Doğan Satmış

Koltuğa yapışmak ve Aziz Yıldırım

28 Mayıs 2016 Cumartesi

Fenerbahçe başarılı bir sezonun ardından, 4 kupadan oldu.Önce Avrupa’da kupa şansı bitti, sonra lig kupası kaçtı.Önceki gece de, belki de tarihinin en kötü sezonunu geçiren Galatasaray karşısında 10’lık yenilgi ile Türkiye kupası kaybedildi.
Olabilir.
Futboldur, fazla abartmamak lazım.
Ama Aziz Yıldırım naptı, önce Fenerbahçeli futbolcuların ikincilik madalyası alması için stada çıkmamalarına onay verdi.
Tüm uygar memleketlerde, maçı kaybetmek de kazanmak kadar gerçektir diyerek, çıkıp göğüslerini kabarta kabarta herkes madalyasını alır. İster ikincilik olsun, ister sonunculuk.
Ama Aziz Yıldırım, “Küfür etmişler” bahanesine sığınarak, Fenerbahçeli futbolcuların sahaya çıkmamasına destek olup sporun temel ilkesi “fairplay”i yok saydı.
Şaşırmadık, daha önce de olmuştu benzer şey. G.Saray’ın şampiyonluk kupası aldığı maçta Fenerbahçe Stadı’nın ışıklarının söndürülmesi talimatını vermişti.
Ama bu da yetmedi Aziz Yıldırım’ın öfkesini dindirmeye, maçtan sonra da şunları söyledi:
“2000 yılında Fethullan Gülen’in Galatasaray’ı duayla şampiyon yaptığı söyleniyor. Bizde böyle bir şey yok.
Ben şike yapmadım, yapsaydım bu 5 sene içinde her türlü belgeler ortaya konurdu. İspat edilirse kendimi köprüden atarım dedim.
Hakemler şampiyonluğumuzu engelledi. Penaltı var, vermiyor. Beşiktaş Başkanı’na, G.Saray Başkanı’na ceza vermezler, Aziz Yıldırım’a verirler.”

Ahmet Dursun, Seba gitsin
Tüm bu sözler, başarısız bir sezon sonunda, bir yöneticinin koltuğunu kaybetmemek için ürettiği bahane silsilesinden başka bir şey değil.
Yıllar önce Beşiktaş’ın efsane Başkanı Süleyman Seba, zamanında görevini bırakmayı bilmediği için “Ahmet Dursun, Seba gitsin” sloganlarına maruz kalmıştı.
Aziz Yıldırım, aynı kadere uğramamak için Fethullah Hoca’nın dualarına umut bağlamış anlaşılan.
Burada yapılacak, bir başkasının zaferini kötülemek yerine, yiğitçe özeleştiri yapmak, sorumluluğu almak, hataları araştırmak, tekrarını önlemeye çalışmak olmalı.
Yoksa, Fethullah Hoca, hakem, şike...
Kimse bunlara inanmaz.

Hendek mağlubiyeti
Gazetelerde dün PKK militanlarının Nusaybin’de teslim olma görüntüleri vardı.
“Hendek ve barikat” savaşı, gerisinde yüzlerce ölü, Suriyeleşmiş kentler ve teslim olma görüntüleri bırakıyor.
Örgüt ise, inandırıcı olmayan “Siviller vardı” gerekçeleriyle, bu ağır yenilgiyi örtme telaşında.
Örgüt liderleri, Türkiye devletinin 100 yıllık tarihine bakınca, bu tür olaylarda ne kadar acımasız kararlar alındığını görmeliler.
1915 tehcirinden Dersim olaylarına, 12 Eylül’den 90’lı yıllara, devlet her defasında, önüne geleni buldozer gibi ezdi geçti.
2016 yılında olmamız da bunu değiştirmedi, hep birlikte gördük. Devletin bu sert politikaları kabul edilemez ama gerçek ve dış dünya da pek aldırmıyor.
Çözüm sürecini bozma ve hendek-barikat siyaseti çöktü, olan canını, malını, evini kaybeden sivil halka oldu.
Bunu örgüt de görmeli ve sorunu masada çözmek için tarihsel bir adım atmalı.
Sorunun masaya taşınmasının, Kürt siyasetine 1 Haziran’da sağladığı oy artışı, böyle bir adımın gerekçesi sayılmalı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Volkan nasıl patladı? 21 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları