Muhammed Ali, bir ‘seküler-İslâm’ timsaliydi!

13 Haziran 2016 Pazartesi

Amerika’da Muhammed Ali’nin cenaze töreninde Türkiye Cumhurbaşkanı’nın başına gelenler üzerine epey yazıldı çizildi. Biraz geç belki ama ben de karınca kararınca görüşlerimi paylaşayım!..

Tam bir “Ne umduk, ne bulduk” durumu söz konusu değil mi? Peki, sebep ne? Kim, nerede yanlış yaptı?..

Cevap 1: Ali’nin “İslâmlığı”nın mahiyetini iyi tahlil edemeyenler yanlış yaptı.

Cevap 2: Dünyayı “5’ten büyük” ama Ortadoğu ve Afrika’dan küçük sayanlar yanlış yaptı.

Cevap 3: Taş taş üstünde koymayıp harabeye çevirdikleri toprakların çok uzağında, güç gösterisinde bulunamayacakları bir diyarda olduklarını unutanlar yanlış yaptı.

Ve cevap 4: Kendilerini, kasıp kavurdukları memleketlerindeki gibi hükümlerini icra edebilecekleri bir yerde zannedenler yanlış yaptı.

***

Muhammed Ali, elbette samimi bir Müslümandı.

Ama Ali, ABD vatandaşı bir Müslümandı.

Ali, dünya vatandaşı bir Müslümandı.

Ali, önce insan sonra Müslümandı.

Ve Ali, “seküler” bir Müslümandı.

O yüzden Ali’nin cenaze töreninde ne yalnız Müslüman Amerikalılar, ne de yalnız Müslümanlar vardı.

O yüzden cenazede yalnızca Müslümanların imamının da söz hakkı yoktu.

O yüzden ömrünü verdiği, tüm dünyaya sevdirdiği, dünyanın da onu sevmesine vesile olmuş boks sporunun bugünkü şampiyonu konuştu.

Yahudi haham da konuştu, Hristiyan papaz da konuştu.

Budist rahipler dua etti.

***

A-aaa, siz görmediniz mi Zerdüştîler de oradaydı ve onlar da dualarıyla uğurladı Ali’yi!..

Hatta fark etmediniz mi, ateistler de göz yaşları içerisinde “Ali, Ali, Ali” diye bağırarak onu ölümsüzleştiren on binlerin arasındaydı!..

Meydanlarda “Bunlar Zerdüşt, bunlar ateist” diye kendi insanlarını şeytanlaştırıp hedef gösteren…

“Affedersiniz Ermeni” deyişinin üstadı…

Ve “Ancak inananlar kardeştir” diyerek memleketini dehşetengiz şekilde bölmüş birine…

İnsanlığın inançlar-arası, hatta inançlar-üstü buluştuğu ve Müslümanlığın da “güzel insanlığımız”ın mütemmim cüzü olduğu böyle bir ortamda söz söylemek düşer mi?!

Dua etsinler, törene katılabildiler!

Maazallah Ali, bunların kendi memleketlerinde yaptıklarını, mesela “Gezi”de can veren Ali İsmail’leri, Ethem Sarısülük’leri, Berkin Elvan’ları, kafası patlayan, gözleri kör edilen gencecik çocukları bilse…

Cenaze törenine alınmamalarını dahi vasiyet edebilirdi!..

***

Ali, “Âlî” bir Müslümandı.

Müslümanlığı “âlî”likle değil, “âlâyıvala” ile buluşturmuş olanlarla işi olmazdı Ali’nin…

Ali, ülkesinin devleti insanlık adına suç işleyip Vietnam’da insan öldürdüğü noktada o devlete inancını yitirip adalet arayışıyla, bir adı da “El Adl” olan Allah’a yöneldi.

Adaleti saltanatlarına uyruk etmiş, hukuku ayakları altına halı gibi sermiş dinbaz muktedirlerle alışverişi, hakkı-hukuku olmazdı Ali’nin…

Ali, içinde yaşadığı “modern keşmekeş”te gönül dünyasındaki manevi krizini çözme yolunda, bir “anlam arayışı” ile Müslüman oldu.

Müslümanlığı, anlam arayışı ne kelime, alavere-dalavere yolunda manivela yapmışların kıyısından geçmeye bile o gönlü razı olmazdı Ali’nin…

***

Bu iş, Mısır’daki askeri darbe karşısında “Müslüman Kardeşler”in mağdurluğunu, kendi ülkenizde din kisvesiyle ürettiğiniz muktedir mağrurluğa Rabia işareti eşliğinde tahvil etmeye benzemez.

Ne “Kâbe-i Muazzama”nın örtüsüyle şov yapmanıza izin verirler.

Ne de kendi insanına Yılbaşı kutlamasını bile haram diye zehir etmiş Diyanet’inizin reisine, özünde inançlar-arası diyalog bulunan bir cenazede, mevta Müslüman da olsa dua ettirirler.

Ama işte, mevta Müslüman olsa da Budist rahip dua eder.

***

Evet, öyle! Orası Amerika…

Hangi Amerika?..

Sizi Selefî-Cihatçı tedhiş karşısında İslâm adına “ılımlı” diye, liberal diye, demokrat diye ve “seküler” diye ümit sayıp…

Daha memleketinizde başa geçmeden baş tacı etmiş, Başkan’ının yanına oturtup tüm dünyaya da umut diye servis etmiş Amerika.

Siz ne yaptınız?

O ümitleri boşa çıkartıp tüm güveni, inancı, beklentiyi dibe vurdurdunuz.

Şimdi orada konuşma yapmak öyle mi?!

Haydi uğurlar olsun!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları