Meriç Velidedeoğlu

‘Laiklik yaşamın ta kendisidir!’

06 Mayıs 2016 Cuma

Böyle dile getirirdi laikliği “Prof. Dr. Server Tanilli.” Laiklik ülke gündeminin konularından biri olmayı şu sıralarda ara verilmiş olsa da sürdürecek, özellikle yeni anayasa çalışmaları yapılırken.
Laiklik tartışmaları sürecinde daha önce“Ilımlı İslam”la başlatılan “ılımlı laiklik” gibi belirlemelere, adlandırmalara yenileri eklendi; “otoriter laiklik”, “özgürlükçü laiklik”, “baskıcı laiklik”, “yerli laiklik”, olmadı “milli laiklik”, “tutucu laiklik”, “tarafsız laiklik”, “militan laiklik”, “dindar laiklik”...
Eksik saymışımdır belki; ama bunlar da yeter artar, “laiklik ilkesi”nin bu denli çok sayıda üstelik bazıları da birbirine karşıt  niteliklerle “sulandırılarak” ele alınmasına.
“Laik yönetim” için, “Bu rejim başarısız olmuştur! Değiştireceğiz!” diyen “A. Gül”, laikliği koruyacağına dair “yemin” edip “Cumhurbaşkanı” olmuşsa; “Hem laik hem Müslüman olunamaz!” diyen “R.T. Erdoğan” da ilkin “Başbakan”, şimdi de aynı yemini ederek “laik T.C. Devleti”nin başındaysa, “sulandırmak” bir yana, laikliğin “ciddiye” alınmadığı bir tutum sergilenmiş olmuyor mu?
Ayrıca koyu dindar bu iki insan hiçbir çekince duymadan bu “yemin”i nasıl etmişler diye düşünülürse, “hilei şer”, “takıyye” hep hazır.
Öte yanda “laiklik” de, “demokrasi” gibi “Batı”nın ürünü; demokrasinin “olmazsa olmaz”ı; kısacası “yaşamsal” olduğu, ayrıca uzun süren savaşımlar sonunda kazanıldığı da bilinir.
Geçen yıllarda laikliğin anavatanı “Fransa”da “Bilim Tarikatı” adlı dinsel dayanaklı bir kuruluşun, yönetime sızdığı anlaşılınca “Cumhurbaşkanı J. Chirac”, laikliği anında sahiplenip güvence verir; halka da seslenir.
Şu sıralarda ülkemizin “laik T.C. Devleti”nin Meclis’i olan “TBMM”nin Başkanı “laiklik ilkesi”ni kökten dışladı; Erdoğan anında atılıp laikliği kucaklayarak sahip çıkıverdi; yönetimde “Referansımız İslamdır!” diye haykıran ya da istediği her durakta inebileceğini belirterek “Demokrasi bizim için bir tramvaydır!” diyen kendisi değilmiş gibi.
Değerli dostlar, bu tutum artık “hilei  şer”ri, ya da “takıyye”yi çoktan aşmış bir durumda, sanki bu konuda “dalga” geçiliyormuş geliyor insana...
Oysa artık “21. yy”da, laikliğin ne denli “ciddiye” alınması gerektiğini “Cumhurbaşkanı J. Chirac”, yalnızca Fransız halkına değil tüm dünyaya duyurmuştu; “2003” yılının “17 Aralık” günü yaptığı o konuşmada dile getirdiklerinin arasında şunlar da vardı:
•“Bugün artık laikliği yeniden tanımlamak ya da sınırlarını değiştirmek söz konusu değildir!”
“Laiklik ilkesi Fransız halkı için bir şanstır, bunun içindir ki anayasamızın ‘birinci’ maddesinde yer almaktadır; bunun içindir ki ‘tartışılamaz’.
“Cumhuriyetin kanun ve ilkelerine, ‘dini özgürlük’ örtüsü altında itiraz edilmesi kesinlikle hoş görülemez.”
“Laikliğin zayıflatılmasına göz ‘yumamayız’, onu güçlendirmeye çalışmalıyız.”
“Kamu hizmetlerinin ‘tarafsızlığını’ ve ‘laikliğini’ yeniden kuvvetle dile getirmeliyiz.”
“Ayrıca Başbakanlık’ta, halkı ve kamu yetkililerini, bu temel ilkenin sapmasına ya da saldırıya uğramasına yol açacak durumlar hakkında uyaracak bir ‘Laiklik Gözlem Evi’ kurulmalıdır.”
“Laiklik ‘okullarda’ yeniden dile getirilmelidir, çünkü okul kesinlikle korunmalıdır.”
“Okul, cumhuriyetçi düşüncenin ‘kök salmasını’ sağlayan birinci araçtır.”
“Okul, kızlarla erkekler arasındaki ‘eşitliği’ tüm eğitim konularının ‘karma’ usulde verilmesini sağlamak için ‘savunmamız’ gereken Cumhuriyetimizin kutsal bir kurumudur.”
“Kadın haklarının ve kadınların erkeklerle ‘gerçek’ eşitliğinin yanında yer almalıyız.”
“Bir toplumun uygarlık derecesi, öncelikle ‘kadınların’ toplumsal yaşamda işgal ettiği ‘yer’ ile ölçülür.”
“Laiklik ilkesinin, ‘sulandırılmış’ bir kavramının arkasına ‘sığınan’ bazı kimselerin, gerek Cumhuriyetimizi, gerek cinsler eşitliği gibi kazanımları ortadan kaldırmaya çalışmalarını kabul edemeyiz.”
“Laiklik anayasamızın orta direğidir!”
Ne dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları