Spor da Etkileniyor...

23 Haziran 2016 Perşembe

Zekâ ile kurnazlığı eşdeğer saydığımızdan bu yana başlayan kırılma süreci, doludizgin sürüyor.
Kuralsızlığı kutsayıp hukuku, anayasayı yok edip tepedekilerin akıllarına estikçe dile getirdiklerini “geçerli kural” sayarak Türkiye’nin her alanda büyüdüğünü, kalkındığını ve daha da acısı demokratikleştiğini sananlar var. Bir yanda gününü gün etmeye çalışanlar, öbür yanda geçmişi ve geleceği bir yana bırakarak günü kurtarmaya çalışanlar. Bölünmüşlük, ötekileştirme ve yozlaşma ülkede kol geziyor.
Böyle bir ülkede sporun ve özellikle futbolun zamana ayak uydurmamasını beklemek hayal olur.
Gündemdeki sorunlardan biri olan Avrupa Futbol Şampiyonası’na genel bir değerlendirme yapmaya niyetlendim.

***

Spor yazarı olmadığım için “Sen de nereden çıktın” diyenler olabilir. Geçmişte biraz topla alışverişim olmuştur.
İkinci profesyonel ligin olmadığı yıllarda birinci amatör küme takımlarından Hilal’de (Kadıköy-Göztepe) 1952-56 yıllarında, Kadırga’da 1957’de lisanslı sporcuydum. Hilal’de basketbol ve voleybol da oynadım. Teşvik turnuvalarına katılırdık.
Koçumuz Nezih Demirkent, idarecimiz Sacit Demircan dönemin başarılı spor gazetecilerindendi. Bir keresinde “komünist” diye suçlanmamıza ramak kalmıştı. Kadıköy Halkevi’ndeki voleybol maçında alana girmemize Saha Komiseri Muzaffer Tunçalp, “Demirperde ülkelerindeki gibi” diye kızmış, yeniden onun istediği gibi girmiştik.

***

Fenerbahçeli bir ailede doğdum. Özel yaşamımda yaklaşık 75 yıldır Fenerbahçeli sayılırım. Üye değilim. Bize “Galatasaray reisi de (başkanı da) Fenerbahçe reisi kadar muhteremdir (saygıdeğerdir)” diye öğretmişlerdi. Ben hâlâ aynı görüşteyim ama artık başkanlar bile buna inanmıyor.
Medya da kolayına kaçıp siyaseti bile magazin yönüyle yansıtırken sporun bundan kaçınabilmesi olanaksızdı. Hatta “öncülük etti” bile denebilir. Yaygın gazetelerde üç büyükler için ikişer sayfa ayrılınca her gün üç kulüp için ikinci manşet 15- 20 haber bulmak kolay olmasa gerek. İşin içine magazin girince kişisel ilişkilerin öne çıkarılması kaçınılmaz oluyor. Kulüp başkanları yöneticileri neredeyse ateşe benzinle gitmekten hoşlandıklarından iş tümüyle çığırından, spor spor olmaktan seyircileri ile birlikte çıkıveriyor.

***

Futbolun kuralları zaman zaman değişiyor ama medya genelde bilgilendirme görevini es geçmeye meyilli. Zorunlu ileri vuruşlar arasında sayılan başlama vuruşu değişmiş. Santra noktasında bir futbolcu var. Hakem düdüğü çalınca gerideki arkadaşına pas veriyor. Çoğu kişi görerek öğreniyor. Magazin bombardımanına tutulan fanatikler bir yuhalıyor, bir göklere çıkarıyor.
Bir kamu görevlisi sayılabilecek Fatih Terim, bir kamu kurumu olan TRT’ye kızıp ambargo uyguluyor.
Türkiye’nin hali ortada ama biz spor ve futbol daha değişik olsun istiyoruz.
Olanaklı mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları