Tek adamla demokrasi mi olur?

24 Mayıs 2016 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AKP kongresinde okunurken, divan başkanından yeni başkana, AKP’nin tüm yönetim, delegeleri, konuklarının ayakta dinleyerek “biat”larını kanıtladıkları mesajında, önünü kesen “çarpık uygulamanın giderilmesini” istedi.. Bir kez daha yüzde 52 oyla seçilmiş cumhurbaşkanı olarak, önceden açıkladığı farklı yönetim, “ucu açık yetki kullanma”dan vazgeçmeyeceğini, partisi, siyasi davası ile kurulu bağlarını koparmayacağını ilan etmekle kalmadı.. AKP’den, yeni Hükümet’ten; Meclis’in çalıştırılmasında; istediği Başkanlığın yolunun açılmasını, öncelikli görev olarak beklediğini söyledi..
Yıldırım hızıyla, tek elden, tek adamın iradesi adına, tek parti icraatlarının.. bir gününde bile bize sunulanın; geleceğimize yönelik kökten rejim değişikliği paketlerinin, değil içini, sonuçlarını algılayabilmek, fiili atılan adımların sıralamasını bile izlemek çok zor. Cumhurbaşkanı, AKP, Hükümet, kongre çalışmalarını, iddialı izleyen, ister yandaş ister uzman gazeteciler bile.. Davutoğlu’nun görevlerinden alınması, Binali Yıldırım’a görev verilmesi, AKP yönetim kadrolarının baştan yaratılması süreçlerini.. hep arkadan, şaşkınlıklarını saklayamadan izler oldular.. Yasalarla uyum sağlamaya yönelik, kusursuz şov olarak hazırlanmış genel kurulda, parti başkanı, başbakan, yeni yönetim kadroları atamalarının seçimlere uyarlanması saatlerinde.. Bundan sonraki icraatlar sıralandırmalarında yetkin ya da bilgilendirilmiş AKP’den kimi isimler, televizyonların canlı yayınlarında söz alarak çiçeği burnunda, henüz resmen görevlendirilmemiş yeni Hükümetin öncelikli çalışmalarını; “Başkanlık rejimine geçiş için yeterli oyun Meclis’ten çıkamayacağı gerçekliği içinde, var olan hukuksal sorunlara ilk çözüm adımı olarak (partili cumhurbaşkanı) anayasa değişikliğinin öngörüldüğü..” olarak sıraladılar.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile bile kendi iradesi ile Cumhurbaşkanlığı’na aday olduğu gerçeği yokmuş gibi.. Geçerli hukuk, parlamenter düzen, yetkin hükümet, bağımsız tarafsız cumhurbaşkanı ilkeleri, yeminine karşın sadece hesap sorulamamasına dayalı sayısız, sınırsız, hak-hukuk, yetki kullanımı ihlalleri tartışmalarında eleştirenler suçlanarak, gerçeklerin tersyüz edildiği, tek adam otoritesi, dayatmalarını meşrulaştıran bir medyatik algı yönetimi gündemde.. Cumhurbaşkanı için sandıktan çıkmış oydan başlanarak, haziran seçim sonuçlarına göre Meclis’ten Hükümet çıkarılmamasına, Meclis başkanı seçtirme, yeniden seçime götürme dayatmasına, en son zirve hamle seçim kazanmış parti başkanı, başbakanın görevden istifa yoluya aldırılması, yeni parti başkanı, yönetim organları, hükümet kurulması sürecine.. tersten de olsa yasal kılıflar uydurulabiliyor.. Cumhurbaşkanının icraatlarının tartışılmasına konu olan “çarpık uygulamalarda”, AKP’li hukukçu sözcünün dediği gibi “Partili olabilmesi yasağını kaldıran tek maddelik anayasa değişikliği..” bile Cumhurbaşkanını rahatlatabilir..
En acı gerçek.. Cumhurbaşkanlığı, 14 yıllık AKP icraatlarında, seçim sandığı sonuçları demokrasi, hukuk devleti düzeni, anayasal düzen, rejim işleyişinin geçerliliği imiş gibi pazarlanarak.. Otoriterleşmenin; hak-hukukun katledilmesinin, çıkarlar, siyasal İslamcı inançlar sömürülerek, terör, her türden ırkçı ayrımcılıklar da içinde, Ortadoğu bataklığına çekilme, parçalanma tehditleri yem yapılarak.. Öncelikli AKP’ye oy veren seçmene, yaratılan cephelere, çaresizlik, çözümsüzlük, Liderin, iktidarın alternatifi yok gerekçeleriyle, çıkar ağı baskısıyla, dayatılması değil mi?
Başkanlıkla işletilemeyen parlamenter düzene alternatif üretileceği kuyruklu yalanına gelince.. Zavallı ABD başkanlarına bir bakın.. Aylar yıllar bütün partili seçmen karşısında terlemek yetmiyor. Seçilen başkan ancak iki dönem görevde kalıyor. Meclis kararlarında hükmü geçmiyor. Yargı tam bağımsız, ödleri kopuyor. Kamu kaynaklarını yönetme gücü hak getire.. Dünyada tek adamın gücü ele geçirdiği diktatörlükler bile yok..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları