Kadınsa, öldürülür!

05 Haziran 2016 Pazar

Ülkede kadın cinayetlerinden geçilmiyor. İki gün önce “Cinsiyetçi faşizm” yazıma gelen tepkiler, bir söyle bin işit örneğiydi...
Aynı gün Bianet, erkeklerin kaç kadın öldürdüğünün şeceresini veriyordu. Her ay, gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derledikleriyle oluşturdukları sayılar korkunç. Haberlere yansımayanları da düşünün... Bianet’e göre:
Mayısta erkekler, 15 kadın, 1 çocuk öldürdü; 9 kadına tecavüz etti, 6 kadına zorla seks işçiliği yaptırdı, 11 kadına cinsel tacizde bulundu, 25 kız çocuğuna cinsel istismar, 31 kadına şiddet uyguladı. 2016’nın ilk 5 ayında erkekler, en az 113 kadın öldürdü, 31 kadına tecavüz etti, 62 kadını taciz etti, 243 kız çocuğuna cinsel istismar, 151 kadına şiddet uyguladı.
Bu sayıların vahameti, kimilerinin inanmak istediği gibi “algıda seçicilik”le açıklanamaz. Söz konusu olan sistemin ürettiği politikaların sonucudur. Bir zihniyetin sonucudur.

Dine dayalı dayatma
Zihniyet deyince hukukçu ve tam bir sivil toplum savaşçısı Nazan Moroğlu imdadıma yetişip şöyle diyor: “Günümüzde kadın erkek eşitliğini reddeden, kadını birey olarak görmeyen bir zihniyetle yönetiliyoruz. Cumhuriyetimizin kadın erkek eşitliğini esas alan kuruluş felsefesi de, kadın kuruluşlarının mücadelesiyle günün gelişen koşullarına uygun hale getirilen başta Medeni Kanun olmak üzere, kadınların kazanılmış yasal hakları da yok sayılıyor.
Oysa anayasa ve yasalarda kadın erkek eşit haklara sahiptir, yazıyor. Son yıllarda, kadını sadece anne rolü ile sınırlayan söylemler, uygulamalar devletin her kademesinde yoğunlaştı. Her gün kadın üzerinden dine dayalı bir toplumsal yaşam dayatılıyor, ‘Müslüman kadın doğum kontrolü yapmaz’ gibi toplumu inanç temelinde ayrıştırıcı sözler sıralanıyor.”

Mücadeleye devam
Kadınların hakları konusunda 40 yıldır yazı yazan biri olarak büyük mücadeleler sonucu kazanılmış hakların adım adım geri alındığını görmek, “boşuna çaba” duygusuna kapılmak inanın insanı kahrediyor!
Bu duyguları paylaşmak için Nazan Moroğlu’yla sohbetteydim. Baktım hiç ödün vermeyip mücadeleye devam çağrısında bulunuyor: “TBMM’de aile bütünlüğünün güçlendirilmesi adına kurulan, Boşanma Komisyonu diye anılan komisyonun taslak raporunda da, kadının kazanılmış yasal hakları, aile bütünlüğünü olumsuz etkileyen nedenler olarak kabul edilmiş ki, kanunlarda bu yolda değişiklik yapılması önerilmiş! Bu raporun Meclis gündemine getirilmesi sadece zaman kaybına yol açar. Kadın kuruluşları olarak kazanılmış haklarımızı korumakta, eşitlik mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız” diyor ve ekliyor:
“Çünkü kadın erkek eşitliğinin bir demokrasi meselesi, laiklik ilkesinin kadın haklarının güvencesi olduğunu biliyoruz, geriye gidişe izin vermemek için mücadeleyi sürdüreceğiz.”

Orada kadınlar var mı?
Evet, “Kadınsa, öldürülür” dememek için mücadeleye devam.
Bu arada hazır ramazan da geldi, kadın erkek ama özellikle AKP’ye inanmış, AKP için çalışmış kadın ve erkeklere önereceğim bir kitap var: Şadan Maraş Öymen’in derlediği “Duygu Asena/ Orada Kadınlar Var mı?” adlı kitabı (Doğan Yayınları) herkes okumalı. Şadan, yıllarca Duygu Asena’yla çalışmış yakın dostu, adeta kız kardeşi... Zaten böyle bir kitap yazma görevini de Duygu vermiş Şadan’a.
Duygu Asena’nın binlerce makalesini tarayarak, içlerinden 150’sini büyük çaba, emek, akıl ve duyarlılıkla seçmiş. Her birinden bugün de alınacak çok ders var. Nelerin değişip nelerin değişmediğini ya da geriye gittiğini görmek için de ibret verici!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları