Hikmet Çetinkaya

İlkesiz, korkak sol parti olmaz...

12 Mayıs 2016 Perşembe

Bir dönem “barış süreci” diyenler, bugün “savaş süreci”nden söz ederken acaba yurdum insanı ne düşünüyor?
Yurdum insanı günübirlik yaşadığı için, hayatın derinliğini göremiyor, ölümleri, şehit tabutlarını artık olağan sayıyor.
Kilis’te yaşam nasıl, insanlar ne yapıyor?
Orada da hayatın durduğu, yaşamın farklılaştığını biliyoruz...
Ölüm haberleriyle sarsılıyoruz...
Sağımızda IŞİD, solumuzda PKK...
14 yıldır ülkeyi yöneten iktidar partisi, umutlarımızı yok ederken, demokrasimizin gerilediğine, temel hak ve özgürlüklerin yok edildiğine tanık oluyoruz.
Sistem nasıl işliyor laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinde?
Başkanlık sistemi yok, ama var gibi...
Meclis toplanıyor, muhalefet liderleri her salı günü grup toplantısında konuşuyor...
Aynı sözleri dinliyoruz her hafta.
Başbakan yok, ama başbakan koltuğunda oturan biri var.
Var-yok arasında gidip geliyoruz... Kendi kendime şöyle diyorum:
“Meclis’e ne gerek var Saray karşımızda dururken...”
Ardından aklıma şu soru geliyor:
“Ülkemizi muhtarlar yönetse daha iyi olmaz mı?”
Yok hükmünde bir Meclis, var hükmünde muhtarlar...
Bundan böyle milletvekili değil muhtar seçelim en iyisi.
Barış nerede barış!
Öldü...
Demokrasimiz bildiğiniz gibi...
Yargı bağımsızlığı!
Haydi canım sen de...
Sistemin egemenleri AB’ye “ben yoluma sen yoluna” diye kafa tutuyor, aradan birkaç gün geçince rest çektiği AB’den vizelerin kaldırılması için “olumlu adım” atılmasını istiyor.
Tek adamlık sistem budur işte!
Canın istediğinde “Kardeşim Esad”, canın istemediğinde “Düşmanım Esed” diyeceksin... Gün gelecek bir başka kardeşin Mursi’yi unutacaksın.

***

Korku imparatorluğunun egemen olduğu ülkelere bir bakın bugün, başlarına neler geldi...
Saddam’ı, Kaddafi’yi düşünün!
Sonra güzel yurdumuzu düşünün, Güneydoğu’ya bir bakın, Kilis’i, terör belasının başımıza neler getirdiğini anımsayın.
Sözü fazla uzatmadan Türkiye’deki sol siyasetin temsilcisi olduğunu öne süren CHP’nin düştüğü durumu gözden geçirin.
Dokunulmazlıkların kaldırılması için, yeni anayasa değişiklik önerisine önce “anayasaya aykırı” diye karşı çıkan CHP şimdi ne diyor:
“Dokunulmazlıkları kaldıralım... Eğer ‘hayır’ oyu verirsek HDP’yle birlikte hareket etmiş oluruz...”
Nerede sol siyasetin özgürlükçü, barışçıl, insancıl yanı!
Beş milyon oy almış bir parti HDP...
Seversiniz, sevmezsiniz...
Beş milyon teröristin oyunu mu aldı HDP...
Her Kürt yurttaşımızı potansiyel terörist sanan bir zihniyetin temsilcisi olmamalı CHP...
HDP İzmir’den iki milletvekili çıkardı...
Bu oylar sol seçmenin oylarıdır unutmayın.
Laiklik temelinde demokrasinin ve özgürlüklerin kalesi değil midir İzmir?
Türkiye korku tüneline sokuldu.
CHP korktuğu için böyle yapıyor. Solun ilkelerini çiğniyor. Saray’ın isteği doğrultusunda yürüyor.
Korkuyla bir yere varılmaz...
Sol kültürün geleneğinde korku yoktur...
Elbet terörü lanetleyeceğiz, bir insanlık suçu olduğunu söyleyeceğiz...
Bunları söylerken, temel hak ve özgürlükleri savunacağız, korkmadan.
O korku tüneline girmeyeceğiz...

***

Kilis’te yaşam durmuş, Güneydoğu’da terör azmış...
Bayrağımıza sarılı şehit tabutları, etkisiz hale getirilenler ve hayat!
Türkiye’nin ilkelerinden ödün vermeyecek, korkmayacak, ürkmeyecek bir sol partiye gereksinimi var...
Bugün seçilmiş HDP milletvekillerine dokunanlar yarın sana, bana, hepimize dokunurlar...
Laikliğin “yok” sayıldığı bir ülkede, eli silahlı tetikçi, güvenlik güçlerinin gözleri önünde Can Dündar’a iki el ateş ediyor...
O dehşet görüntülerini yurdumun insanı unuttu bile...
O vahşet!
Kin!
Nefret!
Öylesine insanlık dışı bir olay ki insanın aklı duruyor...
Aklı!

***

Yıllarca birlikte çalıştığımız, 35 yıl önce günlük ekonomi sayfasını başlatan ve yöneten Sevgili Osman Ulagay Cumhuriyet’e yeniden döndü.
Ulagay’ın analizleri cuma günleri yayımlanacak.
Aslı Aydıntaşbaş da Cumhuriyet’te. İlk yazısı dün yayımlandı.
Ulagay ve Aslı Aydıntaşbaş’a “Hoş geldiniz” diyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları