğinde kümeleşmesi bir gerçektir. Bu tarihlerde Ruslar can simidine sarılır misali onların onuru ve gururu olan vagonava sistemli Rus balesini dünya sahnesine çıkardılar. Sanatın uzlaştırıcı yatıştırıcı unsurlarını devreye soktular. Dünyanın dört bir yanında, Bolşoy balesini, Moskova Staistavskyt ve Kirov balesini devreye soktular. Balenin yıldızlarıyla büyük şehirlerde sahnedeki danslarıyla insanları başka güzellikler ülkesine götürdüler. New York, Londra, Paris, Roma ve Tronto gibi birçok dünya kentinde verdikleri temsillerle gönülleri fethettiler. 1963 yılında Amerika’nın çeşitli şehirlerinde ve Newyork’ta Don Kişot ve Kuğu Gölü bale temsillerinin her birinde insanlar beğenisini göstermek için yeri göğü inlettiler. Bu serüvende kimler yoktu ki... İrina Kolpakova, Yuri Solovien, Alica Markova, Ulunova Pusetskaya, Pavlova Karsanvina, Radolf Nureyev gibi dünya bale yıldızlarıyla danslarıyla saygı ve hayranlık uyandırdılar, geçmişteki sıkıntılar unutuldu.

Vicdan muhasebesi
Güzel olma, vicdanlara hitap etme niteliğiyle, duyma, görme duygularıyla hayranlık uyandıran bu onurlu çilekeş insanlara, en büyük kutsallık olan bu çalışmalarına, ‘bizden olmayan sanat, belden aşağı sanat’ deyip ahlak değerlendirmemize uymuyor demek, bir vicdan muhasebesidir. Vicdan kelimesinin lügat anlamı, insaflı olan, hak gözeten, ne kadar bağnaz olursa olsun iyiyi kötüyü ayırt etme hükümlülüğünü bilen insandır. Bu duygularımız içimizde uyuyup kalsa bile, gün yüzüne çıkaran vicdanımızdır.

Peki AKM?
Dünya dans gününde sanatçıların olmak veya olmamak anlamındaki İstanbul Atatürk Kültür Merkezi için bir şeyleri yazmamak mümkün mü? Bu medeniyet yuvasının hakkında doludizgin giden duyarsızlık olayı, bu gidişle geçmişte bir yıldız gibi parlayan kazanımlarından çok kaybettikleriyle bizde ve dış dünyada ses getirecek. Batı anlayıştaki yetmiş senelik bu kurumlar insanlarımıza ve dünya insanlarına Müslüman bir ülkenin farklı ve renkli bir yapının güzelliklerini sundu. Kapatılacak mı kapatılmayacak mı gibi belirsiz bir ortamda bu sanat zenginliğini bir çırpıda yok etmek vicdani bir sorumluluktur.

Dansa kaldırmak
29 Nisan Dünya Dans Gününde her zaman yaptıkları bu işi daha coşkulu bir şekilde yapmak için dünyadaki bale kampanileri aylar evvel bugüne hazırlandılar. Türkiye’de beş devlet bale kampanisi ve diğerleri 29 Nisan akşamı fantastik güzellikteki eserlerini günler evvel hazırladılar. Bir gün bile olsa üzüntü ve sıkıntılarımıza set çekelim. Sevdiğimiz, saydığımız insanları şaşkın bakışlarının eşliğinde dansa kaldıralım. Müziğin her türlüsüyle vals, rumba, chacha, swing gibi dans çeşitlerini anneniz, babanız, kardeşiniz ve arkadaşlarınızla dans ederek kutlayın. Yüz yıllardır üzüntüleri, kederleri sevinç duygularımızı dansla anlatan dünya hazinesi olan 1000 üzerindeki Türk köylü danslarını ihmal etmeyin. Bu anılar unutulmayacak anılarımız olacaktır. Yapmak isteyip de yapamadığınız düşünceler olabilir, içinizdeki yetenek genini serbest bırakın, o sizi dansa davet edecektir.

OĞUZ ÖZLEM
Ankara Devlet Opera ve
Bale Sanatçısı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları