Gülengül Altınsay

‘Nokta transfer’ zamanı mı?

26 Mayıs 2016 Perşembe

Herkesin ağzında “nokta transfer” lafı. Ve yine içi boşaltılmış çoktan anlamını yitirmiş bir ifade daha. Nokta transferden kasıt elde bir takım varsa ve onun bazı mevkilerinde işler aksıyorsa onları gidermek için yapılan transfer. Yani takımın daha iyi işlemesini sağlayan transfer. Ama bizde bırakın eksiği gediği olan takım bile olamamış kadrolara eklenen her şöhretli oyuncu nokta transfer.
Sadece alınan oyuncuya bakılıyor. Yetenekli mi yetenekli, geçmişte iyi işler yapmış mı yapmış. Hele bir de uluslararası şöhreti varsa kimsenin itirazı da olmuyor. Burada o oyuncunun geldiği takımı nasıl etkileyeceği konusu hiç dikkate bile alınmıyor. Aslında tam tersine gelen futbolcu ne kadar şöhretliyse ve ne kadar fazla parayla getirilmişse takımın kimyasını o kadar bozma riski var.

Messi gelse
Tabii burada Messi gibi bir futbolcuyu kastetmiyoruz. Ama biliyor musunuz bunun bile garantisi yok. “Madem Messi o kadar çok para alıyor o zaman hadi kurtarsın bakalım takımı” diyen birkaç takım arkadaşı bile olsa o takım takım olmaktan çıkar. Takımı güçlendirmek ancak dengeleri bozmadan mümkün. Dengesiz yapılan her transfer takımı bozar. Bunun örnekleri o kadar çok ki. Zaten öyle olsaydı kim daha fazla para verip takım yaparsa her sene o takımın şampiyon olması gerekirdi. O zaman Premier Lig’de Leicester nasıl şampiyon oldu? UEFA Avrupa Ligi finalinde Sevilla neden Liverpool’u ezdi geçti? Yanıtlar basit; Leicester de Sevilla da takım gibi takım da ondan.

Para da gerekli
Para artık futbolda tabii ki çok daha önemli. Ama bu parayı nereye nasıl harcadığınız daha da önemli. Ne yazık ki büyüklüğü biz transfer döneminde harcanan parayla ölçüyoruz. “Büyük takım büyük transfer yapar” diyoruz. Oysa ki mesela Hakan Çalhanoğlu’nu dört yıl önce keşfedip üç kuruşa almak büyük transfer olurdu. Ama Quaresma’yı hem de bonservis ödeyip almak büyük transfer değil. Neyse ki artık UEFA ve kriterleri var. İyi ki de var. Çünkü birilerinin bize artık “dur” demesi gerekiyordu.
Yoksa herkes birbirine baka baka makası çok açtı. Ve borçlar ödenemez hale geldi. Bu yüzden transfer harcamalarının çok daha akıllı yapılması gerek. Örneğin Beşiktaş’ın savunma sorunu mu var; bir savunma konsepti oluşturulur. Ona göre alternatifli transfer listesi yapılır. Aldığınız futbolcunun değeri sizin formanız altında yükselirse en iyisi budur. Çünkü toplama takım değil gerçekten nokta transferlerle güçlendirilen takımlar oluşturmak artık bir zorunluluk.

Kapıdaki tehlike
Bakın Beşiktaş’ın şampiyonluğa kadar uzanan kadrosunun temellerine. Feda yılı olmasaydı mecburiyetten maliyeti düşük ve henüz tam olgunlaşmamış oyuncularla yola çıkılmasaydı böyle adım adım güçlenen bir takım da oluşturulamazdı. Çünkü önemli olan birbirine benzer oyuncuların birlikte gelişmesi birlikte takımı büyütmesi. Tabii ki her yıl bir takım mecburi şampiyon alacak. Ama o takımın oynadığı futbolun kalitesi yaptığı işlerin doğruluğuyla alakalı. Bu yüzden Beşiktaş’ın bu sezon kazandığı şampiyonluk önemli.
Söz Beşiktaş’tan açılmışken; şimdi havaya girip “nasıl olsa artık paramız da var” deyip yüksek ücretli yaşlı oyuncuları takıma doldururlarsa var olan takımın dengesini fena halde bozarlar. İşte Beşiktaş’ı kapıda bekleyen en büyük tehlike bu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Semih vakası 28 Mart 2024
Yeniden nefret 22 Mart 2024
Suç getirende? 17 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları