Kurtlar Sofrasında Yeni Durum

26 Haziran 2016 Pazar

Britanya üzerinde “exit” yazan çıkış kapısını buldu. Ayrıntılar; kim “çıkalım” kim “kalalım” demiş artık önemsizdir. En az iki yıllık bir boşanma süreci yaşanacak, sonunda herkes kendi yoluna gidecektir. “Ada” şartlı katıldığı AB’den tümüyle kopacak, büyük müttefiki ABD ile birlikte uluslararası alanda aktifleşmenin yollarını arayacaktır. Gönülsüz ortaktı; Schengen’e katılmamış, Avro’yu kabul etmemişti. İkinci paylaşım savaşı öncesi Churchill’in “Avrupa ile birlikteyiz, ama onun parc¸ası değiliz” dediği iddia edilir. Parça ayrıldı.

***

“Birleşik Krallık” yıllar var ki “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” değil. Ama dünya jandarması kardeşiyle birlikte emperyalist iddiaları sürdürmekten, Avrupa’da onun eli kolu olmaktan hiç vazgeçmedi. 1944’te De Gaulle ile bir go¨ru¨s¸ mesinde Churchill’in, “Ne zaman Avrupa ile ac¸ık deniz arasında bir tercih yapmak zorunda kalsak, ac¸ık denizden yana kullanırız tercihimizi. Eğer sizinle Roosevelt arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsam, tercihimi Roosevelt’ten yana kullanırım” dediği de rivayetler arasındadır.

***

Avrupa Birliği ise bir süredir çare aradığı çöküşe, parçalanmaya doğru ilerliyor. Aslında bu sonucu önceden gören Avrupalı politikacılar, örneğin Helmut Schmidt, Joschka Fisher, “Üç Halkalı AB” tezini savunmuşlardı. Böylece ilk halka güçlü ülkelerden oluşacak, ikinci halka durumu koruyacak, üçüncü halkayla genişleme zamana yayılacak, siyasi birlik tamamlanacaktı. Bu tezi “AB’nin siyasi birlik için bir anayasası olmalı” tezi tamamlıyordu. Frankfurt Okulu’nun ünlü filozofu Jurgen Habermas’ın da heyecanla savunduğu anayasa, ah ne yazık(!) referanduma cesaret eden AB ülkelerinde halkın onayını alamadı.

***

Dağılmanın kaçınılmazlığının ilk işareti Birliğin neoliberal politikalarına yönelen o sert itirazdır. Sonrası telaşlı ve hızlı bir genişlemeye, hızlanan dünya politikasında nal toplama dönemine işaret eder. AB ülkeleri huzursuz bir dünyanın yükünü taşıyamaz, içeride yükselen itirazlara karşı koyamaz hale geldiler. Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Ayrılmak isteyenler artacak, milliyetçilik kabaracak, birlik güzellemeleri yerini ulusal devlet övgüsüne terk edecek, sol arayışlar yükselecektir. Liderlik kavgasının hızlanması, “birlikte yapabiliriz”in ayrı ayrı avlanmaya, birbirinin önünden yem kapmaya dönüşmesi beklenir.

***

Kurtlar sofrasında hırıltılı sesler duyacağız artık. Parçalanma tehdidi altındaki Britanya, hep ayrı baş çekmiş Fransa, “lokomotif” Almanya durumu kurtarmanın yollarını arayacaklar. Birlikte saldırdıkları Ortadoğu’dan yola çıkmış mülteciler kâbuslarıdır. Vekâletle yürüttükleri savaşa bu kez doğrudan ve birbirlerinin gözünü oyarak dahil olmaları ihtimal dahilindedir. Bu ise açıkça üçüncü paylaşım savaşı demektir.

***

Her durumda pek iyi şeyler beklemiyor dünyayı. AB’nin dağılışına en son üzülmesi gerekenler kuşkusuz başları dertten kurtulmayan halklar, işçiler, çalışanlar olmalı. Ama tehlikeyi de görmek gerek. Kesinlikle Avrupalı olan Aydınlanma kültürüne saldıran gericileşmeyi hızlandırabilecek saldırılarla baş edebilmek, devrimci bir çıkış bulabilmek için acele etmekte, neredeysek orada “demokratik birlikler” kurma işine hız vermekte yarar var.
Tehlike büyüdü çünkü.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları