Duvar Yazıları

Ata'yı önce adından silmiş

16 Haziran 2016 Perşembe

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un, “Atatürk’ü anayasadan atacağız” sözlerini dün gazetemizde okudunuz.

Dün öğrendik ki, aynı zamanda Akil İnsanlar arasında da bulunan avukat Mehmet Uçum, kendi adından da Ata’yı atmış.

Mehmet Uçum’un asıl adı, Mehmet Ata Uçum’muş.

Ancak ailesinin Atatürk’e atfen koyduğu “Ata” adı, meğer başından beri Mehmet Uçum’u rahatsız edermiş.

Mahkemeye başvurmuş ve bu adı mahkeme kararıyla kaldırtmış. Sonra da rahatlamış haliyle. Ve bunu İstanbul Barosu’nda bilmeyen yokmuş.

Kendi adındaki Ata’ya tahammül edemeyen bir kişi, anayasada nasıl tahammül edecek?

Şimdi oradan da atmak istiyor tabii ki.

Ama sorun şu ki, Mehmet Uçum milletvekili değil, yasa koyucu değil.

Kendi patronu olan Cumhurbaşkanı da yasa koyucu değil, milletvekili değil.

Ne hakla “anayasayı değiştireceğiz” diyorlar bilemiyoruz.

Herhalde kendilerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de üzerinde görüyorlar.

Ama değiller ve hadlerini bilsinler.

Anayasa'dan Ata'yı silecekler

Bakanımız Myanmar'da geziyor

AB vizeyi kaldıracaktı yattı. Rusya ile ilişkiler düzelecekti, olmadı.

Suriye ile savaşa devam.

ABD, Cumhurbaşkanımızı kızdırıp gezisini yarıda kestirdi.

Almanya “soykırım”ı tanıdı, elçiyi çektik.

Bu arada ülkenin bütün büyükelçileri değiştirildi.

Tüm bunlar olurken Dışişleri Bakanımız ne yapıyor diye merak ederseniz söyleyelim.

Mevlüt Çavuşoğlu önce Myanmar’a gitti, sonra da Sri Lanka’ya geçti.

Bol bol Seylan çayı içip, Türkiye’yi çok güzel temsil ediyor.

Ayrıca Myanmar’dan ve Sri Lanka’dan, turist bulamayan kendi memleketi Alanya’ya turist gelsin diye uğraşıyor.

Haksızlık etmeyin.

 

Melih Gökçek’in pembe treni aile birliğini temelden bozacak

Ankara’nın değişmez belediye başkanı Melih Gökçek’in ne kadar muhafazakâr olduğu malum.

Kendisi alkol düşmanı ve namus bekçisidir, aileye çok önem verir.

Ancak bu “pembe tren” uygulamasıyla, aileyi temelden sarsacak işler yapıyor.

Düşünün ki, Ankaralı bir AKP seçmeni karı-koca çıkıp, Gençlik Parkı’na gitmek istedi.

Koca, Pembe Tren’e binemeyeceği için eşinden ayrılmak zorunda kalacak. Sonra da eşinden önce ulaşacakları istasyona gidip beklemek ve onu bulmak zorunda kalacak. Ya bulamazsa, facia, aile dağıldı...

Ya da bir anne düşünün, ergenliğe yeni geçmiş oğluyla Anıtkabir’e gitmek istedi, (Pardon değiştirelim Anıtkabir’e gitmek istemeyebilir.) Çukurambar’a gitmek istedi.

Oğlu ergenliğe ulaştı diye, pembe trene almayacaklar. Oğlan istasyonda yolunu şaşırıp kalacak. İkinci facia.

Ya da bir baba, iki kızıyla AVM’ye gitmek istedi. Kızlarıyla aynı trene binemeyeceği için iki kız kaldı mı ortada, yine aile dağıldı.

Melih Bey bu sorunları nasıl çözecek, merak ediyoruz.

Yoksa Gökçek AKP’nin o kadar önem verdiği “Aile Birliği”ni bozmak için çalışıyor da haberimiz mi yok!

 

Gazeteler hiçbir zaman ölmez

20 yıldır gazeteler ölüyor, bugün bitti, yarın bitecek deyip duruyorlar.

Dün Ertuğrul Özkök Güney Amerika’daki Dünya Yayıncılar Birliği’nde yayımlanan raporu yazdı:

Dünyada hâlâ her gün 2.7 milyar kişi günlük gazeteyi kâğıttan okuyor.

Gazeteler 168 milyar dolar satış ve reklam geliri elde ediyor.

Gazete ve dergiler hâlâ dünya kültür ve yaratıcılık ekonomisinde üçüncü grup.

Gazeteler ölmeyecek, herkes böyle bilsin.

 

Eski sağ kolu noktayı koydu: Diploma iki yıllık

AKP’nin kurucularından Abdüllatif Şener’in, Erdoğan’a bir zamanlar ne kadar yakın olduğunu anlatmaya gerek yok.

Partiyi beraber kurdular, bakanlık yaptı.

Sonra yolları ayrıldı.

Kısaca Erdoğan’ı en yakından tanıyanlardan biri Abdüllatif Şener’di.

Şener, Halk TV’deki programda, Erdoğan’ın üniversite diplomasına değinirken, şöyle dedi:

“Erdoğan’ın diploması iki yıllık.”

Haydaaa! Eğer Şener’in dediği doğruysa, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olamaması lazım.

Neyse yandaş hukukçular zorlanmasın, biz karşı görüşü de verelim.

“Seçimle geldi, müktesep hak oldu” deyin geçin.

 

Yalım Eralp artık CNN Türk’te değil

Size bir de medyadiplomasi haberi verelim.

Emekli büyükelçi Yalım Eralp, 17 yıl önce Mehmet Ali Birand döneminde CNN Türk’te başladığı dış politika yorumculuğundan ayrıldı.

76 yaşındaki Eralp’in, emekliliğin üzerinde 17 yıl süren yorumculuğu bitmiş oldu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gargaraya getirmek 28 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları