Türkan Hoca’nın Ayşe’si... Aziz Hoca’nın Ahmet’i...

20 Mayıs 2016 Cuma

“Ayşe’cim; Sinema Günleri başlıyor. Aman kaçırmayalım... Ayşe’cim bak şu kitap çok güzel, sen de oku istersen...”
Lepra çalışmalarımın bir noktasında Tanzanya’dayım... Karşıma bir kobra yılanı çıkıyor; neredeyse boğuşma noktasına geleceğiz, zor kurtuluyorum. Türkan Hoca’ya mektup yazarak olayı anlatıyorum. Yanıt geliyor: Ayşe’cim ne kadar şanslısın; bugüne kadar kaç kişi kobra yılanı ile karşılaştı ki..”
Türkan Saylan Hoca’nın 7. ölüm yıldönümü dolayısıyla düzenlenen anma toplantısındayız. Prof. Dr. Ayşe Yüksel kürsüde... Ama bizi 21. yaşına, gençliğine götürüyor. Dünyadan bihaber gencecik bir genç kız... Yolu bir şekilde Türkan Hoca’nın Lepra çalışmaları ile kesişivermiş. Cüzamlı hastalardan ailelerin hatta sağlık görevlilerinin bile uzak durduğu dönem. Ayşe’nin çalışkanlığı Türkan Hoca’nın ilgisini çekiyor ve Ayşe’yi hemşirelik kökenli bir halk sağlığı profesörü olmaya götüren süreç başlıyor. Yüksel, “Benim için en büyük eğitim Türkan Saylan’la çalışmak olmuştur” dediği hocasından öğrendiklerini sıralıyor: Evrensel değerin peşinden koşmayı; cesareti, umudu, direnci, çalışkanlığı, sevgiyi ve sanatı, çocuklara dokunmayı, Cumhuriyet’e ve Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığı...

***

Aziz Hoca’nın özellikle bir Ahmet’i var mı bilmiyorum. Ama Ahmet’leri, Gülnihal’leri, Sevgi’leri olduğunu biliyorum. Mardin’den genç yaşında ABD’ye gitti, kendisine yol olarak bilimi seçti; Türkiye’ye olan bağını hiç koparmadı; Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine olan inancını hep vurguladı. 2007 yılı Vehbi Koç Ödülü’nü kazandığında aldığı 100 bin doları zaten yapımına başladığı Türk Evi’ne harcadı ve ABD’ye gelen kız öğrencilerin kalacağı sımsıcak bir yuva, daha doğrusu bir kucak açtı. O da tıpkı Türkan Hoca gibi özellikle kız çocuklarının okumasına odaklandı. Kendisi gibi bir bilim insanı olan eşi Gwen Sancar ile birlikte kurdukları Sancar Vakfı, kız çocuklarının eğitimi için çalışıyor. Mezun olduğu Mardin Lisesi’nin birincilerine her yıl burs verdi. Ankara’da tüm bir gün onu Hacettepe Üniversitesi’nde öğrencilerle izledim. Tıp öğrencilerinin sorularını yanıtladı; 18 fakülte birincisi ile bir öğlen yemeğinde bir araya geldi. Onlara çalışmanın, hedefe odaklanmanın, başarıya ulaşmada temel faktör olduğunu bıkmadan, sabırla defalarca tekrarladı.
Türkan Hoca ve Aziz Hoca bu ülkenin yetiştirdiği iki önemli insan. Dileğim onların açtıkları bu yolun bu ülkenin gençliğine umut, kendilerinin ise rol model olması...
L’Oreal tarafından yapılan bir ankette “Türkiye’den aklınıza gelen ilk bilim kadını kim” sorusuna verilen tüm yanıtlar “Türkan Saylan” olmuştu. Bu önemli. Tıpkı Aziz Sancar’ın herkesin gönlünde taht kurması gibi.
Türkan Hoca, Aziz Hoca kadar şanslı olmadı.. 2009 yılında ÇYDD ve Türkan Hoca’ya yönelik düzenlenen kumpas büyük acılar yaşattı. Ergenekon ve terör örgütü üyeliğinden aklandığını ne yazık ki göremedi. Ancak kurucuları arasında olduğu, yıllarca başkanlığını yaptığı ÇYDD bu ülkenin umudu olmayı sürdürüyor.
Bugüne kadar 100 binin üzeri üniversite ve lise öğrencisine burs verdi. 14 eğitim evi açtı. Biri Çanakkale, biri Torbalı ve biri Kasımpaşa’da olmak üzere 3 eğitim evi daha yolda.. Saint Pulcherie Fransız Lisesi kuruluşunun 170. yılı dolayısıyla önemli bir katkı yaptı ÇYDD’ye. Cep telefonunuza eğitim yazıp 4622’ye gönderdiğinizde ÇYDD’ye 10 TL bağış yapmış oluyorsunuz. St. Pulcherie bu toplanan bağışlarla hem öğrenci okutacak, hem eğitim evi açacak. 1 hafta içinde 100 bin TL toplandı bile.
Eğer bu ülkenin eğitime ve bilime odaklanarak çağdaş geleceği inşa edeceğine inanıyorsanız; Türkan Hoca’ların, Aziz Hoca’ların yolunu siz de izleyebilirsiniz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları