Adnan Binyazar

Acıyı Yaratıya Dönüştüren..

23 Ağustos 2008 Cumartesi

Çok değil, daha üç dört yıl önce içki masalarını esprileriyle kırıp geçiren bir dostunuzun tabutuna omuz verdiğinizde, onunla öyle bir ruh yakınlaşması yaşarsınız ki, kalabalığın arasında kendi ölümünüzü görürsünüz.

Fethi Naci, ruhun ölmeyeceğini duyumsatan bir yakınlaşma içindeydi dostlarıyla. Bu nedenle, onu ardından ananlar, ölümde dirimi yaşıyorlar.

O, anı kitabına verdiği adla,Dünya Bir Gölgeliktirdedi, yaşam tarihine direngenliği, gücünü bilgiden almayı, sözü ince elekten geçirmeyi, acıyı yüreğe gömmeyi... yazdı.

***

Yazılanlara bakıyorum; Mümtaz Soysal, Hep ayakta kalan bir yaşam sevinci, hep dik tutulan bir baş ve açık alındiyor. Soysalın bu yargısı, ölmüş bir kişiye değil de, sanki daha yıllarca yaşayacak olana duyduğu inancın yansımasıdır.

Ardında hüzünler bırakacağına inanç uyandırmak, insan olmanın ölçüsüdür. Soysal şu sözüyle, inancını daha da pekiştiriyor:Hiçbir şey, Fethi Naciyi fethedip isyan bayrağını indirtemedi.

Belli bu; günümüzde örneğini çok gördüğümüz, bir gün böyle bir gün şöyle yapıdaki kişiye duyulmuyor inanç; fethedilemeyene duyuluyor.

Yepyeni bir kişilik tanımıdır bu.

***

Fethi Nacinin fethedilemeyişinin nedeni yalnız bu değil. İnsan ölür, erdemi kalır. Kişi erdem yoksunu ise, Turgay Fişekçinin dediği olur mu? Eleştirilerinde en acımasız olan da oydu, yazarlarla büyük dostluklar kurabilmeyi başaran da yine o.

Geçmiş zaman kipi kullandığına bakmayın, Fişekçinin koyduğu ölçü de ölüye yönelik değil.

Aydın Boysan, Fişekçinin yargısını açımlayıp bütüne erdiriyor: “Eleştirmen olarak batırmaktan da kötü sözler söylemekten de övmekten de çekinmeyen, korkmayan bir kişiydi. Bunu yaltaklanmadan, batırmadan yapabilmek hem bilgi gerektirir, hem korkmamak yeteneği.

Bacon, Bilgi kuvvettirder. Fethi Nacinin eleştirideki cesareti, beyninin bilgi atını sağlam kazığa bağlamasından geliyor. Ataol Behramoğlunun vurguladığı gibi, bir kişi başka türlü nasıl hem edebiyat, hem yaşam ustası olur?..

***

Eleştirmen Fethi Nacinin uzak duruşlu olduğu söylenir. Böyle olmadığını anlamak için onun hangi duygu denizinde kulaç attığını bilmek gerekir.

Dönüp Baktığımda adlı anıları bunun kitabı.

Fethi Naci, eşiyle birlikte yetişkin bir kızını yitirmiştir bu dünyada. Yitirmenin mirası, ruh acısıdır. Fethi Naci, öte yakaya bu acının mirasıyla geçti.

Acı, yalındır. Yalın ve katı. Gerçek acıyı yaşayanlar, acıyı süslemeden, bütün yalınlığıyla anlatabilenlerdir. Ancak o zaman işler acı bizim de içimize, bizi çarpar. (...) Acı aşılmaz. Acıya dayanabilmenin tek yolu acıyı çalışmaya, bir şey yaratmaya dönüştürebilmektirdiyerek belki acıyı bal eyledi.

Acıyı duyumsamak bir erdemse, onu yaratıya dönüştürmek erdemin erdemidir.

***

Cervantesin deyimiyle, Fethi Naci belkigücünü güçsüzlüğünden almadirenciyle yaşadı. Belki de Gülten Akın Benim acım acıların beyidir/Canıma bir doru kısrakla gelir/Öfkeyi sabırda eritir/Umut yer/Suyunu gözümden içer bir zaman/Dağlar of dağlardedirtti ona; ama bir masanın köşesinde, Turhan Günay Dünya Bir Gölgeliktir türküsünü söylerken onun ışıltılı gözlerinin hüznünü kaç kişi gördü?..

Acıyı bal eyleyenin baldan katran tadı aldığını kimseler bilemez, ah bilemez!..

binyazar@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları