Mein Kampf ve Trump

16 Haziran 2016 Perşembe

Berlusconi’nin gazetesi “Giornale” İtalya’da Hitler’in “Mein Kampf”ını (Kavgam) hafta sonu eki olarak verdi.
Mein Kampf’ın yıllardır satıldığı ülkemizde bu şaşırtıcı olmayabilir. Ama “faşizmin” doğduğu topraklar olan İtalya’da “yasak” kitabın sağ popülizmlerin ivme kazandığı bir çağda, bir gazete eki olarak piyasaya sürülmesi şok yarattı.
Alman gazeteleri haliyle konuya yakın ilgi gösterdiler. Washington Post “Hitler’in kitabı yeniden popüler oldu” dedi. Le Monde “Sağcı Giornale Mein Kampf’ı sunuyor” diye yazdı. Guardian “İtalyan gazetesi Mein Kampf eki için ateş hattında” saptamasında bulundu.
İtalya’da gerçekten büyük polemik yaşanıyor. Pek çok yazar “Mein Kampf”ın yeraltından çıkarılmasını lanetlerken; söz konusu kitabın 6 aydır anavatanında tekrar satışa sunulduğunu ve bir “best-seller” haline geldiğini hatırlatan yorumcular tarihi belgenin artık “tabu”laştırılmaması gerektiğini söylüyorlar.

Şiddetin mahrem mantığı
Tartışılan kitap için en ilgi çekici yorumlardan biri “Corriere della Sera”da yer aldı.
Eleştirilerin aksine “Mein Kampf okunmalıdır!” diyen Corriere della Sera yazarı Carlo Rovelli, tavsiyesini şöyle gerekçelendiriyor:
“Mein Kampf’ı okumak, benim hep kavramakta zorlandığım sağın zihniyetini çözümlememe yardımcı oldu. Sağı besleyen duygunun güçlü olmak değil, aslında güç kaybetmek korkusu olduğunu anladım. Mein Kampf’ta bu korku ve tehdit altında olmak hissi çok belirgin. Hitler düşmanın her yerde olduğu vahşi bir dünya çiziyor. O vahşi dünyada yem olmamak için çarenin tek kimlik etrafında kenetlenmek olduğu mesajını işliyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan diz çökerek çıkan Almanya kendisini bu korku ile tüketti, Avrupa’yı mahveden bir savaşa yol açtı. Yıkımı karşılıklı korkular yarattı. Bugün benzer şekilde karşılıklı korkuların arttığı bir ortamda yaşıyoruz. Kendisini zayıf hissedenler korkuyor, ‘öteki’ne kuşku duyuyor, ortak kimlik varsayımıyla kavmiyle saflarını sıklaştırıyor. Şiddetin bu mahrem mantığını dünyada az kitap Mein Kampf netliğiyle ortaya koyuyor.”

‘Truva Atı’ Müslümanlar
Avrupa’da işte tam böyle yeni “Mein Kampf” anatomileri çıkarılırken Trump’ın Orlando katliamı konuşmasını izledim.
“Cumhuriyetçi” başkan adayı konuşmasını Hitler gibi, katıksız “korku” faktörü ve “Amerika’nın güç kaybı” üzerine kurdu.
“Tek Müslümanın bile ne kadar tehlikeli olabildiğini gördük” dedi Trump. “Onlar içimizdeki Truva Atı” diye ekledi. ABD’nin Müslümanlarını Orlando saldırısının suç ortakları olmakla suçladı. “Müslümanlara kapıları kapatmak” çıkışını yeniledi. “Ben demedim mi” dedi: “Katilin babası vaktiyle Amerika’ya girmeseydi katliam yaşanmayacaktı. Bu bir başlangıç. Müslümanların ABD’ye girişini engellemezsek durum daha da kötüleşecek.”
Trump, Orlando’nun ardından Müslümanların burnundan fitil fitil getirilmesi gerektiğini öneriyor. Dışarıdakiler içeri sokulmamalı, içeridekilere demir yumruk uygulanmalı, diyor.
Trump’ı dinlerken Washington Post’taki bir Robert Kagan (“Amerika’ya faşizm böyle gelir”) yazısını hatırladım.
Kagan, Trump’ı başkanlık yarışına yükselten ivmenin sağcı adayın somut çözüm önerileri değil “kaba güç ve maço hava” olduğunu söylüyor.
“Trump söylemlerinin ortak noktası insanların korku, nefret, öfke duygularıyla karışık küçümseme ve hınç alma duygularına tercüman olmak” diye ekliyor: “Trump’a, kendisini bile şaşırtan popülaritesini sağlayan biricik unsur bu: ‘ötekileri’ tepeleme yaklaşımı. Halkın güvensizliklerinden yararlanan Trump’ın yarattığı bu olgu giderek çığ gibi büyüyor. Amerika’ya faşizm böyle geliyor!”
İzleyicilerin yoğun tezahüratıyla karşılanan Trump’ın “Orlando konuşması”, “faşizm nasıl gelir”in bir modern zamanlar takdimi gibiydi.
“Mein Kampf”ın cinleri bir kez şişeden çıkmaya görsün.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları