Liseliler meşru müdafaada

19 Haziran 2016 Pazar

On yıl kadar oluyor. Her yıl haziranın ilk pazarında yapılan Galatasaray Pilav Günü’nde eski sınıf arkadaşlarımla sohbet ediyorduk. 191 Gündüz Can okuduğu dergileri sıralarken uyardım:
- O dergiye dikkat et! Hiç güvenilir değildir.
- Ben, diye yanıtladı dostum, Thompson’da okudum, söylenenleri aklımın süzgecinden geçiririm.
Haklıydı, biz yalnız Fransızlardan değil, Türk hocalarımızdan da, sorgulayıcı laik eğitim görmüştük.
Yalnız benim okuluma özgü bir durum değildi bu, Cumhuriyetin temelinde sorgulayıcı, laik eğitim vardı.
Geri kalmışlığa karşı eğitim seferberliği yalnız Cumhuriyetin değil, Osmanlı’nın da denediği bir yoldu. İttihatçılar da, eğitim seferberliğini yürüttüler, Abdülhamit de, okullaşmayı geliştirme yolunda hamleler yaptı.
Cumhuriyetin onlardan büyük farkı, 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat ile eğitim ikiliğini ortadan kaldırıp laik eğitimi temel haline getirmesiydi.
Kızlarla erkeklerin bir arada okudukları, laik karma eğitim demokrattı, sorgulayıcıydı, ezbere dayanmıyordu, Cumhuriyetin büyük eğitim seferberliğinin temelini oluşturan bu eğitim aynı zamanda aydınlanmacıydı.

***

Geri kalmışlığa karşı mücadele eden, çağdaş uygarlık düzeyini yakalamayı amaçlayan Cumhuriyet bunu aydınlanmacı, sorgulayıcı, karma laik eğitim yoluyla gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.
Cumhuriyetin gerçek ordusu Milli Eğitim, Mustafa Kemal’in gerçek askerleri ise öğretmenlerdi.
Cumhuriyet devrimleri bu yolla yaygınlaştı ve kökleşti ülkede.
Köy Enstitüleri, köylü nüfusun çoğunlukta olduğu ülkede, bu hareketi tabana yayma hamlesiydi.
Laik Cumhuriyetin karşıtları bu gerçeği sezdiler, ona karşı ilk hamleleri ve örgütlenmeleri o alanda gerçekleştirdiler. Bunun için toprak ağalarının partisi DP’nin ünlü Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’yi bile beklemelerine gerek kalmadı, bizzat CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer eliyle indirildi Köy Enstitülerine ilk darbe.
Ardından, birbiri ardından gelen sağcı iktidarlarla darbeler de birbirlerini izledi. Laik Cumhuriyet karşıtları laikliğin en büyük savaş meydanı, Milli Eğitim alanındaki savaşları birbiri ardına kaybettiler.
Bugün vasıl olduğumuz netice şudur:
PISA raporuna göre Türkiye 64 ülke arasında 45. sırayla, bütün OECD üyelerinin gerisinde kalmıştır. Türk öğrencileri eleştirel düşünce ve problem çözme becerisinde dünya ortalamasının beşte biri oranında başarılıdır. TEOG sınavlarında öğrencilerin en başarılı oldukları alan din bilgisi, en başarısız oldukları alan ise matematiktir.
Türkiye çağdaş uygarlık düzeyini imam hatipler ve din eğitimi ile mi yakalayacak?

***

Artık eğitim, biat kültürüne dayalı, ezberci, ötekileştirici dogmatik, ayırımcı, ırkçı bir niteliğe bürünmüştür. Bu politikanın mimarı, Milli Eğitim’dir.
Türkiye’nin varlığı ve bekası açısından en büyük tehdit odağı, bütün kaleleri zaptedilmiş olan “Milli Eğitim”dir.
Ders yılı biterken liselerimizde görülen ve çığ gibi büyüyen eylemler, işte bu “Milli Eğitim!”e karşı Cumhuriyetin kendini savunma girişimleridir.
Genç liseliler, gericiliğe, bağnazlığa, ırkçılığa, ayırımcılığa, bölücülüğe karşı laik Cumhuriyeti, başka bir deyişle bizzat kendi varlıklarını ve geleceklerini savunma gayreti içindedirler.
Gericiliğe, ırkçılığa, ayrımcılığa, bağnazlığa, despotluğa karşı verdikleri bu karanlıkları aydınlığa çıkarma savaşında liseli gençlere destek olmalıyız!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları