Zeynep Miraç

Havuzun ‘bitanesi’

20 Mayıs 2016 Cuma

Yıl 2004, 20 Temmuz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Paris’te Türk vatandaşlarına seslendiği konuşmasında Türkiye’ye gelişleri sırasında ulaşımda yaşadığı sorunlardan söz ederken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın numarasını veriyor: 0532 218... (Merak edenler gerisini internette bulabilir).

Yıl 2016, 18 Mayıs. Henüz AKP’nin yeni genel başkan adayı açıklanmamış. Numaradan isim bulan telefon uygulamalarından birine bu numarayı yazıyorum. Karşıma ne çıkıyor dersiniz? Tek kelime: Başbakan. (Uydurduğumu düşünenler, bizzat deneyebilirler).

Kısacası kimse için sürpriz olmadı Binali Yıldırım ismi, telefon uygulamaları için bile...

‘Yoldan çıkarım’

İnternet sitesindeki özgeçmişinden 1955’in 20 Aralık’ında Erzincan Refahiye’de doğduğunu öğreniyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nde hem lisansını hem de yüksek lisansını tamamladığını; aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalıştığını...

2013’te İTÜ’nün bir davetinde konuşurken tercihini şöyle anlatmıştı:

“Ya Boğaziçi Üniversitesi’ne ya da İstanbul Teknik Üniversitesi’ne girecektim. Önce Boğaziçi Üniversitesi’ni ziyaret ettim. Bir baktım farklı bir dünya. Bahçesinde gençler kızlı, erkekli oturuyor. Ben çok şaşırdım. Burada yoldan çıkarım dedim.”

Yoldan çıkmamak için İTÜ’yü seçen Yıldırım’ın özgeçmişinde ‘başarıları’, ödülleri sayılıyor. Biz, orada yazılmayan dönüm noktalarına bakalım.

14 yıllık bakanlık

Recep Tayyip Erdoğan ile teşriki mesaisi eskiye dayanıyor. Erdoğan’ın belediye başkanı olduğu 1994’te İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri’ne (İDO) Genel Müdür oldu. Deniz otobüslerindeki büfeleri akrabalarının şirketine verdiği haber olunca Erdoğan’dan sonraki İBB Başkanı Ali Müfit Gürtuna tarafından görevden alındı. Çağrı Temizlik ve Gıda Hizmetleri’ne verdi.

İlk kez 3 Kasım 2002 genel seçiminde, kurucularından biri olduğu AK Parti İstanbul Milletvekili olarak girdi Meclis’e. Abdullah Gül tarafından kurulan 58. Hükümette Ulaştırma Bakanı oldu.

Bakanlığının ilk yıllarında verdiği söyleşide “Her çalan telefonda ömrüm kısalıyor” diye şikâyet ediyordu; “Hareket eden, uçan, kaçan, yüzen her şey bana bağlı. Taliplisi çoktur ama kimseye tavsiye etmem”. Ama onu oraya bağlayan etken ne kadar kuvvetliyse; 2014 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayı olmak için verdiği arayı saymazsak, 2002’den beri Ulaştırma Bakanı. (2011’de Bakanlığın adı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme olarak değişti).

29 havalimanı açıldı

Bakanlığı süresince 17 bin 500 km bölünmüş yol inşaatı yapıldı, 29 yeni havalimanı açıldı. Yüksek Hızlı Tren projeleri, Marmaray yapıldı; Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İzmit Körfez Geçişi Köprüsü, İstanbul- İzmir Otoyolu ve İstanbul’a 3. havalimanı gibi dev bütçeli projeleri başlattı.

Aile meseleleri

Oğlu Erkan Yıldırım, Singapur’da kumarhanede çekilen fotoğraflarından önce 2003 yılında gazetelere haber olmuştu. O sırada henüz 24’ündeydi ve kardeşi Bahar Büşra ile birlikte kurdukları Derin Denizcilik şirketi adına 445 bin Avro değerinde bir Ro-Ro gemisi satın almıştı. 200 bin Avro’nun uluslararası seyahat acenteleri tarafından yolcu biletlerinin peşin satın alınmasıyla karşılandığını açıklamışlardı.

Ancak TBMM’nin 24 Temmuz 2003 tarihli tutanağında yer alan ifadelere göre bu acentelerden biri olan Santour, Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait Ankara Feribotu’nu ihalesiz kiralamıştı. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım bu ilişkinin ortaya çıkması üzerine yaptığı açıklamada, Santour şirketiyle geçmişe dayalı hiçbir ilişkisi olmadığını belirtmişti. Ne var ki daha sonra ortaya çıkan belgeler Bakan Yıldırım’ın Santour’la aynı adreste faaliyet gösteren Sancak Line firmasında genel müdür olarak görev yaptığını ortaya koyuyordu.

2014 yılında 5N1K programında Cüneyt Özdemir’in “Sizin veya oğlunuzun 30 gemisi var mı?” sorusunu şöyle cevapladı:

“Denizcilikle ilgili şirketim vardı. Siyasete girince bütün işlerimi çocuklarıma devir ettim”.

Oysa kendi internet sitesindeki özgeçmişinde bu şirkete yer vermemişti.

Yolsuzluk iddiaları

Siyasette henüz ikinci yılını tamamlamıştı ki, büyük bir faciayla karşılaştı. Başında Binali Yıldırım’ın bulunduğu hızlandırılmış tren projesi yeni hükümetin medar-ı iftiharlarından biriydi. Ne var ki henüz altyapı hazır değildi, alelacele başladı seferler. 22 Temmuz 2004 günü Ankara- İstanbul arası sefer yapan hızlandırılmış tren Pamukova’da raydan çıktı; 41 kişi öldü, 89 kişi yaralandı. Yıldırım ne istifa etti ne de görevden alındı.

17-25 Aralık operasyonları sırasında ortaya çıkan ses kayıtlarında Binali Yıldırım’ın da adı geçiyordu. Cevabı sert oldu:

“Türkiye’ye 200 milyarlık yatırım yaptım, hepsinin hesabını kuruş kuruş veririm. Yolsuzluk yapan da yolsuzluğa vesile olan da alçaktır. Bu memleketin haklarına, yetimin hakkına tecavüz etmiş en aşağılık insandır”.

‘Milyon Ali’

2014’te CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sabah-Atv fezlekesinden bazı bölümleri kamuoyuyla paylaştı. Bu fezlekede Sabah ve Atv’nin satışı sırasında Yıldırım tarafından hükümet yanlısı işadamlarından para toplandığı iddia ediliyor, Kılıçdaroğlu “Binali dersek yanlış olur, Milyon Ali dememiz lazım” diyordu.

Hakkında hiç mi iyi söz söyleyen yok derseniz, var. Eşi Semiha Yıldırım. 2005’teki bir haberden okuyoruz: “Çok centilmen ve kibardır. Romantiktir. Beni yemeğe çıkarır. Anneler Günü’nde, evlilik yıldönümlerimizde mutlaka çiçek alır”.

Espri seviyor

Pek çok siyasetçiye kıyasla neşeli biri. Espri seviyor. PTT ile kargo şirketleri arasındaki ihtilafa “Çözüm bulursak ne âlâ, bulamazsak Mualla” cevabını vermesi, 1 Kasım seçimlerini “Yüze vurur ifadesi, yeniden tek başına iktidarız bir tanesi” cümlesiyle yorumlaması bunun nişanesi.

Ancak son ayları her zamankinden gergin geçiyordu. Nedeni ise Ahmet Davutoğlu ile aralarındaki iktidar çatışması.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra Başbakanlığın taliplerinden biriydi. Hatta Davutoğlu’nun başbakanlığının açıklandığı toplantıya katılmaması buna yorulmuştu. Adı partisinin 2015 Eylül’ündeki kongresinde bir kez daha gündeme geldi. Hatta 1353 delegenin 900’ünden imza aldığı söylendi ancak kongrede aday olmadı.

AKP’nin kurduğu ilk hükümetten geriye kalan tek isim Binali Yıldırım, nihayet partisinin genel başkanlığına ulaştı. Şimdi AKP’nin kurduğu sekizinci hükümetin başbakanı olmasına bir adım kaldı.

Ne demişler, tekkeyi bekleyen çorbayı içer.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kendine müslüman 25 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları