Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Her Sınavı Skandal Ülke Türkiye ve Son 3 Yılın TEOG Skandalları

24 Haziran 2016 Cuma

Geleceğin mimarı gençlerin eğitim hayatlarının kırılma noktaları olan ve Türk Eğitim Sistemi’nin temelini oluşturan “Ulusal Sınavlar”ımızın her birini; tarihte benzeri görülmemiş skandallara çevirmekte üzerimize yok. Veliye ve öğrenciye bunun en güzel örneğini yıllardır Liselere Giriş Sınavı TEOG’da fazlasıyla yaşatıyoruz. Üstelik her geçen yıl daha da kördüğüm skandallara imza atarak.

Diyebilirsiniz ki; tüm dünya ortalama 8-10 yıl aynı eğitim sistemini kullanırken, yap-boz misali 11 yılda 13 kez sistem değiştiren bir ülkenin ulusal sınavlar sürecini sağlıklı yürütmesini mi bekleyebiliriz ki? O da doğru. Ancak yine de öğrencilerin aylar süren hummalı çalışmalarla canla başla hazırlandığı, velilerin ise çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak adına her türlü fedakarlığı yaptığı TEOG gibi önemli bir sınavda akıllara durgunluk veren öylesine yanlışlar, ihmaller var ki koca bir devletin eğitim konusundaki bu zafiyeti ve yetersizliği nerden bakarsanız bakın kabul edilebilir gibi değil. İşte iyi bir lisenin anahtarı olan TEOG sınavlarının; yazık ki adeta gelenekselleşmiş son 3 yıl skandalları.

YETKİLİLERİN ŞANS OYUNUNA DÖNDÜRDÜĞÜ TEOG’DA HATALAR VE GÜVENLİK İHLALLERİ YAMA USULÜ KAPATILIYOR

Yetkililerin deneme yanılma metodlarıyla, anlık ve istikrarsız kararlarla adeta bir şans oyununa döndürdüğü TEOG; skandal yanlışlarla her yıl milyonlarca öğrenciye ve veliye ızdırap çektirmeye, verilen nice emekleri, ümitleri, kariyer planlarını ziyan etmeye devam ediyor. TEOG’un öncesini ve sonrasını iyi planlayamayan, hata üstüne hata yapan ve hatalara kalıcı etkin çözümler üretmek yerine yanlışı yama usulü kapayarak daha da büyük yanlışlara sebebiyet veren, bir çocuğun hayatında bir kez gireceği bu denli önemli bir sınavın 120 sorusunu bir kez bile kusursuz hazırlayamayan MEB her sene çığ gibi büyüyen sorunlar yumağında adeta gitgide kayboluyor. Sistemin “sistemsizliğinin” vermiş olduğu zararın bedelini ödeyen ise tek bir grup var. Öğrenciler, veliler ve eğitim emekçileri.

SINAVA BİRKAÇ GÜN KALA YANLIŞLIKLA GERÇEK TEOG SORULARI ÖĞRENCİLERE DAĞITILDI, SINAVDA SINAV KOLİLERİ KAYBOLDU

Öğrencileri ve velileri bekleyen ilk skandal SBS’nin TEOG’a döndüğü yıl patlak verdi. Sınav sisteminin değişmesinin getirdiği belirsizliklerle zaten tedirginlik yaşayan öğrenciler o yıl tarihte benzeri görülmemiş bir ihmalkarlıkla yeni sisteme merhaba dedi. TEOG Deneme Sınavı kitapçıklarının arasına gerçek sınav kitapçıkları karışmasıyla, gerçek TEOG soruları sınavdan birkaç gün önce öğrencilere verilmiş oldu! Skandalın patlak vermesiyle birlikte basımına başlanan kitaplar durduruldu, sorular sınava birkaç gün kala tekrardan hazırlanıp basıldı ve branşa ait pembe yüzbinlerce kitapçık çöpe atılarak yerine gri renkte yüzbinlerce yeni soru kitapçıkları basıldı. Çöpe giden emekler sadece kitapçıklar değildi. Onbinlerce sınav güvenlik poşeti, yüzbinlerce salon poşet etiketi, salon yoklama listesi, sınav kutu kilidi ve ek mesai yapmak zorunda kalan personel olmak üzre devletin milyarlarca parası da kitapçıklarla birlikte çöpe gitti.

Aynı yılki TEOG’un bir başka skandalı ise 800’e yakın öğrencinin cevap anahtarının yanlış okunduğuydu. Bu öğrencilerin puan hesaplaması yeniden yapıldı. Ancak sistemin tümünü etkilediği şüphesiz olan bu skandal hata karşısında tüm sınavın iptali gerekirken sınav iptaline bile gidilmedi.

Yine aynı yıl; uzmanların sınav güvenliği ihlali endişelerini adeta doğrulaya bir skandal patlak verdi. Bir okulda sınav kolilerin kayboldu ve söz konusu okulda sınava tam 1 saat geç başlandı.

GAYRİMÜSLİMLERİN DİN DERSİ MUAFİYETİ UNUTULDU, YÜZLERCE ÇOCUK TERCİHE
YAZMADIĞI YERLERE YERLEŞTİRİLDİ.

Bir sonraki yılın TEOG sınavında ise akıl almaz bir uygulama yapıldı. Sadece bilgisayar benzerlik kurdu diye sınav salonunda birbirinden metrelerce uzaklıkta oturan binlerce öğrencinin sınav kağıdı “ikili kopya sistemi” denen bir suç gerekçesiyle iptal edildi. Öğrencilerin sağlıklı ve güvenli ortamda sınava girmesini sağlamakla yükümlü sınav başkanlarının ve sınav gözetmenlerinin bu öğrenciler hakkında hiçbir olumsuz tutanağı olmamasına rağmen muhakeme yapma yeteneği olmayan bilgisayarlar yüzlerce öğrencide kopya tespit etti ve sınavlarını iptal etti. Açılan yüzlerce dava sonucunda öğrencilerin puanları yeniden hesaplandı.

Aynı yıl din kültürü dersinden muaf olması gereken gayrimüslim 371 öğrencinin muafiyeti unutuldu ve din kültüründen sıfır net yapmış gibi puan hesaplandı. Velilerin hukuki süreç başlatmasıyla yanlışlığı farkeden MEB, puanları yeniden hesapladı ve öğrencilerin sıralamasının yapılması süreci en başa sardı.

Bir başka TEOG skandalı ise birçok öğrencinin tercih listesine yazmadığı, adını bile duymadıkları uzak ilçelerdeki okullara yerleştirilmesiyle başladı. Yanlış yerleştirmeye isyan eden, hakkını mahkemede arayan veli çoktu ama bunların içinde en çok konuşulan; Küçükçekmece’de yaşayıp Heybeliada’ya yerleştirilen öğrenci oldu. Sonrasında yerleştirme hatası düzeltildi fakat yine bütünü etkileyen bu hata, sadece mağdur öğrencilerin bir yere yerleştirilmesiyle yama usulü kapatıldı.

SONUÇLARI UZMANLAR YERİNE TAŞERON İŞÇİLER Mİ DEĞERLENDİRDİ İDDİASI

Bir yıl sonraki TEOG’da ise gelenek bozulmadı ve bir başka skandal patlak verdi. TEOG sorularının hazırlandığı, basıldığı ve cevap anahtarlarının değerlendirmeye alındığı tesislerde uzman kişilerce yapılması gereken tüm işlerin hiçbir yetkinliği ve sertifikası olmayan taşeron bir firmanın çalışanlarına yaptırıldığı iddiası gündeme bomba gibi düştü. Optik okuyucu okumadığı için komisyonların birebir elde okuması gereken bazı cevap kağıtlarının taşeron işçiler tarafından okunduğu ve bu işçilerin “ soran olursa getir götür işleri yapıyoruz” diye tembihlendiği iddialar arasındaydı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Temmuz başında 50’ye yakın işçiyle sözleşmesini fesh etmesiyle birlikte su yüzüne çıkan büyük skandala dair sorular cevapsız kalınca iddia boyutunda kaldı.

Önceki yılın skandalları bununla da kalmadı. Her yılki gibi yine bir uygulamada karar değişikliğine gidildi ve aniden; 7.-8. sınıfta haftada 3 saat, son sınıfta haftada 1 saat görülen seçmeli derslerin de artık ortalamaya katılmasına karar verildi. Ancak uygulamanın daha ilk yılında seçmeli dersler notu değerlendirmeye sıfır olarak alındı. Okulların bu durumu farketmesiyle hatadan geri dönülüp gerekli hesaplamalar yine yeniden yapıldı.

TEOG’UN 120 SORUSUNUN YANLIŞSIZ HAZIRLANDIĞI TEK BİR SENEMİZ BİLE YOK

Evet, yanlış okumadınız. TEOG soruları her yıl yaklaşık 70 kişilik bir kurul tarafından üniversite akademisyenleri danışmanlığında aylar süren hummalı bir çalışmayla hazırlanıyor. Gelin görün ki TEOG sorularının yanlışsız hazırlandığı tek bir sene bile yok. Her sene minimum 2 soru iptali oluyor ve her soru iptalinde puanlar yeniden hesaplanıyor. Soru iptal edilen her sene mazeret sınavına giren öğrenci ile gerçek sınava giren öğrenci arasında adaletsizlik oluyor. Testlerin ağırlık katsayıları gözönüne alındığında asıl sınava giren ve mazeret sınavına giren öğrenci arasındaki adaletsizlik açığı daha da büyüyor.

Bu yılki TEOG sınavında da gelenek yine bozulmadı ve 1.TEOG’un 2 sorusu hatalı görülerek önceki gün iptal edildi. Bu yılın 2.TEOG’unun, iptali kuvvetle beklenen Selanik sorusu hakkında ise herhangi bir açıklama yok. Ancak aynı sorunun 2013 1.Dönem TEOG’unda karşıt tezi savunarak sorulması MEB’in kendi içinde çeliştiğinin de acı bir göstergesi.

GENÇLERİN DEVLETLERİNE GÜVENİNİ KAYBETMESİ O DEVLETİN EN BÜYÜK KAYBIDIR

Yanlış değerlendirilen sorular, değerlendirilip girilmesi unutulan SORULAR.

Kaybolan sınav kolileri, kaybolmayıp kesik yırtık eksik SINAV KOLİLERİ.

Hazırlanıp hazırlanıp iptal edilen SORULAR.

Haksızca alınıp sakince yerine geri konan PUANLAR.

Rastgele yanlış öğrenci yerleştirmeler, veli okul farketmezse farkına bile varılmayan HATALAR.

Bildiğimiz bu skandallar, bilmediğimiz farketmediğimiz kimbilir daha ne hatalar, YANLIŞLAR.

Her yıl; acaba hangi hataya kurban gidecek, hangi yanlışın bedelini ödeyecek diye sınava giren MİLYONLARCA TEDİRGİN ÖĞRENCİ.

Bu hataları, yanlışları tespit edebilmek için teknik bilgiyle donanmaya çırpınan MİLYONLARCA VELİ.

Ülkemizin can damarı olan Türk Eğitim Sistemi’nin, ülkenin geleceği olan gençlerin istikbalinde yarattığı KALICI TAHRİBATLAR.

Ve o gençlerin, herşeyden yüce bir değer olarak arkasında hissetmesi gereken DEVLETİNE OLAN GÜVENİNİ GİTGİDE KAYBETMESİ.

BİR DEVLET İÇİN KAYIPLARIN EN BÜYÜĞÜDÜR.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gölge Feslikannarı 10 Ekim 2023

Günün Köşe Yazıları