Özgür Mumcu

Şairin ölümü

26 Mayıs 2016 Perşembe

Dün Necip Fazıl Kısakürek’in ölüm yıldönümüydü. Malum, kendisi Erdoğancı iktidarın kavruk alıntı âleminin belki de en önemli parçası. Cumhurbaşkanı’nın kendisiyle şahsen tanışmışlığı da var. 1975 senesinde Milli Türk Talebe Derneği’nin bir etkinliğinde şairi, Erdoğan şu sözlerle tanımlamış: “Bizi 4 kıta, 7 iklim hâkim kılan ruhun mimarı.”
Bunu Birlik Vakfı’nın Necip Fazıl adına düzenlediği bir ödül töreninde açıklamıştı. Birlik Vakfı ise Milli Türk Talebe Derneği geleneğinden çıkmış siyasi hareketin cisimleşmiş hali. Başkanı İsmail Kahraman. Hani, anayasadan laikliğin çıkartılması gerektiğini öneren şahıs. Birlik Vakfı da doğrudan dini referanslar içeren bir anayasa taslağı hazırlamasıyla biliniyor.
İktidardaki İslamcı siyasetçilerin gençlik yıllarında Necip Fazıl tarafından şekillendirildiği meydanda.
İki sene evvel bir başka Necip Fazıl ödül töreninde, dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Necip Fazıl’ın gösterdiği hedeflere ulaşmakta bakanlığının ihmali olduğunu ve bunu gidereceklerini söylemişti.
O hedef neydi? Sayın Erdoğan’ın tekrar etmekten çok hoşlandığı, yine şairin ifadesiyle “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik...”
4+4+4, laikliğin anayasadan çıkarılması talebi, çapulcu ifadesi hatta milli içkinin ayran olmasına kadar Erdoğan’ın birçok söyleminin patenti Necip Fazıl’a ait.
Gelgelelim, meşhur şaire sadece şair demek büyük haksızlık olur. Edebi kısmını bir tarafa bırakalım. Kendisi aynı zamanda ve aslında öncelikle bir ideolog. Demokrat Parti’den alınan örtülü ödenek paralarıyla ve Büyük Doğu dergisiyle somutlaşan bu ideologluk, “İdeolocya Örgüsü” eserinde zirveye varmakta. Necip Fazıl, bu kitabında Başyücelik diye tanımladığı bir rejimi kurtuluş formülü olarak teklif etmekte.
Devlet başkanının adı belli, Baş Yüce. Fena halde İtalyan faşizminden mülhem. Rejim İslami bir faşizm. Neredeyse her şey yasak. Pastanelerin bile bazı koşullarda kapatılması gerektiğini ileri sürecek kadar kendinden geçmiş bir teklif.
Sabetaycıları, Yahudileri, Rumları ve Ermenileri ve diğer yabancı gördüğü unsurları memleketten defetmeyi amaçlıyor.
Yani iktidarın kutup yıldızı, cumhurbaşkanından Milli Eğitim Bakanı’na siyasi fikirlerine övgüler dizilen Necip Fazıl’ın hayalleri ile Hitler’in “Kavgam”ı fena halde akraba.
Bugün 4 kıta 7 iklime hâkim olma hayalinin peşindeki bir zamanların “kindar ve dindar” nesli ile “eski Türkiye”nin kendini “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” zanneden neslinin bir kısmı el ele.
Böyle zira sermaye ve emek çelişkisi, milli çıkarlar diye yutturulmaya çalışılan “ahbap çavuş kapitalizmi” zurnanın zırt dediği yerde kültür savaşını buzdolabına kaldırabilir.
Bu sebeple, halkçılıkla ve sosyal haklarla tahkim edilmeyen bir laiklik ve yaşam tarzı mücadelesi bir bakmışsınız unutuluvermiş ve sermayenin her rengi güvenlikçi politikaların ardında beklenmedik ittifaklar kurmuş.
Daha önce de bu köşede yer almıştı. Anahtar kelimeler Genelkurmay, MİT ve MHP. İlki düğünde fotoğraf verdi. Bakalım MİT’e yeni müsteşar gelecek mi ve kim olacak. MHP kongresi neler doğuracak.
Necip Fazıl’ın Başyücelik meselesini de dert etmemeli. Orada bile Yüceler Konseyi, Başyüce’yi görevden alabiliyor. Üstat bugün yaşasa bu teklifiyle “milli irade düşmanı” diye çoktan aforoz edilmişti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları