19 Mayıs neyin başlangıcıdır?

02 Mayıs 2016 Pazartesi

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen günlerde TV kanallarından da yayımlanan bir konuşmasında şöyle dedi: “…19 Mayıs’ın bu milletin (ya da toprakların demiş olabilir) yüzlerce yıllık tarihinin ve uygarlığının başlangıcı olduğu yolundaki bir tarih görüşüne katılamam!”
Şahsen okumamış bir insan sayılmam. Ama bunca yıllık okumalarım ve dinlemelerim boyunca bu ülkede böyle bir “tarih görüşü”nün varlığını ne gördüm ne de duydum! Bu nedenle, hele 19 Mayıs 1919’un yeni bir yıldönümü yaklaşırken böyle bir söylem ile karşılaşmanın beni şaşırtmasını sanırım yadırgamamak gerekir.
Öte yandan bu söylem, devletin zirvesindeki makamda oturan bir kişi, yani Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilmişse, ortada çok ciddiye alınması gereken bir durum vardır. Başka deyişle, bir cumhurbaşkanının aslı olmayan bir görüşü “tarih görüşü” diye nitelendirmiş olması kesinlikle düşünülemez. Ama benim bugüne kadar böyle bir sava ya da teze hiçbir yerde rastlamamış olmam, o savın ya da tezin hiç ileri sürülmediği anlamına da gelemez. İşte bu nedenle benim, Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu ülkenin sıradan bir vatandaşı olarak dileğim, “…19 Mayıs’ın bu milletin (ya da toprakların demiş olabilir) yüzlerce yıllık tarihinin ve uygarlığının başlangıcı olduğu yolundaki bir tarih görüşüne” nerede rastlamış olduğunu söyleyerek kaynak göstermesidir. Çünkü böyle bir kaynağın varlığı durumunda saçmalığına karşı çıkmak, yalnızca Sayın Cumhurbaşkanı’nın değil, hepimizin görevidir.

19 Mayıs’ın anlamını bulandırmak…
Toplumsal önemi bulunan kimi kavramları bulandırmanın ve itibarsızlaştırmanın en sağlam yollarından biri de, onları aslında özlerine aykırı düşen, dahası özlerini yadsımakla eşanlamlı anlamların taşıyıcısıymış gibi göstermektir.
19 Mayıs’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin pek çok temel taşının yerine konulduğu veya konulmaya başlandığı tarih olduğu kesindir. Her şeyden önce 19 Mayıs, adına “Anadolu İhtilâli” de denilen ve modern zamanların dünya tarihinde bir eşi daha görülmemiş bir Devrimin, Milli Mücadele’nin başlangıç tarihidir. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a, Sevr paçavrası ile varlığına fiilen son verilmiş, kendi çöküşünü daha Batıdaki her türlü Aydınlanma ve endüstrileşme girişimine sırt çevirmekle kendisi ilan etmiş bir imparatorluğun enkazı üzerinde yeni ve çağdaş bir devlet, ulus temeline dayanan bir Cumhuriyet kurmak için çıkar. Dolayısıyla 19 Mayıs, tarihi çok uzun bir geçmişe dayanan bir ulusun, Türk ulusunun modern çağdaki Kurtuluş atılımının başlatıldığı tarihtir.
Buna ek olarak 19 Mayıs, Kurtuluş’u izleyecek Kuruluş Yılları da göz önünde tutulduğunda, Atatürk’ün deyişiyle bir başka Milli Mücadele’nin, belki de ilkinden çok daha önemli olan Aydınlanma Mücadelesi’nin ilk adımının atıldığı tarihtir.

Kitleler tarih aracılığı ile aldatılamaz…
Böylesine gerçek anlamlarla yüklü bir tarihi, 19 Mayıs 1919’u bütün Türk tarihinin başlama noktası olduğu safsatasıyla gölgelemeye çalışmanın adı, bir “tarih görüşü” olamaz ve Sayın Cumhurbaşkanımız, bu konuda duyarlılık göstermekte son derece haklıdır. Üstelik ülkemizde tam da “laiklik ilkesinin anayasadan ve yasalardan çıkarılması” gibi Tanzimat’tan bile geriye düşen girişimlerin başlatıldığı bir dönemde biraz yukarıda andığımız saçma sapan tarih görüşüne karşı çıkmak, böylece de 19 Mayıs’a düşürülmek istenen gölgeleri daha kaynağında dağıtmak, sadece Sayın Cumhurbaşkanı’nın değil, kendini Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bireyi sayan her Türk vatandaşının görevidir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları